Ayak Küçük Parmağımızı Çarptığımızda Canımız Neden Çok Yanar?

80
29
14
9
7
Ayak küçük parmağımızı bir yere çarptığımızda duyduğumuz, kabir azabından beter acıyı herkes yaşamıştır. Peki bu acının bu kadar şiddetli olmasının sebebi hakkında bilim ne söylüyor, gelin birlikte bakalım.

İnsanoğlunun şu dünyada mukadder olduğu hem maddi hem de manevi pek çok acı var. Ancak bu acılardan bir tanesi var ki insana birkaç saniyeliğine cehennemi tattıracak cinsten. Sizce hangi acıdan bahşediyor olabiliriz? Tabii ki ayak küçük parmağımızı bir yere çarptığımızda duyduğumuz acıdan.

Hepimiz merak etmişizdir bu acının bu kadar şiddetli olmasının nedenini; zira kolumuzu, bacağımızı hatta başımızı bir yere çarptığımızda bile bu kadar acı hissetmiyoruz. Peki, boyu küçük ama yaşattıkları çok büyük olan bu parmağın özelliği ne? Gelin bu sorunun cevabını bilimde bulalım.

Acı yok Rocky!

rocky balboa

Her şeyden önce, fiziksel acının nasıl oluştuğuna, daha doğrusu nasıl hissedildiğine bir bakalım. Zira birazdan, beyin hissetmediği sürece ‘acı’ denen kavramın var olmadığını göreceğiz. Öncelikle, insanoğlunun hissettiği iki tür fiziksel acı olduğunu belirtmekte fayda var. Bunlar: Nöropatik acı ve nosiseptif acı.

Nöropatik acı, sinir sistemine bir hasar geldiğinde veya bir hastalık ya da yaralanma nedeniyle sistem düzgün çalışmadığında oluşan acıdır; yani herhangi bir dış ektene bağlı değildir. Nosiseptif acı ise bizi ilgilendiren kısım; yani dış etkenlere bağlı olarak oluşan acı hissi. Bu his, vücudun her yerinde bulunan nosiseptörlerin, vücut için tehlikeli uyarıcıların veya vücuda zarar verebilecek şeylerin tespit edilmesiyle aktif olması ve beyne sinyaller göndermesiyle ‘beyinde yaratılıyor’.

Tabii bu sinyal gönderme süreci inanılmaz hızlı gerçekleşiyor; nitekim parmağımızı çarptığımız anda ayağımızı geri çekmemiz, belki de bağırmamız bir saniye bile almıyor. Acının her ne kadar kötü bir his olsa da insanoğlunun hayatta kalması için çok önemli bir uyarıcı olduğu su götürmez bir gerçek.

İki tarafı da keskin bir bıçak

ayak anatomisi

İnsan vücudunda bulunan parmakların her iki tarafında da birer adet sinir bulunur. Yani parmağımızı nereye çarparsak çarpalım, nosiseptörler, sinirden gelen bu sinyali alarak önce omuriliğe, oradan da beyne gönderiyor. Parmağımızı çarptığımızda aniden gelen o keskin acının sebebi işte bu.

Ancak şunu da fark etmiş olmalısınız. Çarpma anında duyulan acıdan yarım veya bir saniye sonra gelen ve daha uzun süren hafif bir yanma hissi de söz konusu. Bu hissin beyne iletilmesini sağlayan şey ise kalın ve yalıtımlı sinir liflerine sahip olan nosiseptörlerin aksine ince ve yalıtımsız liflere sahip olan sinirler. Bu sinirler, nosiseptörlere göre daha yavaş çalıştığı için acının ‘ikinci dalgasını’ oluşturuyor. Olayın sinirsel boyutunu inceledik, şimdi de fiziksel boyutuna bir bakalım.

