Avrupalılar Gelişmiş Bir Kıtada Olmalarına Rağmen Neden Çok Az Gökdelen İnşa Ediyor?

23
15
3
3
1
New York, Dubai, Seul, Şangay ve diğer pek çok dünya şehrinde adım attığınız yer gökdelenken Avrupa şehirlerinde bu duruma pek rastlayamazsınız.

Giderek şehirleşen, nüfusu artan bir dünyada yaşıyoruz; bu da gökdelenlere olan ihtiyacı artırıyor. Fakat Avrupa, yoğun nüfuslu ve ekonomik açıdan bir hayli müreffeh bir kıta olmasına rağmen çok yüksek binalar inşa etmeye sıcak bakmıyor.

New York'ta 302 gökdelen, Hong Kong'da 546 gökdelen varken; Avrupa'da ise sadece 250 gökdelen var. Üstelik bunların yarısı sadece üç şehirde bulunuyor: Londra, Moskova ve İstanbul.

Avrupalılar bu yapıları çirkin mi buluyor, yoksa çok başka sebepler mi var?

İstanbul

Gökdelenlerin ilk kez 19. yüzyılda Chicago'da ve sonrasında New York'ta yükselmeye başlamasının en önemli nedenlerinden biri, o alanlarda tarihi binaların bulunmamasıydı.

Zaten kıta çok yeni denilebilecek bir tarihte keşfedilmişti. Roma'daki Kolezyum, Atina'daki Akropolis gibi tarihi yapılar bulunmuyordu. Avrupa'daki gibi eski ama sağlam ve görkemli kamu binaları, evler de bulunmuyordu.

Manhattan Önce / Sonra

Ayrıca Avrupa'daki şehirlerin çoğu dar bir alana sıkışmak yerine geniş bir alana dengeli bir şekilde dağıldığı için buralarda yüksek yapı inşa etmeye gerek duyulmamıştı.

Amsterdam, Hollanda

Özellikle İkinci Dünya Savaşı'nda Avrupa'da pek çok şehirdeki simge yapılar büyük hasar gördü. Savaştan sonra bunlar yıkılmadı ve büyük bir emek sarf edilerek özenle restore edildi.

Almanya'nınn Köln şehri, İkinci Dünya Savaşı'nda büyük hasar görmesine rağmen restorasyonlar sayesinde eski görünümüne yeniden kavuşmuştu.

Mirası koruma arzusu baskın olunca gökdelenlere karşı hiçbir zaman istek duyulmadı. Sadece bazı şehirlerde gökdelenler yükseldi ancak bunlar da oldukça dar alanlarda toplandı. İstanbul'daki gibi bir düzensizliğe izin verilmedi

Kıta genelinde çok fazla gökdelen olmamasından kısmen sorumlu olan bir kavramdan da bahsetmek gerekiyor: Brükselleşme.

1960'lardan kalma ruhsuz tasarımlı ve kutu benzeri binalar yüzünden şehir manzarası zarar gören Brüksel.

Belçika'nın başkenti Brüksel'de hiçbir zaman gerçek bir gökdelen inşa edilmemiş olsa da; 1960'larda şehirdeki birçok bina, kötü tasarımlı modern yapılara yer açmak için yıkıldı. Üstteki görselde o ruhsuz binaları rahatlıkla seçebilirsiniz.

Belçika'nın en etkili Art Nouveau yapılarından biri olan Maison du People da bu yıkıma kurban gitti. Yerine Blaton Tower adlı yüksek bir bina inşa edildi. Alttaki görselde de gördüğünüz üzere şehrin dokusuna oldukça aykırı duruyor.

Blaton Tower

Ayrım gözetmeyen bu yeniden yapılanmanın şehre verdiği zararı fark eden birçok önemli şahsiyet ve mimar, yapılanların "mimari suç" olduğunu söyleyerek "Brükselleşme" terimini ortaya çıkardı ve yeni şehir planlaması kurallarının getirilmesi için çalışmalar yaptı. Brüksel vatandaşları, çevreciler ve koruma örgütleri ülke çapında protestolar başlattı.

Bu sayede, yeni binaların inşası önemli ölçüde sınırlandırıldı ve tarihi binaların restore edilmesini ve şehrin kültürel dokusunun korunması sağlandı. Facadism adı verilen bir teknik kullanılarak modern tasarımlı binaların dış cepheleri, Avrupa'nın eski ve estetik mimari tasarımlarına benzetildi.

Brüksel'deki bu durum, Avrupa'da modern binalara karşı genel bir hoşnutsuzluğa yol açtı ve bu tip modern binalar yavan ve ruhsuz olarak görüldü.

