Güneş Sistemi denildiği zaman Güneş ve gezegenlerini düşünüyoruz. Teknik anlamda bakıldığında ise aslında sistemimiz daha geniş bir alanı kaplıyor. Bu yapının en dışında uzay kayalıklarıyla dolu olan Oort bulutu yer alıyor.
Bu kısımda bulunan gök cisimleri uzun süredir astronomların ve çeşitli alanlardan uzmanların dikkatini çekiyor. Bu durumun en temel sebebi ise bu asteroidlerin garip şekillerde hareketler etmesiydi. Bu ilginç yörünge hareketlerinin sebebi olarak ise 9. ve gözlemlenemeyen bir gezegen olabileceği söyleniyordu.
9. gezegen teorisi
Aslında 9. gezegen hipotezi uzun zamandır bilim insanlarının dillendirdiği bir durum. Geçmiş yıllarda bildiklerimize pek de uymayan gök cisimleri keşfedilmişti. TransNeptün nesne (Neptün’den ötede bulunan gök cismi) olarak nitelendiren yapıların yörüngelerdeki bozulmaya neden olduğu düşünülüyor.
9. gezegen konusu aslında mitolojilere, kehanetlere de ismini vermiş ve oldukça uzun zamandır gündeme gelen bir konu. Bir dönem Nibiru’nun Dünya’ya çarpıp kıyameti getireceği söylenmişti. Sistemimizde Sümerlerin verdiği bu isim dışında Babil’den de Marduk ismini alan olası bir gaz devi olabileceği tahmin ediliyor. Şimdilik ismini İsveçli bir Black Metal grubuna vermekten daha büyük bir etkisini göremediğimiz cisim, bazı araştırmacılara göre gerçek bile değil.
Kara delik teorisi
Kara delik teorisi, 24 Eylül’de akademik çalışmaların incelenmesi için kullanılan bir platform olan arXiv’de ortaya çıktı. Araştırmacılara göre TNO’ların yörüngelerindeki bozulmanın tek sebebi görülmeyen bir gezegen değil. İlkel bir kara delik de bu durumun sebebi olabilir.
OGLE (Optik Yerçekimi Gözlemleme Deneyi) ile kütleçekim anomalilerini inceleyen araştırmacılar, bu ilgi çekici teoriyi ortaya attı.
Beş yıl boyunca gözlem yapan araştırmacılara göre Samanyolu'nun merkezinden 26 bin ışık yılı mesafede yer alan bir ilkel kara delik, yörüngelerdeki sapmaların nedeni olabilir. Bu kara deliğin boyu ise aşağı yukarı bir portakal kadar.
Araştırmacılar, makalede “kayıp gezegen teorilerinin başıboş bir gezegenin sistemimize yakalanmasına dayandığı” vurgulandı. Bilim insanları, “onun yerine bir kara deliği merkeze almayı tercih ettik” dedi.
Dokuzuncu gezegen çalışmalarının önde gelen isimlerinden kabul edilen Konstantin Batygin, yaptığı açıklamada bu teorinin de pekala gerçek olabileceğini söylerken, yine de bir gezegenin daha olası bir açıklama olduğunu belirtti.