Drone’ların fotoğraf çekme ve arazi görüntülemeyi gibi hususlarda büyük kolaylıklar sağladıkları su götürmez bir gerçek. Ancak endüstriyel amaçlarla kullanılanlar da dahil olmak üzere çoğu drone, zayıf batarya ömürlerinden muzdarip.
Kaliforniya merkezli Impossible Aerospace adlı bir startup, bu soruna bir çözüm bulmayı başardı. Pazartesi günü, 9.4 milyon dolarlık fonuyla sessizce bir çıkış yapan şirket, batarya hususunda büyük gelişmeler vaat etmek veya havalı bir görünüm yaratmak niyetinde değil. Sahip olduğu fonun bir kısmı Airbus tarafından sağlanan şirketin tek iddiası, drone’ların tasarlanma ve üretilme prensiplerini yeniden düşünmüş olmaları.
Impossible, DJI Phantom boyutlarındaki ilk drone’larının havada yaklaşık 2 saat boyunca kalabildiğini söylüyor. Bu süre, profesyonel drone’ların sundukları 20-40 dakika arası süreye kıyasla bile oldukça yüksek.
Şirketin daha fazla batarya ömrü elde etmek için ortaya çıkardığı çözüm, takılıp çıkarılabilir batarya hücrelerinin yerine, bataryaların drone’un iskeletine yerleştirilmesine dayanmakta.
Bu, bataryanın drone’un içinde yer almasından ziyade drone’un tamamen bataryadan oluşması anlamına geliyor. Daha fazla batarya kullanılmasını sağlayan bu yöntem, bataryadan kaynaklanmayan ağırlığın dengelenmesi için daha çaba sarf edilmesini engellemekte ve bu da daha uzun uçuş süresi sunmakta.
Drone endüstrisinde büyük bir değişime yol açabilecek bu fikir, şirketin CEO’su Spencer Gore’un Tesla’da Model X ve Model 3 gibi araçların batarya tasarımlarını yaparken edindiği deneyimlerden esinlenilerek ortaya çıkmış.
