“Bir hayvanın kanına neden bu kadar önem verilsin ki?” dediğinizi duyar gibiyiz. Ancak ne işe yaradığını öğrenince, eminiz bize hak vereceksiniz.
Gelin, öğrenelim.
Kanı en değerli olan hayvan, at nalı yengeci.
Bunun sebebi ise at nalı yengeci kanının milyonlarca hayat kurtaran aşıların yaratılmasında kritik bir öneme sahip olması. Üstelik bu kana temas eden her şey onun garip rengine boyanıyor.
Bu kan genellikle buz mavisi renkte ve bakır açısından oldukça zengin. Ayrıca at nalı yengecinin kanında beyaz kan hücreleri yerine, bakteriyel endotoksinleri tespit etmede son derece etkili olan ve amebosit olarak bilinen hücreler var.
Bu amebositler, oldukça düşük seviyelerde bile pıhtılaşmayı tetikleyebiliyor ve istilacı bakterilerin etrafında bir pıhtı oluşturarak, at nalı yengecinin vücudunu toksinlerden koruyor.
Yani şimdiye kadar olduğunuz tüm aşılar için at nalı yengeçlerine teşekkür etmeniz gerekiyor!
Öte yandan bu hayvanların kanlarını toplayanların bazıları, kanların sadece %30’unu alıp at nalı yengeçlerini okyanusa geri gönderiyor ancak hayvanların %10 ila %30’unun hayatta kalmadığı düşünülüyor.
Daha da kötüsü, dişi at nalı yengeçlerinin kanları alındıktan sonra çok daha az ürüyorlar ve bu kan alımı da iyileşmelerini daha da geciktiriyor.
Ayrıca at nalı yengeçleri aslında yengeç bile değil.
Hatta kabuklular ailesinin üyeleri bile değiller. Bu hayvanlar aslında eklembacaklılar alt grubunun Chelicerata üyesi ve örümceklerle akraba.
Ek olarak onlar, yaş aldıkça dış iskeletlerini döküyorlar ve tüy dökme zamanları geldiğinde, küçük dış iskeletlerinden arınarak kabuklarının ön taraflarından dışarı çıkıyorlar. Anlayacağınız, oldukça tuhaf canlılar.
Ancak her ne olursa olsun at nalı yengeçlerinin kanları, aşıların yapımında yani insan sağlığında kritik bir role sahip. Kanlarının bu kadar değerli oluşuna şaşırmamak lazım.
İlginizi çekebilir:
