Geordie ve Julia Soutar adlı iki çiftçi İskoçya’nın Forfar Kasabası'ndaki kırsal çiftliklerinde dünya çapında bir genetik projesi yürütüyor. Çiftliklerindeki hayvanların arasında ithal kan bağı olmayan yalnızca 20 inek kalınca, safkana sahip inek üretmek için çalışmalara başlamışlar.
O zamanlarda çiftliklerinde bulunan hayvanların çoğu yaşlı ve Kuzey Amerika boğalarının buzağılarından oluşuyormuş. Bu sebeple başka ırklara sahip inekleri toplamaya başlayıp, bazı eski menileri tedarik ederek sürece başlamışlar. Şu anda çiftliklerinde yaklaşık 50 inek var ve bunlardan biri 1960’lardan kalma bir sperm sayesinde dünyaya geldi. 60 yıllık donmuş bir sperm, soyu tükenen bir inek türü olan Aberdeen Angus’u yeniden canlandırdı.
“Bir kişinin tüp bebek yaptırmasıyla aynı şey"
1970’lerde Britanya’da ticari kaygılarla Amerikan sığır etinin yaygınlaştırılmasıyla, yerli Aberdeen Angus cinsi inekler seyreltilmeye başlamış. Daha çok verimlilik amacıyla yürütülen çalışmalar sonucunda da zamanla saf ırkın soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalmış. 1995’te Aberdeen Angus Derneği tarafından tescillenmiş sadece 9 yerli inek ailesinin olduğu ve et endüstrisinde Aberdeen Angus cinsi yaygın olsa da bunların saf soya ait olmadığı açıklandı. Bu Geordie ve Julia Soutar çiftinin Kingston Çiftliği’ndeki üreme süreci çalışmalarını başlattı.
BoJo, sıvı nitrojen içerisinde dondurularak saklanan 60 yıl öncesine ait sperm sayesinde dünyaya gelmiş. Soutar, boğanın doğmasını sağlayan bu işlemi tüp bebek sürecine benzeterek, “Bir kişinin tüp bebek yaptırmasıyla aynı şey, istediğiniz sonucu elde etmek için doğayla ufacık bir şey karıştırıyorsunuz” dedi.
Geçtiğimiz yıl dünyaya gelen boğaya, belirsiz sayıda çocuğu olan Başbakan Boris Johnson’dan esinlenerek "Dunlouise Şampiyonu Boris” adı verildi. Çiftçi Soutar, “Diğer Boris’ten daha fazla babalık yapıp yapmayacağından emin değiliz” dedi.