Uzakdoğuda, özellikle de Japonya’da doğal afetler hayatın merkezinde yer alan kavramlardır. Ülkenin geçmişinde ve kültüründe bu afetler çok önemli yer tutar. Öyle ki One Piece gibi meşhur animelerinde en büyük güçler, ülkenin kültürüne uygun olarak deprem ve tsunami gibi güçlerdir.
Nissan her şeyi düşündü
Öncelikli olarak bu araç görünüş olarak Leaf ile çok benzer olsa da kullanım şekli ve sahip olduğu özellikler çok daha farklı. Bunlardan ilki de aracın üzerinde bulunan ve hava durumuna karşı korumalı güç soketleri. Bu soketler sayesinde araç bir harici güç ünitesine dönüşüyor ve 110 volt ila 230 volt arasındaki cihazları kendi bataryalarından şarj edebiliyor.
Bu özellik aracın Japon versiyonunda bulunsa da ABD versiyonlarında yer almıyordu. ABD’de bu özelliğe sahip olacağı kesinleşmiş tek araç Lucid Air olmuştu. Acil durumlarda bu özellik oldukça işlevsel olabiliyor.
2011 yılında yaşanan felaketlerin ardından Leaf’in tersine güç aktarımı özelliği acil durumlarda ulaşım ve elektrik sağlanmasında çok kritik rol oynamıştı. Aracın bataryası tamamen dolu olduğunda solunum cihazlarını ya da sel arama ışıklarını 24 saatten uzun süre çalıştırabilecek kadar enerji barındırıyor.
Daha güçlü, daha yüksek
Ulaşımın daha zor olduğu yerlere de ulaşabilmesi için tasarlanan Re-leaf çok fazla makyaj görmese de kesinlikle daha iri kyım bir otomobil. Aracın hem ön hem arka tekerlek aralığı daha geniş ve yerden yüksekliği de yerden 22,3 santimetre daha yukarıda. 17 inç tekerleklere sahip aracın lastik korumalıkları, çamurlukları ve LED far şeritleri dikkat çekiyor.
Arka koltukları kaldırılarak daha fazla yük alanı oluşturulan ve 32 inçlik LED ekranı bulunan araç iç alanda görsellikten çok işlevselliğe odaklanıyor. Araç şebeke beslemesi de yapabiliyor. Bu araçlar şimdilik üretime girmeyecek olsa da elektrikliler yavaş yavaş bu alanda da boy gösteriyor.
