Çocukluğunda televizyonlarda Afacan Dennis (Dennis the Menace) çizgi filminin oynadığı döneme denk gelenlerimiz vardır. Kırmızı bere ve siyah çizgili kazak giyen ve son derece yaramaz bir çocuk olan Dennis’in hikayeleri bir kuşağın favori çizgi filmlerindendi. On yıllarca televizyonlarda yayınlandı ve milyonlar tarafından izlendi.
Dennis her bölümde türlü yaramazlıklar yapar, ailesinin ve arkadaşlarının koyduğu kuralları çiğner, başını belaya sokar, nihayetinde sonuçlarına katlanır ve olaylar tatlıya bağlanır. Ancak gerçek hayatta her olay tatlıya bağlanamayabiliyor. Dennis karakterine ilham olan Dennis Mitchell’ın yürek burkan hikayesi de bunlardan biri.
Başlangıçta bir çizgi roman olarak ortaya çıkan Afacan Dennis karakteri, çizeri Hank Ketcham'ın kendi oğlu Dennis'ten esinlenmesiyle ortaya çıktı
Ketcham'ın karısı Alice bir gün 4 yaşındaki oğulları Dennis'in, pantolonundan dışkı atarak odasını mahvettiğini söyledi. Bu durum Ketcham'a karakteri oluşturma fikrini verdi ve sadece beş ay içinde 16 gazete tarafından yayımlanan bir çizgi roman serisi yarattı.
Ancak Ketcham’ın bu motivasyonunun arkasında oğluna duyduğu büyük sevgi veya onu çok iyi gözlemliyor oluşu yatmıyordu. Hatta ilk başta çizgi roman olarak ortaya çıkan Dennis the Menace ofansif diyebileceğimizi bir mizah anlayışıyla çiziliyordu. Öyle ki ele avuca sığmaz ve başa çıkılmaz, 3-4 yaşlarında bir çocuk olarak çizilen Dennis karakteri silahlarla oynuyor, annesini silahla tehdit ediyor, leylekleri birbirlerine bağlıyordu.
Çizgi roman büyük başarıya ulaşınca bu mizahın biraz daha hafifletilmesi ve televizyonda çocuklara gösterime uygun hale getirilmesi istendi ve çoğumuzun hatırladığı Dennis maceraları bu noktadan sonra ortaya çıktı.
Ketcham'ın yarattığı Dennis hiperaktif ve yaramaz davranışlarıyla birçok insanı güldürdü. Ancak, gerçek hayatta Dennis, ailesinin zorluklarıyla başa çıkmak zorunda kaldı.
Dennis’in annesi Alice, uyuşturucu bağımlısıydı ve babası Hank, onun davranışlarından dolayı sık sık sinirleniyordu. Dennis ne annesi ne de babası tarafından pek ilgi görmüyordu, yaramazlıkları ise hoş karşılanmıyordu. Dennis büyürken birçok sıkıntı yaşadı ve 12 yaşına geldiğinde ebeveynleri boşandı.
Alice, boşanma davasının sonuçlanmasına kısa bir süre kala 1959 yılında aşırı dozda uyuşturucudan öldü.
Ketcham, yeni eşi ve Dennis birlikte İsviçre'ye taşındı. Dennis buraya alışmakta zorlandığında ise babası onu tek başına Amerika’da bir yatılı okula gönderdi. Bu, kaldığı ilk yatılı okul değildi. Annesi ölmeden önce, daha çok erken yaşlarında da yatılı okula gönderilmişti.
Afacan Dennis karakterinin fikir babası ve çizeri Hank Ketcham’ın, gerçek hayatta oğlu Dennis’le bağları tamamen koptu.
Hank Ketcham İsviçre'de 20 yıl daha kaldıktan ve üçüncü evliliğini yaptıktan sonra California'ya taşındı. Dennis bu son evlilikten olan kardeşleriyle asla tanışmayacak, babasıyla bağlarını zamanla tümüyle koparacaktı. Yarattığı çizgi romanı daha sonra çizgi filme dönüştüren ve buradan büyük başarılar elde eden babası ise Dennis’e ulaşmak için çok da çaba harcamayacaktı.
Dennis’in yalnızlık ve travmalarla dolu hayatı erken sonlandı.
Dennis ilerleyen yaşlarında Vietnam'da savaştı ve bir yıl boyunca orada kaldı. Vietnam savaşına katılan birçok asker gibi ağır derecede travmatize oldu ve travma tedavisi gördü. Daha sonra farklı işlerde çalıştı ve hayatında birçok zorluğu aşmak zorunda kaldı. 21 yaşında ise kanserden hayatını kaybetti.
Gerçek hayattaki Dennis kurgusal versiyonundan çok daha az neşeli bir hayat geçirdi. Öyle ki 4 yaşında her çocuğun başına gelebilecek bir olay yaşaması dahi tüm dünyaya anlatıldı, kendisi ile ilgilenmeyen babası onun hikayesi üzerinden milyonlar elde ederken Dennis yaramazlığı nedeniyle hiçbir zaman sevilmedi.
Dennis Mitchell’a bir röportajda babası hakkında soru sorulduğunda Dennis “Fikirleri için benim çocukluğumdan başka bir şey kullanabilmesini dilerim.” demişti. Bugün Dennis the Menace çizgi filmi hala popülerliğini korurken çocukluğu çalınan Dennis Mitchell’ın gerçek hikayesini öğrenmek boğazlarımızda bir düğüm yaratıyor.