Apple, 297,5 milyar dolarlık değeriyle, lider Amazon'u sadece 2 milyar dolar geriden takip eden, dünyanın en değerli ikinci markası. 1977’de piyasaya sürdüğü Apple 2 ile kişisel bilgisayar çağını başlatan, 2007’de iPhone devrimiyle akıllı telefon dünyasının lideri olan, 2011’de Apple Watch ile akıllı saat olayını bambaşka bir noktaya taşıyan marka.
Bunun yanında MacBook'lar, iPad'ler, AirPods'lar ve teknoloji alanında milat olmuş pek çok ürün sayabiliriz. Özellikle Steve Jobs’un liderliği döneminde büyük bir yükseliş gösterdi Apple. Çünkü onun vizyonunda teknoloji insan hayatına faydalı, kullanımı basit ve erişimi kolay bir yapıda olmalıydı.
Peki öyle mi oldu? Teknik olarak evet. Apple ürünleri günlük hayatta büyük artılar sağlayabilecek yapıda. Kullanımının basit olması da bir başka güzel yanı ama erişim kolay mı? Maddi olarak ülkemizde zor olsa da dünyanın pek çok ülkesinde bu sorunun cevabı evet.
Oldukça sevilen, tercih edilen bir marka. Peki öyle her şey her zaman güllük gülistanlık mı oldu? Elbette hayır. Her büyük şirketin tarihinde başarılar kadar başarısız girişimler de bulunuyor. Apple’ın da bu şekilde beğenilmeyen, tutulmayan, tutunamayan ürünleri var.
90’lar mobil teknolojiler konusunda hızlı bir dönem olsa da o süreçte asıl savaş konsollar arasındaydı. Nintendo ve SEGA piyasanın tozunu attırırken eski balina Atari yeni ataklar yapmaya çalışıyor; Sony, PlayStation için çalışmalar yapıyor ve bu yarış elbette oyun severlere yarıyordu.
Aynı dönemde kişisel bilgisayarlar konusunda büyük adımlar atan Apple da konsol yarışına girmeye karar verdi. Ve belki de kurulduğu tarihten beri yapılabilecek en büyük 2-3 hatadan birini yaptı. Bandai Pippin adıyla piyasaya sürülen konsol, pek çok teknolojik yeniliğe sahipti. Ancak eksikleri de inanılmaz seviyedeydi.
Bu hikaye, dev Apple’ın dev başarısızlığının hikayesi. Tutunamayanlara, hoş geldiniz.