Çok sığ olmadığı sürece suda giden herhangi bir şeyin arkasında dalgalar oluşur. Bu dalgaları yaratan küçücük bir yavru ördek de olabilir, devasa bir yük gemisi de. Şimdiye kadar bu dalgaların her zaman belli bir aralıkta yayıldığı düşünülüyordu. Ancak bilim insanları, bu teorinin doğru olmadığını ortaya koydu.
NTNU Enerji ve İşleme Mühendisliği bölümünden Simen Adnoy Ellingsen, master öğrencisi Benjamin Keller Smeltzer ile birlikte yaptıkları çalışmada teoriyi boşa çıkarmayı başardı.
Araştırmacılardan Ellingsen’in “Kimse bana bu kadar zor bir alan olduğunu söylemedi” dediği çalışmasının sonucunda, Kelvin açısı olarak sunulan 39 dereceden daha geniş, hatta duruma göre dairesel dalgaların oluşabildiğini ortaya kondu.
Akıntıda farklı açılarda dalgalanmaların olması için suyun içerisinde farklı akıntı katmanları olması gerekiyor.
Araştırmanın pratik sonuçları ise genel olarak lojistik sektörü üzerinden insanların alım gücünü etkileyecek gibi duruyor. Bu dalgaların oluşumu ve yapısı, suyun uyguladığı dirençle de alakalı oluyor. O yüzden de bu yapıları inceleyerek yapılacak olan çalışmalar, yakıt tüketimini ciddi şekilde etkileyebilecek potansiyele sahip. Ellingsen, akıma karşı yüzmekle akımla aynı yöne yüzmek arasında iki kat yakıt tüketim farkı olabildiğini belirtti.
Ellingsen, elde ettikleri sonucun Kelvin’in teorisini aslında ortadan kaldırmadığını ancak kapsamını genişlettiğini söylüyor. Yüzey altında akım olmadığı sürece bu derecenin değişmeyeceğini söyleyen araştırmacı, teorik olarak dalgaların teknenin önünde bile oluşabileceğini söyledi. Ellingsen’e göre akımlar arasında yaşanan değişiklik nedeniyle açı artmaya başladığında ise ‘başka yere gitmeniz’ gerekiyor.
