Arşiv belgeleri incelenerek gerçekleştirilen Atatürk’ün ailesi ile ilgili çalışma, şu an içeriğimize de ışık olacaktır. Birçok araştırmacı tarafından gerçekleştirilen şecere sonuçları incelendiğindeyse Atatürk’ün hem anne hem de baba soyunun Anadolu’ya göçen yörüklerden geldiği doğrulanıyor.
Baba tarafının 15, anne tarafının 13 kuşak öteye götürüldüğü araştırma sonucunda Atatürk’ün büyük büyükdedesinin bugün Bursa’nın Yeşil Türbesi’nde yer aldığı görülüyor. Gelin birlikte bu kafa karışıklığını biraz da olsa giderelim.
Bu konuyla ilgili birçok araştırma yapıldı.
Enver Behnan Şapolyo, Mustafa Kemal Atatürk’ün anne ve baba soyuyla alakalı çalışmalar yürüten ilk kişidir. Özellikle Makbule Hanım ile de görüşme yapan kişi olması bakımından kendisinin yaptığı çalışma, doğruluk bakımından önem arz ediyor.
Faik Reşit Unat ise konuyla alakalı araştırma yapmış ve Şapolyo’nun vermiş olduğu bilgileri araştırmasında tartışmıştır. Fakat bu çalışmalardan en bilineni ise Şevket Süreyya Aydemir’in “Atatürk’ün Baba Soyunun Şeceresi” başlıklı araştırmasıdır. Verdiği bilgiler, -biraz eksik olsa da- baba soyuyla alakalı önemli bir kaynak niteliği taşır.
Ömer Sami Coşar ve Burhan Köksel de konuyla ilgili önemli çalışmalar gerçekleştirmiştir. Özellikle Köksel, aile efradından bazı kişilerle dost olduğu için bu çalışmada önemli belgelere de yer veriyor.
Daha pek çok çalışma, Atatürk’ün soyuyla ilgili bizlere önemli bilgiler veriyor.
Bunların arasında ömrünü Atatürk’ün hayatıyla ilgili atılan iftiraları ortaya çıkarmaya adayan Araştırmacı Yazar Mehmet Ali Öz de var. Öz, gerçekleştirilen çalışmaların içerisinde Atatürk’ün soyuyla ilgili yeterli bilgilerin olmadığını ifade etmiştir. Bu konuyla ilgili kollarını sıvayan Öz, konuyla ilgili ilk kitabını da 2014’te yayımlamıştır.
Atatürk’ün babası Ali Rıza Bey’in soyunun Selanik Mevlevihanesi Postnişin Şeyh Hasan Efendi’ye kadar uzandığını kitabında belgelemişti. Babasının o dönemler vakıflarda çalıştığı senelere ait belgeler, yaşadıkları bölgelere ait bilgiler aynı kaynakta yer alıyor.
Bu belgelerde ilginç bir bilgi de var:
Mehmet Ali Öz, verdiği belgelere göre Atatürk'ün babasına bağlanan emekli maaşına kadar söz etmişti. Fakat ilginç kısım şu ki, belgelere göre Atatürk’ün doğum tarihinin 1881 değil de 1877 olduğu görülüyor. Ali Rıza Efendi’nin 1893 emekli maaş belgesine bakan Öz, Mustafa Kemal’in o yıllarda 16 yaşında olduğu bilgisine ulaşmış.
Osmanlı arşiv belgeleri, tapu tahrir defterleri, nüfus ve temettuat defterleri gibi birçok belgeye dayanarak bilgileri veren Mehmet Öz, Atatürk’ün dedelerinden birinin Yeşil Türbe’de olduğunu da söylüyor.
Osmanlı dönemine ait kaynaklarda, Atatürk'ün ailesinin Balkanlar'a zorunlu göç ettirilen Türkmen aşiretlerinden olduğu belirtilir.
Aileler, Anadolu'dan farklı tarihlerde Konyar adıyla bilinen bölgelerden Balkanlar'a yerleştirilmiştir. Bu bilgiler, Aşıkpaşazade, Oruç Bey ve Neşrî tarihlerindeki bilgilere dayanmaktadır. Osmanlı dönemine ait bu kayıtlarda, 1385'te Saruhan'dan Serez'e, 14. yüzyılın ilk yarısında Aydın civarından Selanik'e çeşitli Türkmen aşiretlerinin gönderildiği belirtilir.
