İnsan olarak çoğu zaman biz bile yüz tanıma konusunda başırısız oluyoruz. Beynimizin karmaşık yapısı henüz tam anlamıyla çözülmediği için, çareyi teknolojide buluyoruz. Bugün milyarca insan tarafından kullanılan akıllı telefonlar ve yazılımlar, yüz tanıyabiliyor, bu tanımlamaları da veri bankalarında saklayabiliyorlar. Elbette bu noktaya şıp diye gelmedik. Yüz binlerce yıldır doğaya karşı verdiğimiz acemi savaşla teknoloji dediğimiz uçsuz bucaksız bir gelişim alanı oluşturduk. Bunu yaparken hep öykündük, ancak unuttuğumuz bir şey vardı: Doğa zaten gözümüze kestirdiğimiz hemen hemen her şeye sahip.
Yeni yayınlanan bir araştırma halk arasında bal arısı olarak bildiğimiz “Apis mellifera” ve eşek arısı ya da yaban arısı olarak bildiğimiz “Vespula vulgaris” türündeki canlıların, yüz tanıyabildiklerini ortaya çıkarttı. Bu canlıların insanlara benzeyen görsel işlem mekanizmaları kullanmaları da cabası.
Bizim beyinlerimize nazaran çok çok küçük beyinlere sahip olan bu canlılar, gerçekten de insanı fazlasıyla şaşırtıyor. Zira insan beyninde ortalama 86 milyar hücre bulunurken arılarda ortalama 1 milyondan daha az beyin hücresi var. Bu da bize bir başka durumu, beyin işlevinin büyüklükle ilgili olmadığını kanıtlıyor. Açıkçası insan beyninin gizemleri peşinde koşmak yerine, arılar gibi sürprizlerle dolu canlılara odaklanmak, yapay zeka teknolojilerinin nasıl tasarlanacağına dair daha nokta atışı tespitler sunabilir.
İnsanlar olarak bize yakın olan kişilerin yüzlerini tanımakta çok iyiyiz. Farklı yönlerden akın akın insanın ilerlediği bir tren istasyonunda bir arkadaşınızla karşılaşma ihtimalini, bu aşamada anında tepki verişinizi düşünün. Çok zahmetsiz bir durum gibi görünse de saliseler içerisinde beynimizde yapılan işlem sayısı milyonları buluyor. Günümüz yapay zekalarında geldiğimiz nokta da bu. Tek bir yüzü tanımak kolay, peki o yüzü binlerce kişi arasından tanımak da kolay mı?
Yüzleri tanımlamak konusunda uzmanlığımız, bilimsel çalışmalarla anladığımız üzere “bütünsel işleme” denilen bir yönteme dayanıyor. Bu farklı yüzlerin aynı anda diğerlerinden daha hatırlanabilir olmasını sağlıyor. Aynı anda birden fazla yüzü görüp, tanıyıp tanımadığımıza karar veriyoruz. Bir yüze aşina olduğumuzda gözler, burun, ağız ve kulaklar gibi farklı özellikleri aynı anda tanıyoruz. Kimseyi sadece burnundan ya da gözünden tanımasınız değil mi? Çok spesifik bir farklılık olmadığı sürece bu zordur. Yine bir bütünsellik yaklaşımı söz konusu. Aynı şekilde sadece yüzler değil, diğer canlılar ve nesneleri de bütünsel olarak tanımlıyoruz. Bu nedenle yap-boz gibi oyunlarda parçadan bütüne gidebilmek, beynimizdeki farklı işlevleri de kullanmamızı sağlıyor.
Tüm bu bilgiler ışığında yapay zekaların da bütünsel tanımlamaya yönelik yeteneklerini geliştirmeye çalışıyoruz. Mesela artık akıllı telefonlarımızla bir çiçeğin fotoğrafını çekip arattığımızda, onun türünü ve belirgin özelliklerini öğrenebiliyoruz. Kendimizden öğrenip, geliştirdiğimiz teknolojilere uyarlama yapıyoruz. Bu da bir başka soruyu beraberinde getiriyor: Acaba bizim gibi işlem yapabilen başka canlı türleri de var mı? Az önce öğrendiğiniz gibi var.
Sahne kanatlı böcek türü olan arılarda:
Bal arısı, görsel işleme tekniklerini araştırmak için en ulaşılabilir türlerden birisidir. Arılar, inanması biraz güç gelecek ama, tatlı bir ödül verilerek eğitilebilirler. Son araştırmalarda ortaya çıkan şey de bu ödüllendirme sistemine nasıl uyum sağladıkları konusunda önemli bir yeteneklerini ortaya çıkarttı. Bal ve eşek arıları insan yüzlerini tanıyabiliyorlar.
Bir başka eşek arısı türü olan “Polistes fuscatus” arılarının yüz tanıma üzerine özelleşmiş beyimn mekanizmalarına sahip olduğunu ortaya çıkarttı. Üstelik bu arıların hepsi, tıpkı insanlar gibi bütünsel işleme tekniklerini kullanabiliyorlar.
Yapılan testlerde arılar, insan yüzlerinin akromatik (siyah-beyaz) görüntülerini belleklerine kaydettiler. Sınuçlar, bu böceklerin insan yüzlerini işlemek için hiçbir evrimsel nedene ihtiyaç duymamalarına rağmen, kendi yüz tanıma teknolojilerini geliştirdiğini ortaya koydu. Arıların sınırlı sayıda yüz hatırlayabildikleri de tespit edilenler arasındaydı. Bu da doğruda beyin boyutuyla ilişkilendirildi.
İnsanlar ya da diğer canlıların görüntüleri işleme yetenekleri, yapay zeka teknolojilerinin önünü açacak bilimsel keşiflerle aydınlanmaya devam ediyor.
Arılar hakkında daha fazla bilgi için aşağıdaki listeye bir göz atın derim:
Bilime Göre Arılar 0’ın Ne Anlama Geldiğini Biliyor!