Müzik kendi içerisinde birçok farklı temaya sahip. Sanatın bu denli çeşitli olması ve müziğin yaygın olması da farklı birçok türün ortaya çıkmasını sağlıyor. Tabii ki bu türlerin hepsi herkese hitap etmiyor. Birçok insan sahip olduğu ruh haline göre farklı müzikler dinleyebilir (ya da sadece tekdüze bir temayı da dinleyebilirsiniz) ancak işin özünde müzik ruhun gıdasıdır lafı oldukça doğru. Nitekim müzik dinleyerek konsantrasyonunuzu arttırabilir veya kendinizi sakinleştirebilirsiniz.
Fakat müziğin her temasının bunun için uygun olduğunu söyleyemeyiz. Bunun en büyük örneği olarak Barok müzik diyebiliriz. Barok müzik, gösterişi ve abartısıyla bilinen bir müzik. Gelin şimdir Barok dönemi unsurlarından Barok müziğin tarihini inceleyelim ve özelliklerine bakalım.
Temelden başlayalım, Barok ne demek?
Barok müzik ile ilgilenmiyorsanız bu kelime ile çok aşina olmamanız da oldukça olası. Nitekim günümüz Türkçe’sinde kendisinin kullanım yeri pek fazla değil. Barok kelimesi Orta Çağ civarında türeyip 19. yüzyılın sonlarına kadar oldukça sık kullanılıyordu. Terim “şekilsiz inci” anlamına gelen Portekizce 'Barrocco' kelimesinden geliyor. İlk ortaya çıkışında Barok kelimesi filozoflar tarafından mantıksal bir engeli tanımlamak için kullanılıyordu fakat ilerleyen zamanlarda çarpık fikirleri veya karmaşık düşünce süreçlerini ifade ederken de kullanılmaya başladı ve sözcüğün bu kullanımı uzun bir süre varlığını sürdürdü.
Rönesans döneminde sıklıkla karşılaştığımız bu sözcüğün sanat camiasındaki kullanımı da pek farklı sayılmaz. Sanat dilinde Barok düzensizliği, dengesizliği ve karmaşayı temsil etme de çok sık kullanılıyordu. 19. yüzyılın sonuna kadar da tuhaf veya abartılı olma özelliğini kaybetmedi. Ta ki 1888 yılına kadar. Bu yılda ünlü sanatçı Heinrich Wölflin’in öncü çalışması Renaissance und Barock sayesinde terim yeni bir anlam kazandı ve kendi karakteristik özelliğini elde etti.
Barok dönemi nedir? Tarihine bakalım:
Barok dönemi 16. yüzyılda ortaya çıkmış ve sanata oldukça farklı bir yön vermiştir. Barok sanat akımı klasisizmin yeniden yorumlanması olarak da biliniyor. Michelangelo Buonarroti Simoni’nin yaptığı heykel ve resimlerin bu akımın ortaya çıkmasındaki rolü büyüktür. Nitekim Barok döneminin sanat camiasındaki etkisi tartışılmaz bir seviyede. Döneminde sanat üzerinde şekillenen temaların birçoğunun günümüze kadar gelmesi bile Barok döneminin etkisinin büyüklüğünü kanıtlar nitelikte.
Barok dönemi, rönesans sanatçılarının benimsediği tarzı tamamen değiştirerek sanatın daha ayrıntılı, renkli ve canlı bir şekilde ön plana çıkmasını sağlamıştır. Tabii ki sanatın değişmesi ile birlkte yapılan eserlerde oldukça farklılık göstermeye başladı. Barok dönemi itibariyle yapılan sanatsal eserler ağırlıklı olarak mitolojik tanrılar ve dini semboller üzerinden şekillenmeye başladı. Özellikle yunan mitolojisinin efsaneleri Medusa, Zeus, Poseidon günümüzde olduğu gibi kendi zamanında büyük beğeniler topluyordu. Dini tarafta ise cennet temalı resimler, havariler veya Hz. İsa oldukça beğeniliyordu.
Barok dönemi “Otoportre resimlerin altın çağı” olarak da biliniyordu ve bu dönemde çıkan birçok eserin dönemin bu şekilde nitelendirilmesinde büyük faydası oldu. Tabii ki bu dönemden payını alan sadece resim tarafı değildi. Detayların abartılı olması ve hareket duygularına sahip olması mimarlık, heykeltıraş, müzik veya edebiyat gibi birçok farklı dalın da Barok’tan kendince esinlenmesini sağladı.