Atatürk'ün ailesiyle ilgili kitaplardaki soy bilgilerinin kayıtlarına bakıldığında göçlerle ilgili Osmanlı'nın Murat, I. Bayezid, I. Mehmet, II. Murat ve II. Mehmet dönemlerinde Anadolu'nun çeşitli bölgelerinden Balkanlar'a zorunlu göçlerin gerçekleştiği biliniyor. Bu dönemde, farklı tarihlerde sürgün veya fetih yoluyla Balkanlar'a gönderilen aileler; çeşitli bölgelerdeki şehir, kasaba ve boş arazilere yerleştirilmiştir.
Ancak sorun şurada: Türkmen-Yörük ailelerinin Balkanlar'a göçüyle ilgili kesin bilgiler veren kaynak neredeyse yok.
Bu durum, Atatürk'ün ailesi için de geçerli. Çeşitli kaynaklarda Atatürk'ün anne ve baba tarafının Balkanlar'a göç ettirilen ailelerden olduğu belirtilse de belgelerin ve tarihi kayıtların eksikliği araştırmacıları zorluyor. Göç sırasında hangi tarihte ve hangi bölgeden geldikleri, hangi aileden oldukları net değil.
Osmanlı arşivinde bulunan belgelere göre, Atatürk'ün ailesi en az yedi-sekiz nesil boyunca Selanikli olup, şehrin önde gelen ve saygın ailelerinden birine mensuplardı. Atatürk'ün hayatına dair tüm kitaplarda, Ali Rıza Bey'in ailesinin Aydın'ın Söke ilçesinden geldiği, Zübeyde Hanım'ın ailesinin ise Konya ve Karaman çevrelerinden olduğu ifade edilir. Zübeyde Hanım'ın ailesinin Selanik Sarıgöl-Eğribucak bölgesine, Ali Rıza Bey'in ailesinin ise Kocacık (Kuzey Makedonya) ve çevresine yerleştikleri, daha sonra her iki ailenin Selanik'e göç ederek yerleştikleri belirtiliyor.
Aşıkpaşazade, Oruç Bey ve Neşrî tarihlerinde "1385’te Saruhan taraflarından Serez’e, 14. asrın ilk yarısında Aydın civarından Selanik’e çeşitli Türkmen aşiretleri yerleştirildiği" bilgisi yer alıyor.
Atatürk'ün babası Ali Rıza Bey'in ailesinin göç hikâyesi, Enver Behnan Şapolyo'ya göre "Aydın/Söke'den Mora'ya (Yunanistan), Mora'dan Kocacık'a, oradan Selanik'e" şeklindedir. Tarihçi Cemal Kutay ise, Konya/Karaman veya Aydın/Söke'den göç ettiklerini, önce Vidin'e (Bulgaristan), ardından Serez'e (Yunanistan) gelip 1827'deki Rus mağlubiyetinden sonra Selanik'e yerleştiklerini belirtir.
Ayrıca Kutay, Kocacık nahiyesinin adının bu Yörük Türkmen gruplarından aldığını ifade ediyor ve bu yörüklerin Türkleşme sürecinde önemli rol oynadığını vurgular. Zübeyde Hanım ve Ali Rıza Efendi'nin aileleri Selanik vilayetine bağlı Manastır ve Debre sancağının ahalisi olan Vodina Sancağı'nın Sarıgöl bölgesine iskân edilmiştir. Aile, Langaza'dan Selanik'e göç etmiştir.
Zübeyde Hanım'ın Baraklı Köyü'nde (Bursa) doğduğu, kaynaklarda belirtiliyor.
Selanik ve çevresi, Osmanlı tarafından ilk kez 1394'te Yıldırım Bayezid'le fethedildi. Bu fetihle birlikte Batı Trakya'daki şehir ve kasabalar ele geçirilerek Yenişehir alındı. Teselya'ya (Yunanistan'ı oluşturan 13 bölgeden biri) yapılan akınlarla bu bölgeler Türkler tarafından iskân edildi. Atatürk'ün hem baba hem de anne soyu, I. Murat döneminde Balkanlar'a iskân edilen Türkmen-Yörükleri'nden geliyor. Anadolu'dan göç edilerek Türkleştirilen Yörük ve Türkmenler, Rumeli'nin fethinden sonra buralara yerleştirilmiştir.
Sarıgöl nahiyesi ve köyleri, Manastır Vilayeti'nin Debrey-i Bâlâ Sancağı'na bağlı Vodina kazasının batısında yer alır ve Makedonya ile Tesalya'nın fethinden sonra Konya çevresinden getirilen Türklerin iskân edildiği bir bölgedir. Atatürk'ün ataları, Anadolu'dan gelerek Selanik'in batısındaki Vodina Sancağı'nın Sarıgöl bölgesine, "Kayalar" (diğer adı "Kocacık") nahiyesine yerleşmişlerdir. Osmanlı arşivi kayıtlarında bu yer ayrıca "Kapucular (Kapucuzadeler) karyesi" olarak geçer.
