Peki bu durum, her ülke için de geçerli mi? Mesela Amerika için WhatsApp, o kadar da yaygın bir uygulama değil!
Bu durumu anlamak için bazı sosyokültürel özellikleri bilmemiz gerekiyor.
Mesela Amerika’da mobil iletişim altyapısı ve SMS paketleri, Türkiye’dekinden çok farklı. Özellikle insanların kullandıkları GSM operatörleri, WhatsApp’a hiç ihtiyaç bırakmadı. Bizim şu anda kullandığımız operatör paketleri, sınırlı bir SMS hakkı sunuyor. Oysa ABD’de bu planlar, genelde sınırsız SMS paketleriyle dolu ve bu bir standart hâline gelmiş durumda.
Verizon, AT&T, T-Mobile gibi kullanılan büyük operatörler, kullanıcılarına neredeyse her pakette sınırsız mesajlaşma imkânı sunuyor.
Avrupa, Hindistan veya Latin Amerika bölgelerinde ise SMS hâlâ ücretli ve sınırlı.
Amerika dışında pek çok ülkede SMS paketleri sınırlı. Dolayısıyla bu ülkelerde WhatsApp gibi internet tabanlı ücretsiz mesajlaşma uygulamaları çok daha erken ve hızlı benimsendi. Tıpkı Türkiye’de olduğu gibi…
ABD’de kullanıcılar, bir numaraya mesaj gönderirken fazladan ücret ödemezken, başka ülkelerde SMS hâlâ birçok kullanıcı için ücretli.
iPhone dominasyonunu da atlamamamız gerekiyor.
Apple denilince aklımıza ilk Amerika geliyor. Resmen iPhone’un anayurdu olan bu bölgede hâliyle iPhone’un kendi mesajlaşma uygulaması iMessage da oldukça yaygın. 2024 verilerine baktığımızda ABD'deki akıllı telefon kullanıcılarının yaklaşık %55-60'ı iPhone kullanıcısı. Ki bu, oldukça büyük bir oran.
iMessage sistemi, Wi-Fi veya mobil veri üzerinden ücretsiz mesajlaşma, dosya paylaşımı ve görüntülü konuşmayı zaten sağlıyor. Hâl böyle olunca insanlar, nüfusun büyük bir bölümü iPhone kullanıcısıyken tüm bunları yapabilecekleri farklı bir uygulamaya ihtiyaç duymuyor.
WhatsApp yerine alternatif uygulamaların kullanıcısı da çok.
En basit örneği, 2010’larda hayatımızda giren Facebook Messenger, ABD'de hâlâ yaygın biçimde kullanılan bir mesajlaşma uygulaması. Tabii bunun yanına Snapchat ve Instagram’ı da eklemeden geçemeyiz. WhatsApp ise bu uygulamaların sosyal dinamiklerine entegre olamadığı için ABD’de genç nüfusu yakalayamadı.
Enteresan bir bilgi daha verelim: WhatsApp, ABD’de “göçmen uygulaması” olarak algılanıyor. Şöyle ki Latin Amerika, Güney Asya veya Avrupa’dan gelen göçmen gruplar, kendi ülkelerindeki aileleriyle iletişim kurmak için WhatsApp’ı tercih ediyor.
Dolayısıyla WhatsApp’ın, Amerikalılar için günlük iletişimden ziyade; “uluslararası iletişim” uygulaması olarak kullanıldığını söyleyebiliriz.
ABD’de birçok kişi, Meta’nın veri işleme politikalarına karşı hassas.
WhatsApp, bildiğimiz üzere 2014’te Facebook (şimdi Meta) tarafından satın alındı. Bu durum, özellikle gizliliğe önem veren ABD kullanıcılarında bir şüphe uyandırdı. 2021’de WhatsApp'ın gizlilik politikasını güncellemesi, kullanıcı verilerinin Meta ile daha fazla paylaşılacağına dair endişe yarattı.
Bu, bazı ABD'li kullanıcıların Signal ve Telegram gibi alternatif uygulamalara yönelmesine neden oldu. Hatırlarsanız bizde de bir dönem Telegram furyası başlamıştı.
Gelin bir de ABD’de WhatsApp kullanım verilerine bakalım.
Görüldüğü gibi, dünya çapında oldukça popüler olan WhatsApp, 2024 verilerine göre ABD’de sadece 100 milyon kullanıcıya sahip. Genelde 18-34 yaş aralığında kullanıcıların çoğunluk sağladığı (%30) görülüyor.
Bu oranı 87 milyon nüfusuyla Türkiye’de hesapladığımızda ise nüfusun yaklaşık %61,9’u aktif olarak WhatsApp kullanıyor. Ki bu, Amerika ile kıyaslanamayacak kadar fazla.
Amerika ile ilgili diğer içeriklerimiz: