14 Mart 1879'da Almanya'da doğan Albert Einstein, 1905-1915 yılları arasında geliştirdiği Genel Görelilik Kuramı ile mekan, zaman, madde, enerji ve yerçekimi kavramlarını yeniden tanımladı. Ortaya attığı teori ile bilinen her şeyin üstüne bir set çeken bilim insanı, yaşadığımız evrene dair bizlere çok önemli bir perspektif kazandırdı.
Albert Einstein'ın Genel Görelilik Kuramı, 1919'a kadar İngiltere'de reddedildi
Einstein'ın evrenle ilgili tüm kanılarımızı değiştiren Genel Görelilik Kuramı, 1919 yılında bilim insanı Arthur Eddington liderliğindeki İngiliz gökbilimciler tarafından kabul edildi; ancak bu süreç, Alman bilim insanı için bir hayli sancılı geçti. Zira Einstein bunu 1905'te yayınladığında, teori neredeyse tek bir İngiliz düşünürü dahi ikna edemedi.
Cambridge Üniversitesi bilim insanları,1920'de Eddington tarafından kabul edilene kadar deneysel kanıt eksikliği nedeniyle Genel Görelilik Kuramı’nı ya görmezden geldi ya da reddetti. Oxford Üniversitesi'ndeki bilim insanları ise Einstein'ın dünyayı değiştiren bu teorisiyle alay etti. Gerisi tarih, biliyorsunuz.Albert Einstein, Naziler iktidara gelir gelmez pasifist düşünceyi terk etti
Einstein’ın Birinci Dünya Savaşı sırasında takındığı pasifist tavır herkes tarafından bilinir. Pasifizm kısaca, uyuşmazlıkların çözümü ya da çıkar sağlama aracı olarak savaşa ve şiddete karşı olan bir düşünce yapısı. Peki, Alman bilim insanının 1933’de, Adolf Hitler’in Almanya’da iktidara gelmesinden birkaç ay sonra, Nazi tehdidine karşı Avrupa’nın silahlanması gerektiğine dair konuşmalar yaptığını biliyor muydunuz?
Birçok Avrupalı ve Amerikalı politikacıdan çok önce bu tehdidin farkına varan Einstein, 1939'da ABD Başkanı Franklin Roosevelt'e atom bombası yapmayı önerdi. Böylece nükleer silah üretmek üzere II. Dünya Savaşı sırasında ABD, Kanada ve İngiltere tarafından başlatılan Manhattan Projesi’nin başlamasına önayak oldu; ancak Einstein, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra fikrini bir kez daha değiştirdi ve nükleer silahlara karşı olduğunu açıkladı. 1955’te hayatını kaybeden bilim insanı, ölümünden birkaç gün önce, İngiliz düşünür Bertrand Russell tarafından başlatılan nükleer karşıtı bir manifestoya destek verdiğini duyurmuştu.
Albert Einstein, İsrail cumhurbaşkanlığını reddetti
İkinci Dünya Savaşı’nın ardından 1946 yılında kurulan İsrail’in ilk cumhurbaşkanı Haim Weizmann’ın 1952 yılında ölmesinden sonra Einstein'a İsrail’in cumhurbaşkanı olması teklif edildi. 1920'lerde Siyonist dava için para toplamasına rağmen, siyonizmin her zaman şiddet kullanımını teşvik edeceğinden şüphe duyan Yahudi asıllı Alman fizikçi, bu teklifi reddetti.
Albert Einstein, 1933’ten sonra hiçbir zaman Avrupa’ya geri dönmedi
Einstein,1920'lerden itibaren Avrupa, Japonya, Filistin, Güney Amerika ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki (ABD) üniversitelerde verdiği dersler nedeniyle her zaman dünya vatandaşı olarak kabul edildi. Fakat 1933’de Avrupa’yı terk ettikten ve Princeton, New Jersey’e yerleştikten sonra, asla anavatanına geri dönmedi.
Nazi döneminin dehşetini takiben, anavatanı olan Almanya'ya büyük bir güvensizlik duyan Einstein, Almanya başka olmak üzere sayısız ülkeden davetiye almasına rağmen 1933’ten sonra hiçbir zaman Avrupa’ya geri dönmedi.
Albert Einstein, muhtemelen zamanımızın en çok alıntı yapılan figürü konumunda
Einstein, hiç şüphe yok ki tüm zamanların en çok alıntı yapılan insanlarından biri. Hatta Einstein’ın sözlerinin Aristoteles, Galileo Galilei, Isaac Newton, Charles Darwin veya Stephen Hawking gibi önemli figürlere kıyasla çok daha fazla paylaşıldığını söylemek sanırım yanlış olmaz.
Einstein, bilimin ötesinde, eğitim, evlilik, para, müzik, siyaset ve daha birçok konuda yorum yapan bir bilim insanıydı. Ünlü fizikçi, 1930'da bir arkadaşına şu ifadeleri kullanıyor: "Kader, otoriteyi aşağıladığım için, beni bir otorite yaparak cezalandırdı."