Bunun üzerine Avrupa'daki çok sayıda şehir, benzer düzenlemeleri benimsedi ve yüksek binaları ya hiç yapmadı ya da tarihi merkezlerden uzak yerlere inşa etti (Paris'teki La Defense gibi).

La Défense, Paris

2000'li yılların başlarından itibaren Londra, Paris, Moskova, İstanbul ve Frankfurt gibi büyük finans merkezlerinde ticari alan talebi arttıkça gökdelenler yükselmeye başladı.

Londra, İngiltere

Nispeten daha küçük olan ve daha sakin bir şekilde büyüyen Avrupa şehirleri ise çevreyi ve vatandaşlarının yaşam standartlarını iyileştirmeyi daha çok önemsedi.

Öte yandan özellikle İskandinavya'daki ve Orta Avrupa'daki şehirler, ulusal ekonomileri içindeki önemini korurken, istikrarlı bir şekilde sürdürülebilirlik ve refah seviyesi bakımından zirvede yer almaya devam ettiler.

Kopenhag, Danimarka

Dünya giderek küreselleştikçe mimari trendler kutu benzeri yapılara kayıyor fakat bazı Avrupa şehirleri buna direnmeye devam ediyor. Gelecekte belki de Avrupa da birtakım zorunluluklardan dolayı yüksek binaların esiri altında kalacak ama en azından İstanbul'daki gibi bir dağınıklık olmayacağı kesin gibi görünüyor.

Bazı Avrupa şehirlerinin nasıl göründüklerine de bir göz atalım isterseniz:

Floransa, İtalya

floransa

Budapeşte, Macaristan

budapeşte

Porto, Portekiz

Porto

Strasbourg, Fransa

Strasbourg

Edinburgh, İskoçya

edinburgh

Barcelona, İspanya

barcelona

Prag, Çekya

prag

Sizce de gökdelensiz daha güzel değiller mi?

23
15
3
3
1
Emoji İle Tepki Ver
23
15
3
3
1
Yorumlar(8)
Yorumunuz minimum 30 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
Popüler Yorumlar
Tüm Yorumlar
2 yıl önce
O sırada istanbul: TaBiİğ Efendimğ
Yanıtla
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
2 yıl önce
Kötü olan ne varsa İstanbula yapsınlar lütden İzmirden uzak dursunlar. :)))
Yanıtla
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
2 yıl önce
Gençler, gökdelen bir kere deprem açısından riskli bölgelere yapılmaz! İstanbul gibi bir şehre gökdelen yapan zihniyet aptaldır, cahildir ve kötüdür. Gökdelenlerin yapılabileceği iller ayrıdır. İstanbul'a uygun olan tarz Saint Petersburg gibi bir tarzdır. Osmanlı, medeni bir ülke değildir. Bu yüzden bu tür şeylerin planlaması yapılmaz, insanlar başına buyruktur. Diğer taraftan Osmanlı, medeni bir ülke değildir, herşeyi ve herkesi bir şehre doldurmaktadır. Gelişmiş dünya ülkelerinin hiçbirinde böyle bir saçmalık daha göremezsiniz. İstanbul'a en uygun konsept, bilim, sanat, edebiyat ve kültür şehri konseptidir. Bu konsept aynı zamanda İstanbul'u koruyacak ve daha da güzelleştirecektir. Diğer taraftan gemişe sahip çıkmak sözünü kullanmışsınız: Bu ülke sene 2022 olmuş hala geçmişten gelen yani gaipten gelen sesler ile boğuşmaktadır. Osmanlı'dan, Müslümanlar'dan, Bizans'tan, Rusya'dan, Ortodokslar'dan gelen sesler ile. Buna son verilmelidir. Yorgan gitmeli, kavga bitmeli ve İstanbul sonsuza kadar bir Türk Şehri olmalıdır. Avrupa'da böyle bir risk yoktur. Bu amaçla eskiye ait ne varsa ortadan kaldırılmalı ve Saint Petersburg tazında yepyeni bir şehir kurulmalıdır. İstanbul'un adı bile değişmelidir. Semt adları bile. Bir diğer taraftan dış ve iç domuzların iştahını kabartmanın anlamı da yoktur. İstanbul'un gözününden geriplana çekilmesi diğer şehirlerin önplana çıkarılması gereklidir. Montrö Sözleşmesi devam etmelidir, Kanal İstanbul Projesi iptal edilmelidir. Biz gerçek Türkler tarafsızız ve barıştan yanayız, verdiğimiz sözlere sadığız, şark kurnazlığı yapmayız, kimseye kazık atmayız. Özetle ülkenin gökdelenleri olan şehirlere de ihtiyacı vardır ama İstanbul o şehirlerden biri değildir. İnanılmaz bir süpriz olursa, medeniyeti kurarken yarımakıllılara, yarıcahillere, okumuş cahillere yani İlber Ortaylılar'a laf anlatmakla uğraşılmayacaktır. Bu yüzden herkes aklını başına almalıdır. 700 sene boyunca söz kötülük, aptallık ve cehalet makanın olmuştur. Gelinen nokta da ortadadır. Tanrı kabul ederse, söz sırası bize geçecektir. Etmezse de kendinin bileceği bir iştir. Tanrı'nın isteği başımız üzerinedir...
Yanıtla
-2
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
diğer yanıtları göster
2 yıl önce
Deprem bölgesinde gökdelen yapılmaz kısmından sonrasını okumadım zira gereksiz.
Kaliforniya Tokyo Bangkok vesaire vesaire .....
2 yıl önce
Kusura bakma ama fikrin çok saçma.
2 yıl önce
müslümanın baş harfini büyük yazdığın için yorumuna saygım yok
-1
2 yıl önce
Osmanlı yokoldu ki... süslüman...
2 yıl önce
Avrupa sadece teknik anlamda ileri, insanlık olarak ortaçağ.... bunların ataları bitkileri kaynatarak hastalıklara şifa bulmak isteyen annelere nenelere cadı diyerek Avrupa çapında cadı avına çıkarak hepsini şeytanla işbirliği yapma suçuyla yakarak öldürdüler... bulaşıcı hastalık taşıyan insanları öldürdükten sonra gönüp 2 hafta sonra mezardan çıkmasınlar diye mezarı açıp bacaklarını kesip göğüslerin ortasında başlarının üzerine gelecek şekilde üzerlerine çapraz olarak tekrardan koyup mezardan çıkmayacaklarına inanarak yeniden gömen insanlar, sahiplerinden gördüğü şiddetten kaçmaya çalışan ama kaçmayı başaramayan zenci köleleri hasta oldukları gerekçesiyle tedavisinin ayak parmaklarını kesmek olarak uygulayan ve bu sayede tekrardan koşarak kaçma ihtimalini ortadan kaldıran, feodal derebeylerinin himayelerinde çalışan köylü ya da işçilerden evlenenlerin karılarının kızlıklarını bozma hakkının ilk olarak feodal derebeyinde olduğu ..... (bu örnekler çok daha fazla artırılabilir) bir medeniyetti.

