2016 yılında Donald Trump’ın başkan seçilmesinin ardından agresif bir uzay politikası benimseyen Amerika Birleşik Devletleri (ABD), 2024 yılında Ay’a yeniden astronot indirmeyi hedefliyor. 1969’daki Apollo 11 görevinin ardından bir daha Ay’a geri dönmeyen ABD, bu kez kalıcı olmanın planlarını yapıyor.
NASA’nın, Ay’daki ilk uzay üssünün inşası için belirlediği tarih 2028 ancak farklı bir gezegende bunu yapmak tahmin edebileceğiniz üzere hiç de kolay değil. Zira üslerin inşası için gerekli malzemelerin Dünya'dan tedarik edilmesi, hem zaman hem de maliyet anlamında çok büyük bir külfet anlamına geliyor. Öyle ki, yörüngeye sadece 0,45 kilogram ağırlığında bir malzeme taşımanın maliyeti yaklaşık 10.000 doları buluyor. Bu nedenle tüm yapı ekipmanlarını ve inşaat malzemelerini Ay’a göndermek pek mantıklı bir hareketmiş gibi görünmüyor.
Bundan yola çıkan bilim insanları, astronotların biraz yardımı ile Ay’ın kendi kaynaklarının etkin bir şekilde kullanılmasının yolunu araştırıyor. Kulağa ilginç gelebilir ancak astronotların yardımı olarak kastedilen şey, idrarları.
Daha önce, beton benzeri yapıların, regolit olarak da bilinen Ay toprağından 3D baskı teknolojisi ile inşa edilip edilemeyeceği üzerine pek çok araştırma yapılmıştı. Şimdi, bilim insanlarından oluşan uluslararası bir ekip, Ay’daki yapı malzemelerini daha kullanılabilir hale getirmek için başka bir kaynağın yani insan idrarının kullanılıp kullanılamayacağını araştırdı.
İdrarda bulunan ürenin, Ay yüzeyinde kullanıma uygun bir 3D baskı karışımında plastikleştirici olarak kullanılabileceğini düşünen araştırmacılar, 3D yazıcıdan üre, regolit ve diğer plastikleştiricilerin eklendiği karışımdan bir dizi "çamur tüpü" oluşturdu.
Görünüşü itibarıyla pek de hoş olmayan bu maddenin, ağır yükleri taşıdığı ve stabilitelerini büyük ölçüde koruduğu keşfedildi. Bilim insanları, 80 derece sıcaklıkta test edilen maddenin Ay yüzeyinde yaşanacak olağanüstü sıcaklık değişimlerine karşı direnç sağlayabileceğini belirtiyor.
Araştırmanın yazarlarından Norveç'teki Østfold Üniversitesi Mühendislik Fakültesi'nden Anna-Lena Kjøniksen, insan idrarındaki gerçek su ile Ay’daki kaynakların kombinasyonundan etkili bir yapı malzemesi üretilebileceğini ancak kesin bir kanıya varmak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç olduğunu vurguladı.