Araştırmacılar, Uintacrinus socialis ve Marsupites testudinarius olmak üzere iki farklı türe ait, beşgen ve altıgen formunda 80 milyon yıllık fosiller keşfettiler. Soyu tükenmiş bir krinoid cinsi olan Uintacrinus, sapı olmaması ve muhtemelen okyanus tabanının üzerinde yüzmesi nedeniyle en olağandışı krinoidler arasında yer alıyor.
Batı Avustralya Üniversitesi Yer Bilimleri Enstitüsü’nden araştırmacı Aaron Hunter, krinoidlerin milyonlarca yıl önce okyanus tabanında yüzen en tehlikeli canlılardan biri olduklarını söyledi. Top benzeri yapılarının, çok ağır yüklere dayanabilmelerini ve okyanusta onları tehdit eden canlılardan korunabilmelerini sağladığını belirten Hunter, Marsupites testudinarius'un Uintacrinus’a kıyasla daha az ama nispeten daha büyük plakalara sahip olduğunu ifade etti.
Uintacrinus socialis'in plakalarla kaplı gövdesinin gizemi hala çözülebilmiş değil
Uintacrinus socialis'in, plaklarla kaplı gövdesinin gizeminin hala çözülemediğinden söz eden bilim insanı,”Krinoid fosillerinde ilk kez böyle bir yapı bulduk. Fakat bu canlıların neden evrim geçirmediği hala büyük bir sır” değerlendirmesini yaptı.
Hunter, hayatı boyunca insanlığın Dünya’da daha uzun ve başarılı yaşama şansının olup olmadığını anlamaya çalışan Amerikalı mühendis ve mimar Buckminster Fuller ve İngiltere, Cornwall'daki Eden Projesi dahil olmak üzere birçok modernist binada imzası bulunan mimar Nicholas Grimshaw gibi bazı isimlerin yuvarlak yapılara sahip krinoidlerden ilham aldıklarını ifade etti.
Krinoidler, dinazorlardan yaklaşık olarak 300 milyon yıl önce, Orta-Kambriyen dönemde denizlerde ve okyanuslarda ortaya çıkmaya başladılar. Paleozoyik ve Mesozoyik dönemde ise geniş bir yayılım gösterdiler. Hem deniz yıldızı hem de ekinoidler ile ilişkili olan krinoidler, yüzeyleri ve sahip oldukları yapıları ile deniz ekosisteminin en karakteristik canlıları olarak biliniyor.