Apple markası ardık başarı ve yenilikçilik ile eş değer hâle gelmiş durumda. Ancak her başarılı markanın arkasında çeşitli başarısızlıklardan alınan dersler yer alıyor.
Apple’ın, 17 Şubat 1994’te Japonya’daki MacWorld fuarında tanıttığı QuickTake isimli dijital kamera da bu başarısızlıklardan bir tanesi.
O dönemde, dijital fotoğrafçılık hâlâ emekleme aşamasındaydı ve Apple bu alanda öncü olmak istiyordu!
Apple’ın hedefi, pazara ilk tüketici odaklı dijital kamerayı sunan marka olmaktı.
Bu hedefe ulaşmak için Apple, ilk olarak 1994 yılında QuickTake 100 modelini piyasaya sürdü.
QuickTake 100, 0.3 megapiksel çözünürlükte, 640x480 boyutunda sekiz fotoğraf çekebiliyordu ve fotoğraf ön izlemesi yapma imkânı sunmuyordu.
Yani çekilen fotoğrafları görebilmek için kamerayı bir bilgisayara bağlamanız gerekiyordu.
Dahili bir flaşı olmasına rağmen odaklama ya da yakınlaştırma gibi temel özelliklerden yoksundu ve üstüne üstlük 1994’te bile satış fiyatı 749 dolardı!
Ardından, Nisan 1995'teyse QuickTake 150 piyasaya sürüldü.
Bu model, ilk modele çok benziyordu ancak daha iyi fotoğraf sıkıştırma teknolojisi sayesinde, daha fazla sayıda ve daha kaliteli fotoğraflar çekebiliyordu.
Ardından, 1997 yılında QuickTake 200 modeli tanıtıldı.
Fujifilm tarafından üretilen bu model, önceki iki versiyona kıyasla daha geleneksel bir film kamerasına benziyordu.
QuickTake 200, kullanıcıya fotoğrafları ön izleme imkânı veren bir LCD ekran, odak ve diyafram ayarları gibi daha gelişmiş özellikler sundu.
Ancak bu iyileştirmelere rağmen, ürün serisinin ömrü daha fazla uzun olmayacaktı…
QuickTake serisi, toplamda yalnızca üç yıl piyasada kaldı ve Steve Jobs’un Apple’a geri dönmesiyle birlikte 1997’de tamamen sonlandırıldı.
Peki, Apple neden böyle bir ürünle başarısız oldu?
Öncelikle, QuickTake’in teknik yetersizlikleri ürünün başarısız olmasındaki en temel sebeplerden biriydi.
Örneğin, 0.3 megapiksel çözünürlük o dönem için bile düşük kabul ediliyordu ve depolama kapasitesinin de 8 fotoğrafla sınırlı olması müşterileri etkilemek için yeterli değildi.
Ayrıca, kamerada görüntüleri ön izleyebilme imkânı olmadığı için kullanıcılar çekim sırasında ne elde ettiklerini bilemiyordu ve de odaklama ve zoom gibi temel kamera işlevlerinin eksikliği de ürünün kullanımını kısıtlı hâle getiriyordu.
Bu yetersizliklerin yanı sıra, kullanıcıların beklentilerini karşılayamayan bir cihaz için fiyatı da oldukça yüksekti.
Aynı dönemde Kodak ve Fujifilm gibi köklü fotoğraf makinesi üreticileri, daha gelişmiş özelliklere sahip dijital kameralarını piyasaya sürmeye başlamıştı.
Dolayısıyla tüketiciler, fotoğrafçılıkta uzmanlaşmış bu firmaların ürünlerini tercih ederken, Apple’ın QuickTake serisi aynı ilgiyi göremedi.
Yani QuickTake, bu sebeplerden dolayı Apple’ın tarihindeki başarısız girişimlerden biri olarak tarihte yerini aldı.
İlginizi çekebilecek diğer içeriklerimiz:
