Reklamcılık konusunda Apple, tarihi Mac tanıtımından bu yana teknoloji dünyasındaki en iyi örnekleri sunuyor. Şirket; duygusal, cesur ve macera dolu anlatım dili sayesinde bütün ürünlerini harika şekilde tanıtmayı başarıyor. Son yıllarda ise hep aynı stratejiyi uygulaması, duygulara fazlasıyla seslenmesi can sıkıcı olmaya başladı.
Firma “Behind the Mac” yani “Mac’in Ardında” şeklinde adlandırdığı yeni bir kısa reklam serisi yayınladı. Dört farklı reklamın bulunduğu seride 4 farklı insan, Mac ile yaptıkları eşsiz çalışmaları anlatıyorlar. Öncelikle her bir reklamı ayrı ayrı değerlendirip, sonrasında genel bir değerlendirmede bulunalım.
1. Reklam: MacBook kullanıcısı, görme engelli fotoğrafçı Bruce Hall:
Bruce Hall, normal şartlarda görme yeteneğini çok kısıtlı bir şekilde kullanan bir birey. Bu nedenle fotoğraf makinelerinin detayları görmesini sağlayan lensleri, onun için hayata tutunma gayesi olmuş. Çektiği muhteşem fotoğraflar müzelerde sergileniyor. Fotoğraflarını düzenlemek için elindeki MacBook bilgisayarını kullanıyor.
Bruce, fotoğrafçılık sayesinde detayları görebildiğinden bahsederken Apple, ekrana MacBook’un detayları son derece başarılı şekilde yansıtan ekranını getiriyor. Bruce ise görüşünün izin verdiği mesafeye kadar yaklaşarak detaylara göz atıyor. Evet, sıradan bir bilgisayarın ekranı detaylar konusunda MacBook kadar başarılı olmayabilir. Bir engelli bireyle bunu anlatmak ise biraz saldırganlık kokuyor.
2. Reklam: MacBook kullanıcısı, Afrikalı uygulama geliştiricisi Peter Karikui:
Peter, Afrika’nın en fakir ülkelerinden birisi olan Ruanda’da yaşayan bir genç yazılımcı. Kendisi Afrika’nın trafiğindeki güvenlikten şikayetçi. Bunun için yakınmayı bırakıp, Uber benzeri bir iOS uygulaması olan SafeMotos’u geliştiriyor. Bu uygulama şehirdeki yolcuları güvenli sürücülere sahip taksi ve motosiklet sahipleri ile buluşturuyor.
Ruanda, tarihi açıdan oldukça sarsıcı bir geçmişe sahip. Çoğu insan bırakın buranın geçmişini, varlığından bile haberdar değil. Ruanda Katliamı adındaki acı verici olaylar silsilesi, emperyalizmin çıkarları için insanları, siyah-beyaz ayrımını, hatta siyahların kendi aralarında burun ve vücut yapılarına göre ayrımını ve bu ayrımın sonuçlarını yüzümüze en sert biçimde vurduğu olaydır. Üstelik katliam 1994’te gerçekleşmiştir.
3. Reklam: MacBook kullanıcısı olan müzisyen Grimes:
Grimes, müzik yapmak için profesyonel bir stüdyo kullanmıyor. Bunun yerine elinde bir MacBook var. Kendisi bu cihazla artık yeni bir döneme girildiğinin, müzik üretiminin kolaylaştığının savunucusu. Doğru, gerçekten de Apple müzik konusunda yapımcılara ciddi avantajlar sağlayan hizmetlere sahip.
Diğer reklamlara nazaran bu filmin biraz daha masum olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü en azından insani meseleler üzerine değil de sanatın bir alanı üzerine konumlandırılmış bir Mac görüyoruz.
4. Reklam: “Harika şeyler yap” mesajlı tüm filmlerin bir araya getirildiği ana reklam filmi:
Evet, Apple gerçekten de tüketici elektroniği konusunda son derece iyi deneyimler sunan bir firma. Mac serisi, gerek masaüstü gerek dizüstü olsun, kullanıcı memnuniyeti açısından üst düzeyde. Apple ise son dönemlerde satışlarında sıkıntı yaşamaya başladığı Mac serisi için artık işlevsel mesajlar vermekten uzaklaştı. Firma, duygusal açıdan kitlesini etkilemeye çalışıyor.
Konu işlevselliğe gelecek olursa, her bir videonun altında verilen linkin, iMac Pro sayfasına yönlendirdiğini belirtmek lazım. Yani burada verilen mesaj “MacBook iyidir, ancak profesyoneller için olan şey iMac Pro’dur.” şeklinde. O halde reklam filmlerindeki insanlar birer profesyonel değil, satışları düşen MacBook’lardan satın alması gereken sıradan insanlar.
Dahası Apple bu reklamları o kadar vakitsiz yayınladı ki, piyasada yeni çıkmış bir MacBook bilgisayarı da yok. Firmanın uzun bir süreden sonra ilk kez, geçtiğimiz haftalarda düzenlenen WWDC 2018 etkinliğinde yeni Mac’lerini tanıtmadığını gördük.
Apple, üretim ve tüketici memnuniyeti konusunda son derce iyi işler başarıyor olabilir, ancak reklam politikası gittikçe saldırgan olmaya başladı.
