Devlete bağlı olan kurumların isimlerine ve devletin elinden çıkan ürünlere baktığımızda, bir noktada “Türkiye Cumhuriyeti” ibaresini doğal olarak görürüz. Bu, hem o ürünlere kimlik kazandırır hem de kurumların devlete bağlılığını vurgulamış olur. Bu bağlamda karakollar, hastaneler, devlet tiyatroları ve devlete bağlı olan daha nice kurumlarda bu ibareyi görürüz.
Fakat Merkez Bankasına baktığımızda bir farklılık, daha doğrusu bir eksiklik görüyoruz. Örnek olarak hastane isimleri “Türkiye Cumhuriyeti” diye başlarken burada tam ismin “Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası” olduğunu görüyoruz. Sebebi de kurumun geçmişinde yatıyor.
Bu kurum, temelinde özel bir ortaklık olarak ortaya çıktı.
Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde Merkez Bankası kurulurken bağımsızlığa oldukça fazla vurgu yapılıyordu. Buradaki bağımsızlık amaç değil, fiyat istikrarını sağlamak adına araç bağımsızlığını temsil ediyordu. Bu, TCMB kanunun dördüncü maddesinde şu şekilde belirtiliyor:
Madde 4- (25/4/2001 tarihli ve 4651 sayılı Kanun ile değiştirilen şekli) Bankanın temel amacı fiyat istikrarını sağlamaktır. Banka, fiyat istikrarını sağlamak için uygulayacağı para politikasını ve kullanacağı para politikası araçlarını doğrudan kendisi belirler.
Buna bağlı olarak TCMB kendi sitesinde, bu isim farklılığını şu şekilde açıklıyor:
Kağıt ve madeni paralarda da bu farkı görürüz.
Buradaki farklılık ise madeni paraları Hazine Müsteşarlığı'na bağlı olarak faaliyet gösteren Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğünün üretiyor olması. Yani bir devlet kurumu ve dolayısıyla da isminde "Türkiye Cumhuriyeti..." geçiyor. Kağıt paraları ise Merkez Bankasına bağlı Banknot Matbaası bastığından ibarenin "Türkiye Cumhuriyet..." şeklinde kaldığını görüyoruz.
Yani anlayacağımız…
Kağıt paraları basan Merkez Bankası, diğer devlet kurumlarının aksine devlet idaresine bağlı olmadığını belirtmek için bu ismi kullanıyor. Fakat bu noktada kurumun amacı, devlete bağlıyken araç konusunda kendi idaresinde olduğunu unutmamak gerek.