En büyük ‘düşman’: Momentum!

momentum

Bilim insanları, koşarken veya hızlı bir şekilde yürürken, vücut ağırlığımızın iki ila üç katının ayak küçük parmağımızda toplanabileceğini söylüyor. Örneğin 70 kg ağırlığında birinin parmağını çarpması esnasında işin içinde sadece ağırlık değil, ağırlığın etkisini katlayan momentum da bulunuyor. Küçücük bir yüzeyde bulunan sinir hücrelerinin ortalama 140 kg’lık bir ağırlıkla çarpışıyor olması aslında durumun büyük bir bölümünü açıklıyor. Ancak etkili olan bir unsur daha var; o da ayak küçük parmağının anatomik yapısı.

Hem el hem de ayak parmakları insan vücudunun en hassas kısımlarından birisi. Peki neden? Parmaklarda, özellikle de ayak küçük parmağımızda, vücudumunuzun diğer bölgelerinde bulunan yağ tabakaları yeterince bulunmuyor. Örneğin karnımıza bir darbe aldığımızda, bölgedeki kalın yapılı deri, onun altındaki yağ katmanı ve onun da altındaki kas lifleri darbenin bir hayli emilmesini sağlıyor.

Ancak ayak küçük parmağımızı çarptığımızda sadece sinir hücreleri değil cilt, tırnak ve kemik de darbe alıyor. Örneğin parmağımızı çarptığımızda eğer darbe direkt olarak tırnağa gelirse tırnağın cilde batması ihtimali var. Bunun yanı sıra, parmakta bulunan kemiğin etrafında yeterince ‘koruyucu tabaka’ bulunmadığı için çarpma esnasında kemikte ezilme meydana gelmesi mümkün ki bu gözle görülür bir belirti yaratmasa bile haftalarca hatta aylarca sürecek bir ağrıya neden olabilir.

Parmağın kırık olup olmadığı nasıl anlaşılır?

kırık parmak

Diyelim ki ayak küçük parmağımızı sert bir yüzeye hızlı bir şekilde çarptık. Yukarıda bahsettiğimiz o keskin acıyı, sonrasında gelen yanma hissini de yaşadık ama ağrı bir türlü geçmiyor. Böyle bir durumda ‘küçük enişteyi’ incitmiş, çatlatmış hatta kırmış olabiliriz. Peki geçmeyen bu ağrının sebebi nasıl anlaşılır, gelin bu soruyu cevaplayalım.

Parmağın kırıldığını gösteren en önemli belirti çarpma anında duyulan ‘çatırdama’ sesidir. Bu sese parmakta bir zonklama hissi eşlik eder ve bu his birkaç saat içinde geçebilir. Parmak kırıldıysa üzerine ağırlık bindirildiğinde ağrı oluşabilir, parmakta şişme ve morarma olabilir.

Parmak yalnızca burkulduysa hasar kemikte değil bağ dokularında oluşmuştur. Belirtileri arasında parmağı oynatırken oluşan ağrı, zonklama hissi, şişme ve morarma vardır.

Parmakta kemik ezilmesi oluştuysa yoğun bir ağrı hissedilebilir, ağrı ayağa veya bileğe vurabilir, darbe alan bölgeye ağırlık binmesi hâlinde ağrı hissedilebilir. Peki kemik ezilmesinde gerçekten kemik mi eziliyor diye soracak olursanız, hayır. Belli bir noktaya kadar esneme payı olan kemikler böyle bir çarpma anında ezilmiyor; darbenin etkisiyle yalnızca kemiğin etrafındaki ve içindeki damalarda ezilme meydana geliyor.

Uzun lafın kısası, beynimizin, ‘bu dikkatsizliğin başına iş açacak, yürüdüğün yere dikkat et’ demesinin bir yolu olan bu acı eğer birkaç dakika içinde geçmezse ciddi bir yaralanma gerçekleşmiş olabileceği için, acilen bir doktora görünmenizde fayda var.

80
29
14
9
7
Emoji İle Tepki Ver
80
29
14
9
7