Bu konuyla ilgili içeriğimizi aşağıdaki bağlantıdan okuyabilirsiniz:
Nafia Vekili Süleyman Sırrı Bey ile Mustafa Kemal tarafından 1924 yılında oluşturulan şecere, Atatürk'ün soyunu başlangıçtan günümüze kadar takip eder.
Bu şecere, Zübeyde Hanım'ın babası Feyzullah Ağa'nın soyunu takip ettiğinde Feyzullah Ağa'nın babası İbrahim Ağa ve onun babası Hacı Abdullah Ağa olduğunu bizlere gösteriyor. Feyzullah Ağa'nın kardeşleri (Mustafa Efendi, Ayşe Molla, Emine Molla, Nimeti Molla) hakkında yeni bilgiler içerse de çocukları hakkında mevcut bilgilerden geridedir.
Eğer bilgiler doğruysa, Zübeyde Hanım'ın büyük dedesi Hacı Abdullah Ağa'nın İbrahim Ağa dışındaki diğer 4 çocuğu (Yakup Ağa, Aloş Ağa, Hanife Molla, Gülsüm Molla) ve onlardan günümüze ulaşan kollarını gösterir.
Genelkurmay ATASE Başkanlığı Arşivi'nde bulunan şecere, Atatürk'ün anne soyunu detaylı bir şekilde gösteriyor.
Şecerenin kim tarafından hazırlandığı ve tarihi belirtilmemiş ancak içeriği ve eski harflerle hazırlanmış olması, Süleyman Sırrı Bey'in şeceresiyle benzer bir tarihe işaret etmektedir. Molla Hasan'dan başlayan soy ağacında, Molla Hasan'ın İbrahim Ağa (Zübeyde Hanım'ın dedesi), Hacı Sıtkı, Mustafa Ağa ve ismi verilmeyen bir diğer çocuğu (Nefise Molla'nın babası veya annesi) dahil olmak üzere toplam 4 çocuk bulunuyor.
Hacı Abdullah Ağa'nın diğer şecerede bilinen soyun başlangıcı olarak gösterilen kısmı bu şecerede Mustafa Ağa'nın eşi Gülsüm Dudu'nun babası olarak geçiyor. Her iki şecerenin ana kaynaklardan açılan kolları neredeyse aynıdır. Sonuç olarak, Atatürk'ün anne soyunun bilinen ilk şahsiyeti "Molla Hasan" oluyor. Zübeyde Hanım'ın bir kardeşinin adının "Hasan Ağa" olması da bu görüşü destekliyor.
Dede Molla Hasan'ın oğlu "İbrahim Ağa" (Zübeyde Hanım'ın dedesi) ve onun oğlu "Feyzullah Ağa" (Zübeyde Hanım'ın babası) bu soyun temsilcisidir.
Süleyman Sırrı Bey'in soyu ise Molla Hasan, onun oğlu Mustafa Ağa (Hacı Abdullah'ın kızı Gülsüm Dudu ile evli), onun oğlu Aluş Ağa (ilk eşi Ayşe Dudu, ikinci eşi Emine Molla)'nın ikinci evliliğinden olan 4 çocuğundan biri Zehra Hanım (eşi Müderris Yusuf Efendi) üzerinden gelmektedir.
Atatürk'ün hazırladığı şecerede Ali Rıza Bey soyundan en kök dedesi olarak belirtilen Molla Hasan, Osmanlı arşivi belgelerinde "Hacı Sofu", "Şeyh Hasan", "Şeyh Hacı Hasan" adlarıyla anılan ve aynı zamanda Selanik Mevlevihanesi Postnişini olan bir şahsiyet olarak karşımıza çıkıyor.
Şeyh Hasan Efendi, Osmanlı arşivinde 1617 yılında kurulan Mevlevihane postnişinliğinin tarihine dair kayıtları içeriyor. Nüfus ve temettuat defterlerindeki kayıtlar, "Molla Hasan" adının mevcut şecerede işaret ettiği kişinin Selanik Mevlevihanesi Postnişini Şeyh Hasan Efendi olduğunu doğruluyor. Bu belgeler, Molla Hasan'ın kökünü ve ailesinin Selanik Mevlevihanesi ile olan bağını da destekliyor.
Şecereye göre, Hacı Sofu'nun ailesinde muhtemelen en büyük dede Hasan Can Çelebi'nin adını taşıdığı anlaşılıyor.
