Bilim insanları, büyük bir insan kitlesinin yaşadığı aşırı alkol tüketimi sorununun kaynaklarını bulmak için farklı alanlarda çalışmalar yapıyorlar. İnsanların psikolojik durumlarının alkol tüketimi üzerinde etkisinin incelenmesinin yanında insanların devraldıkları genetik mirasın aşırı alkol tüketimi üzerindeki etkisi de araştırılıyor.
ABD’de bulunan Yale Üniversitesi’nden bilim insanları, genlerin alkol tüketimi üzerindeki etkisini hakkında yeni bir çalışma gerçekleştirdiler. Çalışmada 435.000’den fazla insanın genomu analiz edildi.
Yapılan çalışmada araştırmacılar, klinik olarak alkol kullanım bozukluğu tespit edilmiş insanların genomlarını karşılaştırdılar. Yapılan analizde sorunlu alkol kullanımıyla daha önce ilişkilendirilmemiş 19 genetik risk faktörü tespit edildi. Alkol kullanımıyla ilişkilendirilen yeni genetik risk faktörünün yanında daha önce tespit edilen 10 genetik risk faktörü de çalışma sırasında doğrulanmış oldu.
Yapılan çalışmayla ilgili açıklama yapan Yale Üniversitesi’nden Joel Gelernter, elde ettikleri yeni verilerin aşırı alkol tüketimi ile ilişkili olduğu bilinen genetik risk lokuslarının sayısının üç katına çıkardığını söyledi. (Lokus, genetikte bir genin, genin allellerinden birinin veya bir DNA dizisinin kromozom üzerindeki yerini ifade eder.)
Çalışmayı gerçekleştiren bilim insanları, çalışmaları sayesinde aşırı alkol tüketimiyle depresyon ve anksiyete gibi bozukluklar arasındaki genetik ilişkinin incelenmesinin sağlanacağını açıkladılar. Çalışmaya katılan araştırmacılardan Hang Zhou, çalışmalarının psikiyatrik durumlar, risk alma davranışları ve bilişsel performans gibi sorunlarla alkol kullanım özellikleri arasında nedensel ilişkinin anlaşılması için yeni yollar sunduğunu söyledi.
Araştırmacılardan Joel Gelernter de bireysel düzeyde alkol sorunu riskini değerlendirmek için çalışmalarının önemli bir avantaj sağladığını söyledi. Gelernter, “Bu sonuçlarla, bireysel düzeyde sorunlu alkol kullanım riskini değerlendirmek için daha iyi bir konumdayız” dedi.