Arkadaşlarımızla yemek yemek için bir restorana gidip bir arkadaşımız X menüsünü sipariş ettiğinde grubun çoğunluğu da aynı menüden istediğini garsona iletir. Sosyal öğrenme olarak adlandırılan bu özellik insanlığın temelinde bulunur. Kullanım şekline göre ise bu özellik, iyi veya kötü yönlendirmeler yaratabilir.
Yeni bir ayakkabı alıp bunu sosyal medya hesabımızda iyi yorumlarla paylaştığımızda, gönderimizi gören kişiler de ayakkabının rahat ve parasına değer olduğunu düşüneceklerdir. Kötü yorumlar paylaştığımızda ise tam tersi şekilde, ayakkabının oldukça rahatsız edici ve parasına değmeyen bir ürün olduğuna karar verebilirler.
Arılar da aynı insanlar gibi, hatta daha iyi sosyal yeteneklere sahipler. Daha iyi dedik çünkü arılar iyi olan bilgiyi iyi olarak yayarken, kötü olan bilginin ise büyük kitlelere yayılmasını engelliyor. 20. yüzyıl içerisinde Avusturyalı davranış biyoloğu Karl von Frisch, yaptığı deneyler sonucunda arıların mahsulleri birbirleri arasında dans hareketleriyle puanladığını ortaya koymuştu.
Frisch'in ortaya koyduğu araştırma sonucunda arıların; insanların çevrimiçi alışveriş derecelendirme sistemlerinde uyguladığı gibi kendi aralarında puanlama sistemini, sallanmalı dans hareketleriyle sergiledeği sonucuna varıldı. Bizim puanlama sistemlerimizde kullandığımız yıldız sayısı yerine ise arılar, danslarının uzunluğuna göre puan miktarlarını anlatıyor.
Bir arı iyi bir yiyecek kaynağı bulduğunda uzun süreler boyunca dans etmeye başlıyor. Yiyecek kaynağı kötü ise arı ya hiç dans etmiyor ya da çok kısa bir süre dans ediyor. Dans süresi uzadıkça iyi durumdaki yiyeceğe gelen arı sayısı artıyor. Bu sayede arılar yardımlaşarak beslenmiş oluyor.
Arılar kötü durumları birbirlerine söylemeyip diğerlerini gereksiz yere meşgul etmezken, iyi durumlarla karşılaştıklarında ise bunu bütün arılara duyurarak herkesin durumdan istifade etmesini sağlıyor. Her geçen gün arılardan örnek almamız gereken yeni bilgiler çıkıyor. 1949 yılında Albert Einstein, arılar yeryüzünden silinip giderse insanların yaşamak için sadece 4 yılları daha olduğunu söylemişti. Başarılı fizikçinin o zamanlarda öngördüğü gibi arılardan öğrenecek çok şeyimiz olduğu kesin.
