Bundan 150 sene kadar önce bir tarihi eser müfettişi olan Carl Gustav Heraeus’un eline, Transilvanya’da kazıdan elde edilmiş birkaç altın sikke geldi. Antik Roma döneminden kalma olduğu bildirilerek verilen bu altın sikkelerin üzerinde ‘Sponsian’ ismi yer alıyordu.
Kendisi sikkeleri inceledikten sonra ‘Sponsian’ diye bir Roma İmparatoru’nun hiç var olmadığını, dolayısıyla altın sikkelerin sahte olduğunu söylemiş ve o günden beri Sponsian diye bir Roma İmparatorunun var olmadığı bilgisi genel geçer hale gelmiş.
Birleşik Krallık’tan bir grup araştırmacı, bu genel geçer bilgiden şüphe duymuş
Carl Gustav Heraeus’un Sponsian sikkeleriyle ilgili durumunu okuyan Paul N. Pearson isimli bir araştırmacı, sikkeleri araştırmaya başladı ancak sadece siyah beyaz eski fotoğraflar bulabildi. Bunun üzerine Pearson, Glasgow’daki Hunterian müzesindeki görevlilerle iletişime geçip Sponsian sikkesinin renkli bir fotoğrafını istedi ve ekibiyle çalışmalara başladı.
Araştırmalarında ekip, sikkeyle beraber aynı kazıda bulunan diğer sikkelerle (Bilinen, varlığı kanıtlamış Roma İmparatorları Gordan III ve Philip I’e ait sikkeler) var olan benzerliklerini veya farklılıklarını teste tabi tutmuş.
3 farklı imparator suratı olan sikkelerin sahip olduğu fiziksel özellikler birebir aynı çıkmış
Sponsian sikkesinin de dahil olduğu 4 sikkedeki aşınma izleri ve toprağın oluşturduğu kir aynıydı. Yani bu Sponsian sikkesi gerçekten de Antik Roma dönemine aitti. Ancak bir sorun vardı: Bu sikkeler sadece Transilvanya’da yapılan kazılarda ortaya çıkıyordu, başka hiçbir yerde yoktu.
Peki nasıl oluyor da tarih kaynakları hiç Sponsian diye bir Roma İmparatorundan bahsetmiyor? Bu sorunun cevabı için sikkelerin kazıldığı bölge Transilvanya’nın tarihine bakmamız gerek
Biliyoruz, Antik Roma’da sadece imparatorların adına sikkeler yapılırdı. Ancak Sponsian’ın durumu biraz farklı. Sponsian sikkeleri, bir zamanlar Roma İmparatorluğuna ait olan Transilvanya’nın dağlık bir bölgesi Dacia şehrindeki kazılarda ortaya çıkarıldı.
Tarihi kaynaklar, Dacia'nın İmparator Gallienus (MS 260-268) döneminde savaşta kaybedildiğini, ancak İmparator Aurelian (MS 270-275) tarafından geri alındığını söylüyor. Araştırmacıların hipotezine göre arada geçen bu sürede ayrılıkçı bir rejim hüküm sürdü.
O zaman zarfında imparatorluk, bir sivil savaşın içerisindeydi ve Dacia lejyonlarının (yerel yönetim liderleri) kendi kaynaklarını bulmaları gerekiyordu. Dacia, bunun için biçilmiş kaftandı zira orada gümüş ve altın madenleri bulunuyordu.
Olay da burada kopuyor: Sponsian Roma’da hüküm sürmemesine rağmen adına sikke yapılmış birisi
Yine araştırmacıların hipotezine göre madenciler, önceki imparatorların resimlerini koydukları sikkeler de ürettiler ancak bazıları, lejyonerleri olan Sponsiyan’ı tasvir eden madeni paralar da ürettiler.
Aurelian, Dacia’yı geri aldığında da belirli bir süre ticarette kullanılmış olan bu illegal Sponsian sikkeleri eritilip tekrar Aurelian adına basılmış. Ancak her sikke teker teker bulunup eritilemediğinden günümüze kadar gelmiş. Sonuç olarak, hükümdar olmadan kendi adına sikke basılan ilk insan olmuş Sponsian.
Söylediğimiz gibi, bu son kısımlar araştırmacıların hipotezinden ibaret zira Sponsian’a dair neredeyse hiçbir tarihi belge yok. Ancak kendisi gerçekten Antik Roma döneminde yaşamış olmalı zira adına yapılan sikkeler gerçekten de Antik Roma döneminden. Siz ne düşünüyorsunuz? Düşüncelerinizi yorumlarda bizlerle paylaşmayı lütfen unutmayın.