buraya dikkat.. onlar bunları yaşarken biz Osmanlı coğrafyasında bu tarz bir gerilik yaşamamışız ve en medeni toplum olmuşuz.. he bu medeniyetimizden de hiçbir şey kaybetmedik.

Avrupa sadece teknolojiyi kullanmaya başladı.. bir de dinleri atom oldu....
Yanıtla
-2
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
2 yıl önce
Ayrıca gökdelen gelişmişlik olmuyor
Yanıtla
-1
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
2 yıl önce
Öncelikle avrupalılar gelişmiş bir kıtada olabilir ama bir çok avrupa ülkesi Türkiye'den kat kat fakirdir, fakat tabiki para onlar için sorun değil istedikleri zaman Avrupa Birliğinden talep edebiliyorlar ama aynı zamanda bu ülkelerin insanları çok gelişmiş değildir, çoğu yabancı çalışanlarla ayakta kalan ülkeler ve bir çoğuda ağır katolik olduğu için ülkeyi geliştirmek yerine Türkiye gibi dine saplanmış bir durumda tek yaptıkları fazla fazla klise ve Madonna heykelleri yapıyorlar :D

ama bir diğer olayda hiç bir akıllı insan yüksek yüksek binalarda oturmak istemez.

Türkiye'de Almanya gibi tüm coğrafyaya yayılmış olsaydı bugün ne trafik sorunu bu kadar fazla olurdu nede tüm şirketler İstanbul'da toplanırdı.
Yanıtla
-2
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
diğer yanıtları göster
1 yıl önce
Boş bir yorum.
2 yıl önce
Kafam karıştı sanırım lambaya basicam oyumu
2 yıl önce
Avrupalilar gelismis bir kitada degil, Avrupalilar kendi kitalarini gelistirdiler...
Yanıtla
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .
2 yıl önce
avrupalılara bak adamlar fakirlikten açlıktan orta çağda yaşıyor bu yüzden bizi kıskanıyorlarmış. yazık artık eski türkiye yok karşılarında tabi.
Yanıtla
-1
Yorumunuz minimum 10 karakter olmalıdır.(0)
Ziyaretçi olarak yorum yapıyorsun, dilersen .