Küçük kaygan emiciler olarak tanımlanan bakteriler, hızla gelişiyorlar ve antibiyotiklere karşı savaşmanın yollarını çabucak buluyorlar. Bu nedenle onlarla savaşmak gittikçe zorlaşıyor ve daha çok uğraş isteyen bir hale geliyor. Bilim insanları, işte bu mücadelenin geçtiği anları mikroskobik bir filme çekmeyi başardılar.
Filmde Vibrio Cholerae isimli, kolera hastalığından sorumlu olan canlı ve parlak negatif bir bakteri, bir DNA parçasından kendi DNA’sına parça aktararak genetik kazanıyor. Yatay gen transferi olarak adlandırılan bu süreçte, bakteriler yapısını geliştirerek kendisini yok etmek isteyen etkenlere karşı direnç kazanıyor. Pilus (bakterilerin birbirleriyle birleşmesini ve gen aktarımını sağlayan köprü) kullanılması sonucu bu aktarımın gerçekleştiği anları, bilim insanları ilk kez videoya alarak onlarca yıldır süren bir hipotezi de göstermiş oldular.
Indiana Universitesi’nden Biyolog Ankur Dalia Bloomington tarafından yapılan açıklamaya göre, yatay gen transferi bakteriyel türler arasında kullanılan önemli bir yol. Bu süreç aslında bilinen fakat gözlemlenemeyen bir süreç, çünkü burada söz konusu olan canlılar çok fazla küçük. Bu süreci anlamanın önemli olduğunu belirten Ankur, DNA’ların nasıl paylaşıldığı hakkında gelen verilerin artmasıyla mücadele yöntemlerinin de gelişeceği kanısında.
Bakterilerin bu yöntemi kullanarak yaşadıkları gelişiminin görüntülenememesinin sebebini daha anlaşılır bir şekilde tarif edecek olursak, bir pilus’un insan saçına göre yaklaşık 10.000 kat daha ince olduğunu söyleyebiliriz. Bahsi geçen bakterinin görülebilmesi için hem organizmanın hem de DNA’nın floresan boya denilen bir kimyasal ile boyandığını belirtelim. Yukarıda yan yana duran iki adet görselde sağ kısmın boyalı, sol kısmın ise boyasız olduğunu belirtiliyor.
Antibiyotik dirençler, bilindiği üzere bakteriler tarafından çeşitli yollar kullanılarak birbirlerine aktarılıyor. Yani yatay gen transferinin birden çok yöntemi bulunuyor. Bakteriler öldüklerinde kendi yapılarını serbest bırakıyorlar ve diğer bakteriler bu DNA’yı yakalayarak bileşeni ele geçiriyor. Yani ölen bakteri eğer antibiyotiklere karşı dirençli ise öldükten sonra kalıntılarını kendi bünyesine alan diğer bir bakteri de yavrularıyla beraber antibiyotik direnci kazanıyor. Bu sayede bakteriler, bir orman yangını gibi hızlı ve etkili şekilde yayılmaya başlıyor.
Bakterilerin kazandığı bu yetenek nedeniyle sadece ABD’de 23.000’den fazla ölüm gerçekleşti. Bilim insanları bu süreçte aktarımların önüne geçebilmek için yöntemler arıyorlar. Bakterilerin sahip olduğu mekanizmayı tam anlamıyla çözmek, onlarla mücadele de etkili bir rol oynayacak.