3D televizyon konusunda ilk olarak Panasonic ve LG gibi firmalar işe başlamış olsalar da çok vakit geçmeden Samsung gibi televizyon üreticileri de bu sektöre giriş yaptılar.
Hatta o yıllarda bazı okullara gelip belli bir ücret karşılığında çocuklara bu deneyimi sunuyorlardı. Peki, o zamanlar öve öve anlattıkları bu televizyonlar şimdi nerede?
Bunun için öncelikle 3 boyutlu televiyonların nasıl ortaya çıktığına bakmalıyız.
2009 yılında Avatar filminin çıkması ile beraber insanlar 3. boyuttan çok etkilenince televizyon üreticileri de 3D'yi evlere taşımak için harekete geçtiler. Gördüler ki içerik ve müşteri var.
İlk olarak LG ve Panasonic 3D televizyon akımına girdiler ve çok geçmeden Samsung ve Sony gibi markalar da eğlenceye dahil oldu.
O dönemlerde Bimeks gibi teknoloji mağazalarına girdiğimizde satış görevlileri bize birer gözlük verirdi ve mağazada demo yani kısıtlı bir süre test yapmamıza izin verirlerdi. Genellikle insanlar hayran kalıyorlardı ve çoğunluk bu televizyonları satın alıyodu.
3D televizyonların keyfini çıkarmak için ne yazık ki gözlükler şart. Ama işte bu gözlükler sıkıntı yaratabiliyordu.
Görselde iki farklı gözlük var, biri pasif yani polarize gözlük. Bu gözlüklerin güzel yanı, şarj gerektirmemeleri ve oldukça ucuz olmaları. Eskiden pasif gözlükleri 5-10 TL'ye bile bulabilirdiniz.
Ayrıca, pasif gözlükler sadece A ya da B markalı televizyonlarla uyumlu değildi, pasif gözlükleri destekleyen tüm televizyonlarla kullanılabilirdi. Ancak dezavantajı, düşük çözünürlük ve uzun süre kullanıldığında baş ağrısı yapmasıydı. Yani, diyelim ki 1920x1080 çözünürlüklü bir televizyonunuz varsa pasif gözlüklerle düşük kalitede izlerdiniz.
Soldaki aktif gözlükler ise içeriğinizi tam Full HD kalitesinde izlemenizi sağlıyordu. Ancak, bu gözlükler şarjla veya pille çalışıyorlardı.
Gözlük camlarına aslında LED ekranlar deniyor. Bu LED ekranlar, gözlük camlarının siyahlaşıp tekrar şeffaf hale gelmesini sağlıyor. Ama aktif gözlüklerin dezavantajı pahalı olması ve uzun süre kullanıldığında baş ağrısı yapabilmesiydi. O zamanlar aktif gözlükleri kişi başı 150-160 TL'ye alabilirdiniz, yani 100 dolar civarındaydılar
3D televizyonların artık olmama sebeplerinden birisi de içerik yetersizliği.
Sinema yönetmenleri 2D filmler çekiyorlardı ve aniden her sahnede 3D görüntüler kullanmak mümkün olmadı. Mağazalarda demo televizyonlara baktığımızda trenle seyahat ederken gerçekmiş gibi hissettiren 3D görüntüleri görebiliyorduk, ancak evde film izlediğimizde bile 3D patlama sahnelerini zorlukla izleyebiliyorduk.
Bu nedenle, yönetmenler karakterleri ekrandan dışarı çıkarmak yerine 3D efektleri kullanarak derinlik algısı oluşturmaya başladılar. Hatta kurgu ve montaj teknikleri kullanılarak bile 2D ekranda derinlik hissi oluşturulabiliyordu.
3D televizyonlar, LCD/LED televizyonlara kıyasla çok daha pahalıydılar.
Dolayısıyla tüketiciler, yüksek fiyatlarının yanı sıra özellikle yukarıda bahsettiğim nedenlerle 3D destekli bir televizyon alma fikrine pek sıcak bakmıyordu. Ek olarak, 3D filmler ve 3D Blu-Ray oynatıcıların fiyatları da oldukça yüksekti.
Bu durumda bir kullanıcının 3D televizyon alırken yanında bu ekipmanları da alması gerekiyordu, bu da 3D televizyonların kullanımını daha da maliyetli hale getiriyordu.
Bunun dışında teknoloji gelişmeye devam ediyordu.
3D televizyonların pek sevilmediği gerçeğiyle yüzleşmek zorundayız. Fiyatları çok yüksekti ve kullanıcılar için pek uygun değillerdi. Ayrıca, gözlüklerin kullanımı da rahatsızlık verici olabiliyordu. Bu yüzden, yüksek çözünürlük ve keskinlik teknolojileri olan 4K, 8K ve HDR gibi özellikler kullanıcılar tarafından daha çok tercih edildi.
Böylece, 3D televizyonların yerini bu teknolojiler aldı ve 3D akımı da hızlıca sona erdi. Artık gözlükler unutuldu ve 3D televizyonlar pek fazla rağbet görmedi. Bu da bir devrin sonu oldu. Artık sadece sinemada kullanılan bir teknoloji.