Bazen yetişkinlerin hiç aklına gelmeyen önemli soruları çocuklar sorar. Çünkü çoğu şeyi bize öğretildiği hâliyle kabul eder ve genelde bazen basit görünen soruları dahi sormaktan kaçınırız.
Amerika’nın keşfi dünya tarihini değiştirmiş bir dönüm noktası, bunu hepimiz biliyoruz. Peki çocukça bir soru soralım: Amerika’yı ilk keşfedenler zaten orada yaşayan yerliler değil miydi?
İtalyan kâşif, Amiral Kristof Kolomb (veya Christopher Columbus), 13. yüzyılda İspanya’nın yürüttüğü "Atlantik Okyanusu’na keşif seferleri"nin başındaydı.
Amaç, yeni ticaret rotaları ve sömürgeleştirilebilecek yeni topraklar keşfetmekti. Kolomb’un asıl istediği, en basit hâliyle açıklayacak olursak, sürekli Batı’ya doğru gitmek ve Asya’ya, özellikle Hindistan’a ulaşımın daha kısa ve kolay bir yolunu bulmaktı. Ama beklemediği bir şey oldu.
Asya kıyılarına gitmek yerine hiç bilmediği yeni ve büyük bir kıtaya gitmişti. Hatta bazı kaynaklar Kolomb’un başta burayı Hindistan sandığını söyler, ancak vardığı yer Güney Amerika’nın bugün Panama Kanalı’na yakın bir noktasıydı.
Amerika aslında çoktan başkaları tarafından keşfedilmişti. Binlerce yıl önce.
Maya, Aztek, İnka gibi medeniyetler; önemli tarım uygulamaları geliştirmiş, mimaride ilerlemiş, ticaret ağları kurmuş, daha birçok konuda ilerleme kaydetmişlerdi.
O zamanlar Asya, Avrupa ve Afrika dışında başka bir kıta daha olması fikri, Avrupalıların bildiği her şeyi tersine çeviriyordu.
Çünkü Avrupalılar o dönemde Dünya'nın üç kıtadan oluştuğuna ve bu üç kıtanın ortasındaki merkez noktanın kutsal Kudüs toprakları olduğuna, her bir kıtaya Nuh’un başka bir oğlunun yerleştiğine ve her birinde başka milletleri oluşturduğuna inanıyorlardı.
Dördüncü bir kıta, İncil’de ve Tevrat’ta yazan Dünya düşüncesini temelden sarsıyordu. Bu yüzden de Kristof Kolomb, Amerika’yı keşfettiğinde yeni bir kıtanın var olduğuna Avrupalıları inandırmak epey zaman aldı.
Bulunan Yeni Dünya’nın Avrupa, Asya ve Afrika kıtalarında yaratmış olduğu şok etkisini bir düşünün.
Çığır açıcı bir gelişmeydi. Bir keşiften bahsederken aslında Avrupalılar için yeni olmasından bahsediyoruz, o güne kadar asla tahmin edemeyecekleri bir şeyi öğrenmelerinden.
Amerika’nın Avrupalılar tarafından keşfedilmesinden sonra Avrupa’da Dünya haritaları değişti. Eski Dünya ile Yeni Dünya arasında artık hep sürecek olan kültürel, tarihî ve ekonomik ilişkiler başladı.
Zaman geçtikçe Kolomb pek de iyi anılmamaya başlandı.
Avrupalılar yüzyıllarca Kolomb’u “Okyanusların Büyük Amirali”, “Büyük Kâşif” olarak gördüler. İsmi tarih kitaplarına altın harflerle kazındı. Kolomb için dev bir anıt mezar hazırlandı. Heykelleri Amerika ve Avrupa’nın birçok yerini süsledi. Keşfin yıl dönümü, Amerika'da hâlâ Kolomb Günü olarak kutlanıyor.
Kimileri için büyük bir kahramandı. Ama zaman geçtikçe yalnızca Avrupalı ve Amerikalı egemen sınıfların değil, ezilen halkların ve bakış açıları ve eleştirileri giderek daha çok dikkate alınmaya başlandı.
Amerika’nın keşfinin peşi sıra gelen sömürgecilik, Amerika’nın yerli halklarına yönelik insanlık dışı muameleler ve yüzlerce yıl süren birçok vahşeti Kolomb ve Amerika’yı ilk keşfeden Avrupalı gruplar ve Amerika’nın kurucu figürlerinin büyük kitleler tarafından kınanan figürler olmaları için yeterli sebeplerdi.
Aslında neredeyse tüm dünya tarihini Avrupalıların gözünden biliyoruz.
Yani ana akım tarih yazımı ya özellikle Avrupalı toplulukların yaptığı eylemlere ve katkılara ya da onları nasıl etkilediğine odaklanıyor.
“Keşif” sözcüğünün kendisi bile aslında o dönem Avrupa’sının kelime dağarcığına ait bir sözcük. Avrupalıların o dönemdeki yeni ticaret yolları, kaynakları ve büyüme imkânlarına dair tutkulu arayışına verilmiş isim.
Kolomb’un Amerika’yı keşfettiğini söylediğimizde aslında tarihte ilk keşfeden değil son keşfeden olduğunu söylemiş oluyoruz.
Kolomb’a büyük kâşif, Amerika’nın Avrupalılar tarafından ayak basılmasına da keşif demek doğru mu, bunlar hâlâ oldukça tartışmalı. Ama Amerika’ya Kolomb’un gerçekleştirdiği sefer, dünya tarihinde en önemli ve kalıcı etkileri beraberinde getiren keşifti.
O keşfettiğinde artık tüm dünya Amerika’dan haberdardı. Dolayısıyla Amerika’nın 1492 yılında Kristof Kolomb tarafından keşfedildiğini söylemek, en eksiksiz ve gerçekçi biçimi olmasa da en kestirme ve kullanışlı tanım. Ayrıca hoşumuza gitmese de hatırlamakta fayda var, “Tarih her zaman kazananlar tarafından yazılır”.
Konuyla ilgili diğer içeriklerimiz: