Akaryakıt fiyatları öyle noktalara geldi ki "ben hep 50 TL'lik alıyorum" esprilerini bile yapamaz olduk. 50 TL'lik yakıtın 2 litre bile etmediği günümüzde kafamızı kurcalayan bir konu da var. Özellikle hızla fiyatı artan akaryakıt fiyatlarından sonra benzin istasyonları arasındaki fiyat farkı da açıldı. Hatta aynı markalardaki farklı istasyonlarda bile 2 TL'leri geçen fiyat farkı bulunuyor. Peki ucuz yakıt almak arabamıza zarar veriyor mu? Neden bu yakıtlar diğerlerine göre daha ucuz hiç düşündünüz mü?
EPDK'nın paylaştığı bir videoda benzin ve dizel yakıtlar için açıklama yapılıyor, ancak otogaz için bir açıklama yok. Otogaz üzerinden yapılan araştırmamızda ise bazı firmalarının ucuz satabilmesi için kullandıkları bir yöntem olduğunu görüyoruz. Gelin, konunun aslı astarı neymiş inceleyelim.
Benzin ve dizel yakıtlardaki fiyat farkının kaliteye etkisi var mı?
EPDK'dan yapılan açıklamaya göre benzin ve dizel yakıtlarda Türkiye genelinin yüzde 99'u Avrupa standartlarında yakıt kullanıyor. Bu bağlamda ister ucuz ister pahalı akaryakıt satılsın performans ve kalitede bir sakınca bulunmuyor. Buradaki fiyat farkı, istasyonun bulunduğu bölge nedeniyle ek lojistik maliyeti, akaryakıt istasyonuna yapılan market, tuvalet vs. ek hizmetler için yapılan yatırımlar, bölgesel rekabet koşulları gibi etkenlerden kaynaklanıyor.
Örneğin bir bölgede birbirine yakın 2 veya daha fazla akaryakıt istasyonu varsa bu istasyonlar daha fazla müşteri çekebilmek adına birbirleriyle fiyat rekabetine girebilirler. Yani daha ucuza akaryakıt satan bir istasyondan aldığınız yakıtın özel durumlar haricinde bir kalite sorunu bulunmuyor.
Teoride yakıtlar aynı olsa da pratikte ufak değişiklikler olabilir.
Toplu bir şekilde belirli standartlara göre alınan akaryakıtlar, firmaların eline geçtikten sonra kendi AR-GE ekiplerince hazırlanan özel katkılarla zenginleştirilebiliyor. Örneğin Shell'in kendi katkısı olacağı gibi BP'nin de kendine ait katkısı bulunuyor. Bu katkılar EPDK standartlarına uygun olduğu sürece bir sorun teşkil etmiyor, ancak konulan katkının miktarı, eklediği performans gibi etkenler de yakıtların farklı firmalarda farklı fiyatlara satılmasına sebep oluyor.
Bu konuda size önerebileceğimiz en önemli şey neresi olursa olsun mümkün oldukça hep aynı istasyondan akaryakıt almanızdır. Akaryakıt kaynaklı sorunlarda aracın deposunda farklı bir markaya ait akaryakıt bulunursa sorumluluk alınmayabilir.
Otogazda ise bazı firmalar vergiden kaçmak için farklı bir yol deniyor.
Aslında LPG de diğer yakıtlar gibi pek çok parametreden etkileniyor. Ancak bu noktada araştırma yaptığımızda LPG'nin daha ucuza satılması için bir açık kapı bulunduğunu görüyoruz. Bazı firmalar mutfak tüpü satma ruhsatı sayesinde otogaza mutfak tüpleri için üretilen ve daha düşük vergiye tabi olan gazları satıyor.
Bu gazların belirli bir miktar performans kaybı olduğu da belirtiliyor. Ancak yine de günümüzde bu oranın çok az olduğunu, akaryakıt istasyonlarına gelen yakıtın EPDK kurallarınca incelendiğini belirtelim. Elbette her sektörde olduğu gibi akaryakıt sektöründe de kötü niyetli insanlar olabilir. O sebeple güvendiğiniz akaryakıt firmasından mümkün oldukça şaşmamaya çalışmanızı öneriyoruz.