Avrupa Parlamentosu, perşembe günü, Birleşmiş Milletler (BM) global kriz zirvesinden hemen önce 'iklim ve çevre acil durumu' için bir oylama gerçekleştirdi. Strazburg şehrindeki parlamento, aldığı bu kararla Avrupa Birliği Başkentlerini ve Avrupa Komisyonu’nu daha etkili aksiyonlar alması için baskı altına almış oldu.
Çevre Komitesi’nin başındaki isim olan Avrupa Parlamentosu Üyesi Pascal Calfin, yaptığı açıklamada “İklim ve çevresel acil durum göz önüne alındığında, sera gazı emisyonunu 2030’da %55’e kadar indirmek oldukça önemli” ifadelerini kullandı.
Muhalifler arasında ise parlamentodaki en geniş grup olan ve sağ kanattan insanların yer aldığı Avrupa Halk Partisi’nin (European People’s Party) bazı üyeleri bulunuyor. Avrupa Halk Partisi üyesi Peter Liese ise konu hakkında “Harekete geçmek kaçınılmaz ancak acil durum ilan edilecek bir durum yok” ifadelerini kullandı.
Bu oylama, aynı parlamentonun yeni bir Avrupa Komisyonu’na izin vermesinden bir sonraki gün gerçekleşti. Parlamento, yeni komisyon ile birlikte Avrupa bloğunun ekonomisini düşük karbonlu bir geleceğe dönüştürmeyi planlıyor. Tabii bu önergelerin, Brüksel üzerinde herhangi bir yaptırım etkisinin olmadığını da hatırlatmak gerekiyor.
Acil eyleme ihtiyaç var
Avrupa İklim Eylemi Ağı (Climate Action Network Europe) yöneticisi Wendel Trio, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Acil durum ilan etmek oldukça önemli ancak böyle bir durumun acil durum eylemiyle desteklenmesi gerekiyor. İklim acil durumu ölçeğinde hareket etmek için parlamentonun gerçek, acil bir eyleme ihtiyacı var. Avrupa Birliği, iklim hedefini en az %65 emisyon kesilmesine kadar artırmalı. Emisyonu acilen indirebilecek politikaları ve önlemleri benimsemeli.”
12 gün sürecek olan COP25 BM iklim zirvesi, pazartesi günü İspanya’da gerçekleştirilecek. Zirvenin odağı iklim değişikliği ile savaş ve emisyonların kesilmesi için hükümetleri teşvik etmek olacak.