Barok döneminin özellikleri:
Barok döneminin özellikleri sanatın her dalına farklı şekilde yansıdı. Herkes bu dönemin getirisini kendince yorumladı ve ortaya çok farklı eserler koydu. Fakat her tür sanattan genel bir yorum yapmak gerekirse;
- Mimari: Yoğun renkler ve zengin süslemeler, kıvrımlı duvarları olan cepheler, yanıltıcı efektler ve görsel illüzyonlar.
- Müzik: Birbirini tutmayan akorlar, kemanların en önemli enstrüman olması, ritmin değişiklik göstermemesi
- Heykeltıraş: Çok daha karmaşık biçimler ve figürler, ışık ve gölge ayrıntılarının daha yoğun olması, süslemelerin daha derin ve abartılı olması
- Resim: Dinsel ve mitolojik figürlerin ön planda olması, biçim zenginliğinin ve süslemelerin abartılması, durağan resimler yerine hareketlilik hissiyatının verilmesi
- Edebiyat: Düzyazının altın çağını yaşaması. Şiirin sevgi ve hayal kırıklığı temasıyla dolup taşması ve tiyatro da dini ve mitolojik figürlerin temsili çok daha fazla yaygınlaşması
Peki, Barok müzik aslında nedir?
Barok müzik 'klasik müzik' temasının şekillenmesinin önemli bir rolünü oynuyor. Öyle ki bu temanın dönemimizde hala dinlenmesinin ve varlığını sürdürmesinin sebeplerinden biride budur. Barok müzik dönemi, müzik sanatının en büyük ve önemli yeniliklerinden biri olan “fonksiyonel tonalite” kavramını geliştirmiştir. Barok müziğin yaygınlaşması ile birlikte besteciler ve çalgıcılar eserlerine çok daha ayrıntılı ve ince dokunuşlar yapmışlardır. Müziğin yeni bir şekle bürünmesini sağlamış ve kullandıkları tekniklerde yenilikler yaratmışlardır.
Barok müziği döneminde enstrüman ile müzik yapanların sayısı eskisine kıyasla muazzam miktarda artmış ve bu durum barok müziğin daha da yaygınlaşmasını sağlamıştır. Barok döneminin görselliğe, ince dokunuşlara ve abartı figürlere verdiği önem müziğe farklı bir türü de armağan etmiştir. Türün farklı destekleyicilerinden biri olan opera sanatı bu dönemin getirileri ile çok iyi uyum sağlayıp yaygınlaşmıştır. Müzikte baro dönemi ünlü sanatçı Johann Sebastian Bach’ın ölümüyle son bulmuştur. Fakat o dönemde müzikte yapılan yenilikler kendini korumuş ve günümüzde aktif bir şekilde varlığını sürdürmeye devam etmiştir.
Barok müziğin özellikleri:
Barok dönemi sanatsal anlamda bir devrim olarak nitelendirilip birçok sanat türüne kendi esintilerini yansıtmıştır. Tabii ki müzik de bu durumdan payını alanlardan bir tanesi. Barok döneminin müzik üzerindeki getirileri ise şu şekilde:
- İnsan sesinin olmadığı yeni müzik türleri yapılmaya başlanmıştır (Konçerto gibi)
- Operanın kurulmasını ve yaygınlaşmasını sağlamıştır
- Duygu yoğunluğu, gürlük ve dinamiklik gibi temalar ön plana çıkmıştır
- Enstrüman müziklerinin yükselmesi ile keman en önemli enstrümanlardan biri olmuştur
- Birbirini tutmayan akorlar ve uyumsuzluk moda haline gelmiştir
- Giderek kuvvetlenen veya giderek hafifleyen ritimler yerine tek düze ritimler daha sık görülmüştür
- Müzikteki seslerin ilk kez farklı enstrümanlara ayrılması başlamıştır. (Rönesans veya daha önceki dönemlerde tek melodiyi tüm enstrümanlar aracılığıyla vermek yaygın ve bilinen bir sistemdi. Fakat Barok dönemi bunu kırdı ve orkestranın doğmasına imkan sağladı)