Bir yerden başka bir yere seyahat ettiğinizde veya ilk defa kalacağınız bir arkadaşınızın evinde uyumak çoğunuz için çile olabilir. Uzmanlar bu duruma ''ilk gece etkisi' diyor. Yani ilk kez girdiğiniz o ortamı istemsiz olarak güvenli bulmamanız bu duruma sebebiyet veriyor. Böylece kendinizi korumanız için beyniniz, yarı uyur yarı uyanık biçimde sizi o gece uyumama nöbeti tutmaya zorluyor.
Bir de bu problemin yanında karnınıza ağrılar girmesine rağmen tuvalete çıkamama sorunu eklenince psikolojiniz iyice çökebiliyor. Psikolog Nick Haslam'a göre çoğu insan kendi evinde tuvalete giderken, kendisini herhangi başka bir yerde lavaboyu kullandığından daha güvende hissediyor. Baktığınızda bütün mesele psikolojik olarak insanın kendini bilmediği, tanımadığı yerlerde güvende hissedememesi gibi görünüyor. Peki gerçekten öyle mi?
Aslında insanlar, tuvalete gitmek için hep 'daha rahat' hissedecekleri ortamları aramaya meyilli.
Chicago Üniversitesinde profesör olan Jack Gilbert, insanların böyle hissetmek istemelerinin ardında, çevresel koşullara verdikleri doğal bir tepkilerin yattığını söylüyor. Yani rahat hissetme isteği oldukça doğal. Çoğu kişi evinin kapısından girdiği anda bedeni, ev ortamına olan alışkanlığın verdiği etkiyle glikoz (şeker) dengesinin, solunum ve hormon hareketlerinin değişimini devreye sokuyor. İşte bu yüzden bazen eve girdiğiniz anda birden tuvaletiniz gelebilir. Hatta siz de ''dışarıdayken bunca saat tuvaletimi mi tuttum ben'' diye düşünüp şaşırabilirsiniz.
İnsan, tuvalet eğitimi almış bir canlı olduğu için lavabo ihtiyacı geldiğinde, onu belirli kurallara göre gerçekleştirmesi gerektiğini de biliyor. Psikolog Nick Haslam'a göre, tanımadığınız bir ortamda bu ihtiyacınızı tutmanızı sağlayan şey de geçmişteki tuvalet eğitiminden geliyor olabilir. Uzun süre büyük tuvaletinizi tutan biriyseniz bu bağırsak ve mide ağrısı yaşamanızı sağlayabilir. Herkesin böyle bir ihtiyacı olduğunu ve bunun doğal olduğunu kendinize telkin ederseniz bu konuda daha esnek davranabilirsiniz.
Bir diğer mesele ise utangaç bağırsağa (parcopresis) ve mesaneye (paruresis) sahip olmak.
Yapılan araştırmalara göre dünya nüfusunun yaklaşık %2.8-16.4'ünün utangaç mesane sorunu yaşadığı ifade ediliyor. Özellikle erkeklerde bu durum daha sık görülüyor. Bu sorunları yaşayan kişiler umumi tuvaletleri kullanmaya karşı yüksek dozajda bir endişe duyarlar. Bunlardan muzdarip olanlar, restoranların, AVM'lerin, okulların veya en basitinden arkadaşlarının evlerinin tuvaletlerini bile kullanamaz. Bazen şiddetli semptom yaşayan bireyler, kendi evlerinde bile lavaboya gidemez hale gelir.
Bu durum, bir sosyal anksiyete bozukluğu türü olarak değerlendirilir. Bu sorunu yaşayanlarda yoğun kalp atışı, aşırı terleme, solunum bozukluğu, kasların gerilmesi, mide bulantısı veya titreme gibi komplikasyonlar görülebilir. Mesela bu semptomları daha hafif yaşayanlar evde kimse yokken tuvalete gidebilir ancak daha yoğun yaşayanlar saatlerce uğraşsalar da ihtiyaçlarını gidermeleri zor olabilir.
Bu durum kişinin sosyal hayatını oldukça kısıtlar çünkü kişi ne bir arkadaş buluşmasına ne sinemaya ne de halka açık herhangi bir yere gidebilir. Yapılan bir araştırmada bu meseleyle ilgili 316 kişiyle görüşülüyor ve 72 katılımcı bu rahatsızlıklardan en az birini yaşadığını dile getiriyor.
Katılımcılar, umumi tuvaletlerde insanların birbirleriyle gülerek konuşmalarını kişisel algılayıp kendilerine güldüklerini zannettiklerini, büyük tuvaletlerini yaparken lavaboda çok zaman geçirmeleri nedeniyle insanların dışkının kokusunu anlayacaklarından veya sesini duyacaklarından endişelendiklerini dile getirmiş. Böylece araştırma sonucunda bu durumu deneyimleyen bireylerin diğerleri tarafından olumsuz yönde eleştirilme korkusu yaşadıkları tespit ediliyor.
Şimdi bir de başka bir yerde uyuyamama sorunsalına bakalım...
Yapılan bir çalışmada araştırmacılar, insanları ilk defa kaldıkları bir yerde uyurken izlemek için MRI da dahil olmak üzere üç farklı beyin taraması gerçekleştiriyor. Bunun sonucunda insanların bu tarz durumlar yaşadıklarında beyinlerinin sol tarafında derin uykuya geçme eğiliminin azaldığı tespit ediliyor. Ayrıca uzmanlar, bu kişilerin dışarıdan gelen her sese kulak kabarttıklarını çünkü beyinlerinin çok fazla uyarıldığını keşfettiler. Kısacası insanlar ilk kez kaldıkları bir yerde, başta da belirttiğimiz gibi rahat hissetmedikleri, tehlikedeymiş gibi hissettikleri için uyuyamıyor.
Bu konuda sıkıntısı olan kişilerin bir yere ilk kez gitmenin endişesini yaşamak yerine o yerde birkaç kez önceden vakit geçirip uyum sağlamaya çalışmaları araştırmacıların tavsiyeleri arasında. Bireyler, kendi evlerinden bir eşyayı kalacakları diğer eve getirebilir, misal bu bir yastık olabilir. Belki böylece bu sorunu biraz olsun atlatabilirler.
Kaynaklar: Independent, The Conversation, Good House Keeping, Prevention, Greatist, NBC News, TIME, The New York Times, Everyday Health