Milyonlarca insan, 51. Bölge'yi istila etmek amaçlı Facebook etkinliğine gideceğini beyan etmiş durumda. Etkinliğin organizatörleri bunun bir şaka olduğunu söylemiş olsa da ABD silahlı kuvvetleri, "Bölgeye girmeye çalışanları geri döndürürüz" şeklindeki açıklamasıyla şakayı komik bulmadığını ifade etmişti.
Olay şaka olsa ve gerçekten başarılı mizahlara ev sahipliği yapsa da bazı kişilerin bu durumu ciddiye alacakları büyük bir gerçek. Dahası, yaralanma ya da gözaltına alınma ihtimalleri de oldukça fazla. Ayrıca 51. Bölge'den beklediklerini bulamayacakları ihtimali de mevcut. Peki, 51. Bölge'de gerçekten ne var?
Groom Lake, Nevada'da bulunan 51. Bölge, uzun yıllar boyunca ABD'nin uzaylıları ve uzaylı teknolojilerini sakladığı iddia edilen bir bölge olarak lanse edildi.
Uzaylıların var olabileceği fikri, insanların, Dünya'nın evrenin merkezinde olmadığını anlamasıyla birlikte başladı. 51. Bölge'de uzaylıların olduğunun düşünülmesiyse 1947 yılında ortaya çıktı. Bir çiftçi, ne olduğunu tespit edemediği bir cismi tarlasında buldu. ABD silahlı kuvvetleri bunun bir çeşit hava gözlem balonu (meteoroloji balonu) olduğunu iddia etse de uzun yılların ardından bunun atomik patlamaların ardından ortaya çıkan ses dalgalarını tespit etmek için kullanılan çok gizli bir askeri proje olduğu belirtildi.
Birkaç yıl sonra 51. Bölge, ilk casus uçaklarını test etmeye başladı. Yerel halk, bunları UFO olarak isimlendirdi. 1989 yılında Robert Lazar isimli biriyse 51. Bölge'de uzaylı teknolojileri üzerine çalıştığını iddia etti. Facebook'ta başlatılan etkinlikse Netflix'in Robert Lazar belgeselinden altı ay sonra ortaya çıktı.
Evren çok büyük olduğu için başka bir yaşam formunun varlığı, bilim insanları tarafından da çok yüksek bir ihtimal olarak görülüyor. Astrobiyologlar, Güneş Sistemi'ndeki yaşam formlarını ararken arkalarında bıraktıkları basit organizmaların peşine düşüyorlar. Metan, bu izlere bir örnek olarak verilebilir. Bu sebepten dolayı Mars'ta metan keşfedildiği zaman bilim dünyasında büyük bir heyecan oluşmuştu.
Gelişmiş bir uzaylı formuyla karşılaşma ihtimallerimizi hesaplamak için bilim insanları 'Drake Denklemi' isimli bir yöntemi kullanıyor. 1961 yılında ortaya çıkan bu denklem, Galaksimiz içerisinde bulunan ve teknolojik olarak gelişmiş medeniyetlerin tahmini sayısını bulmaya yarıyor. Denklem, yedi değişkenin bir araya gelmesinden oluşuyor.
Bu değişkenlerden biri, galaksimizdeki yıldızların ortalama oluşma oranı ki bunu başarılı bir şekilde hesaplıyoruz. Diğeriyse gezegen sistemi olan yıldızların oranı ki bunun üzerine çalışıyoruz ancak içerisinde yıldız başına yaşama uygun gezegenlerin sayısı ve bu gezegenlerdeki teknolojinin gelişme oranı gibi konuları incelememiz neredeyse imkânsız.
Şu anda parametreler hakkındaki bilgilerimiz oldukça sınırlı olduğu için bu parametreler hakkında daha fazla bilgi edinmedikçe denklemin işlemesinin neredeyse imkânsız olduğunu söyleyebiliriz. Başka bir deyişle denklem yanlış olmasa da şu anda işlevsiz çünkü diğer gezegenlerdeki yaşam formlarının teknolojisini hesaplayacak bir teknolojiye sahip değiliz.
Evrendeki diğer yaşam formlarını yönetemediğimiz için uzaylıların bizi ziyaret etmesi neredeyse imkânsız bir hal alıyor. Dahası, bizi ziyaret edebilmeleri için önce bizi keşfetmeleri gerekiyor. Mevcut teknolojinin bize sunduğu düşünme kapasitesiyle de onların bizi, bizim onları aradığımız gibi, yani radyo gürültüsünü kullanarak arayacağını söyleyebiliriz.
Dünya'da yaşayanlar olarak son 100 yılda yalnızca insanların oluşturduğu radyo dalgalarını alıyoruz. Radyo dalgaları ışık hızında hareket ettiği için yalnızca 100 ışık yılı ötedeki uzaylılar bizim burada olduğumuzu fark edebilir. Samanyolu Galaksisi'nin 105 bin ışık yılı çapında olduğunu da göz önünde bulunduracak olursanız (uzaylılar varsa) değil evrende, Samanyolu Galaksisi'nin çoğu bölgesinde bile varlığımızdan haberdar değiller.
Tüm bu sebepleri kısaca toplamak gerekirse 51. Bölge istilası bilimsel olarak da saçma bir etkinlik olarak kalıyor. Gidenlerin uzaylılara dair hiçbir şey bulamayacağı, yalnızca basit mantık değil aynı zamanda bilimsel olarak da kanıtlanmış oluyor. ABD'nin neden bu kadar endişeli olduğuna ve kimsenin bu bölgeye yaklaşmamasını istediğine gelecek olursak 51. Bölge'de son derece gizli askeri projelerin yürütüldüğünü ve hiçbir ülkenin kendi askeri gelişmelerini bir Instagram gönderisi gibi paylaşmak istemeyeceğini söyleyebiliriz.