Şeyh Hasan'ın, nüfus defterleri kayıtlarına göre "Abdullah ve Ahmet" adında iki oğlunun mensup olduğu aile, arşiv belgelerinde "Sofuzadeler" olarak geçiyor. Hacı Sofu'nun (Molla Hasan) oğlu Ahmet'ten torunu Ali Ağa'nın neslinden gelenler, Atatürk'ün kuzeni olan Süleyman Sırrı ailesinin devam ettiği kolu oluşturuyor ve "Sofuzâdeler Ailesi" olarak biliniyorlar.
Şeyh Hasan Efendi'nin oğlu Meşayıhtan Şeyh Hacı Ahmet Efendi'nin neslinden gelenlere "Sofuzadeler" denmiş. Ancak kayıtlarda bu aileye "Mevlevişeyhizadeler" ya da "Şeyhzadeler" de deniliyor. Meşayıhtan Şeyh Ahmet Efendi'nin 6 oğlu bulunmaktadır: Hacı Sofu oğlu Ali Efendi, Seyyit Mehmet Sadık Efendi, Şeyh Yakup Efendi, Şeyh Mehmet Ali Efendi, Şeyh İbrahim Ethem Efendi, Şeyh Hacı Ali Rıza Efendi.
Hasan Can, Osmanlı padişahları Yavuz Sultan Selim ve Kanuni Sultan Süleyman tarafından çok değerli bulunuyordu. Kendisi Bursa’da 1567 yılında vefat etmiş ve Yeşil Türbe’nin bahçesine defnedilmiştir. Soy kütüğüne göre, Hasan Can’ın babası Hafız Mehmet ve dedesi Hacı Hafız Cemaleddin İsfehani'dir. Hafız Mehmet İsfehani, Akkoyunlu Hükümdarı Sofu Halil Bey'in oğlu Uzun Hasan ve Şah İsmail'in de hafızıydı.
Yavuz Sultan Selim'in dostu Hasan Can ve babasını 1514 Çaldıran Zaferi'nden sonra İstanbul'a getirdiği söylenir. Mehmet Ali Öz'ün verdiği bilgiler, Atatürk'ün soyunu Akkoyunlulara kadar götürüyor.
Ali Rıza Efendi’nin ailesi, Şeyh Hasan Efendi'nin torunu Halveti Şeyhi Hacı Ali Rıza Efendi’den gelmektedir.
Osmanlı Arşivi'nde yer alan 1830, 1834, 1840, 1843 tarihli Selanik nüfus defterleri kayıtları ve 1844/45 tarihli temettuat defterine göre, Şeyh Ahmet Efendi'nin babası Şeyh Hasan Efendi’den sonra Selanik Mevlevihanesi postnişinliği görevine getirildiği anlaşılıyor. Selanik'in nüfuzlu ailelerinden "Mevlevizadeler" olarak bilinen bu sülale aynı zamanda "Sofuzâdeler" ve "Şeyhzadeler" olarak tanınıyor.
Aile, Selanik Mevlevihanesi Postnişini Şeyh Hasan oğlu Meşayıhtan Sofuzâde Şeyh Hacı Ahmet Efendi ve çocukları tarafından devam ettirilmiş. Şeyh Ahmet'in oğlu olan Şeyh Hacı Ali Rıza Efendi 1797 yılında doğmuş, Halveti dergâhının lideri ve aynı zamanda Selanik'te Koca Kasım Paşa Mahallesi Camii İmamı olarak görev yapmış.
Atatürk'ün büyük dedesi olan Şeyh Hacı Ali Rıza Efendi'nin adını taşıyan Ali Rıza Efendi de görüldüğü üzere Halveti Şeyhi'nin oğlu Mehmet Nuri Efendi'nin soyundan geliyor. 1874, 1875 ve 1876 tarihli defter kayıtlarına göre, Mehmet Nuri Efendi'nin bu dönemlerde hayatta olmadığını anlıyoruz. Mehmet Nuri Efendi'nin oğlu Hacı Hafız Ahmet Efendi ise Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendi'nin babasıdır.
Atatürk'ün dedesi Hacı Hafız Ahmet Efendi, yukarıda adı geçen büyük dedesi Şeyh Hasan Efendi'nin oğlu olan Meşayıhtan Hacı Ahmet Efendi'nin adını taşımıştır. Mustafa Kemal Atatürk'ün babası Ali Rıza Efendi ise Selanik Koca Kasım Paşa Camii'nin imamı olarak görev yapan Halveti Şeyhi Ali Rıza Efendi'nin adını almıştır.
Bugün Atatürk'ün soyunun dayandığı en eski şahsiyet olan Hasan Can'ın mezarı Bursa Yeşil Türbe'de yer alıyor.
Soy bilgilerini ayrıntılı bir şekilde incelemek isteyenler kaynaklardan yararlanabilir.