İlk Çıkacak Katlanabilir Telefonları ‘Almamanız’ İçin 3 Mantıklı Neden

Gündelik teknoloji ürünlerinin ardında yıllar süren bilimsel ve teknik araştırma yatıyor. Bugünün akıllı telefonları belki de 2010’lu yılların öncesinde üretimi mümkün olan cihazlardı. Nitekim bu üretimi milyonlarca adetle olabildiğince sorunsuz şekilde halletmek için bazı tekniklerin gelişmesi gerekiyordu.

Yakın tarihten bir örnek verecek olursak, geçtiğimiz yıl piyasaya sürülen iPhone X ve Google Pixel 2’nin OLED ekran teknolojilerine yakından bakmamız gerekiyor. Bu cihazların ekranları son derece yüksek çözünürlük ve renk yoğunluğuna sahipti. Sorun, ekran panellerinin henüz seri üretimde sorunları yeteri kadar stabilize hale getirilmeyen OLED teknolojisinden oluşmasıydı. Sonuç olarak iPhone X’ın sıcaklık farkında tonlarında kayma olmaya başladı, Pixel 2’de ekranlarda piksel bozulmaları ve ölü noktalar oluştu.

Önümüzdeki yıldan itibaren Samsung ve Huawei gibi şirketlerin öncülüğünde göreceğimiz katlanabilir cihazlarda da OLED teknolojisinde görüldüğü gibi benzer sıkıntılar olması muhtemel. Ekran panellerinin esnediği, yazılımların bu panellere göre şekillendiği geçiş döneminde pek çok sorunla yüz yüze kalma ihtimalimiz çok yüksek. Gelin bu sorunlara 3 ana başlık altında yakından bakalım.

1- Katlama ömrü:

Katlanabir cihazın ne kadar süreyle sağlıklı şekilde kullanılabileceği sorusu, o cihazı kaç kere katlayabildiğinizle ilişkili bir durum. Esnek bir ekran panelinin yanı sıra, katlama fizikselliğini sağlamak adına bu cihazlar içerisinde son derece kaliteli menteşeler bulacak. Menteşe bu işin kabaca tarifi. Üreticiler zamanla daha kalıcı çözümlerle ve gelişmiş mühendislik teknikleriyle katlama ömrünü uzatan mekanik kalibiyetler geliştireceklerdir.

Bu durumu günümüz akıllı telefonlarının gittikçe ortadan kalkan çerçevelerine benzetebiliriz. Çerçeveler, cihazların gövde sağlamlığı ile doğrudan ilişkili olan kasaların daha sağlam olmasını sağlıyorlardı. Gözünüzün görmediği bölgelerde yer alan çelik materyaller, artık daha az alana sıkışıyorlar. Bu da cihazların sağlamlıklarını, daha büyük ekran adına azaltıyor.

Katlama ömrü, ilk çıkan katlanabilir telefonların ciddi bir sorunu olacak.

2- Tamir güçlüğü:

İkin etmen ise servislerin yeterli teknik donanıma kavuşması ile ilgili. Herhangi bir üretici, teknik olarak altından kalkamayacağı bir işi satmaz. Yine de firmaların özellikle ülkemizde doğrudan teknik servis ağlarına sahip olmadıklarını hatırlatmamız gerek. Samsung ve Hauawei, servis ağı için aracı şirketlerle çalışıyorlar. Bu da teknik bilgi ve kapasitenin transferini zorlaştıran birkaç basamak ekliyor. 

Zamanla katlanabilir telefonlar daha kolay tamir edilecek olsalar da ilk çıkan cihazlar, her zaman sorun teşkil edecekler.

3- Yüksek maliyet: 

Katlanabilir ekran materyallerinin seri üretimi, birim başına düşen maliyeti düşük tutabilir. Yine de bu üretim sonucunda, günümüz seri üretilen cihazlarının ekonomisine uyum sağlanamayacak. Bunu anlamak için Samsung’un katlanabilir telefonu Galaxy F için kulislerde konulan fiyatlar 1700 dolar civarlarında. Ülkemizde 1100 dolarlık bir cihaz bile cepleri yakarken, ortaya feci yüksek tutarlar çıkması muhtemel.  

Bu etiketler, doğrudan cihazların servis ve parça ücretlerini de etkiliyorlar. Bugün iPhone XS Max’in ekran onarım ücreti 2.190 TL. Katlanabilir bir ekranın onarım ücreti Apple’daki kadar üst düzey olmasa bile bu tutarı gayet güzel katlayacaktır. Buna menteşe ve diğer özel mekanik donanımları da ekleyebiliriz. 

Henüz emekleme aşamasında olan bir teknoloji tüketici ürünlerine yansıyorsa, aslında deneyden ibarettir:

• Animasyondaki konsept: Nokia Morph

İlk katlanabilir cihazlar, aynı anda milyonlarca insanın bulunduğu bir laboratuvar içerisindeymişiz gibi olacaklar. İnsanlar tecrübe edecekler, bu tecrübelerin sonuçlarına göre cihazlar geliştirilecek. 

Katlanabilir cihazları görmeye başladığımızda, biz yine buralarda olacağız. En sıcak detayları kaçırmamak için takipte kalın :)