Raks, Aslan Önel tarafından 1964 yılında kurulan, oldukça etkileyici bir başarı öyküsüne sahip bir şirket. Raks Holding yapısı altında ambalajdan küçük ev aletlerine kadar farklı şirketler adı altında üretim yapılıyorken ana üretiminin kaynağı ise kasetlerdi.
Peki, kim derdi de vizyon dolu bu hikâyenin sonunu getirecek olanın, “geleceğin tahmin edilememesi” ve “döneme ayak uyduramama” olacaktı.
Serinin 1. bölümü:
O hâlde Raks'ın hikâyesiyle serinin 2. bölümüne başlayalım:
Raks yöneticileri, "madem kaset üretimi yapıyoruz, müzik işine de girelim" dediler ve Türkiye’deki en popüler sanatçılarla çalışmak için kendi yapım şirketlerini kurarak milyonlarca kaset satışı gerçekleştirdiler.
Türkiye’nin ilk manyetik teyp üretim hattını kuran Raks, yıllarca çok sayıda ülkeye ihracat yaparak Türkiye'de alanının en iyisi olmakla kalmayıp dünyada da ilk etapta "kasetçilikte" büyük bir oyuncu hâline geliyor.
1985 yılında Berlin’de yapılan dünyanın en büyük elektronik fuarı olan IFA’ya Türkiye’den katılan ilk şirket oluyor.
Raks Elektronik adı altında o dönemlerde üretimlerini Manisa Organize Sanayi Bölgesi'ndeki fabrikasında yapıyor. Türkiye’nin en büyük audio ve video kaset üreticisi olan Raks, o dönemin takibinde CD/DVD üretimi de yapmaya başlıyor. Bu noktada Raks için, kasetten CD’lere geçiş konusunda dönemin teknolojisini yakalamaya başladığını söylemek mümkün.
20 Temmuz 1993’te Raks Elektronik 3.900 lira ile halka arz oluyor.
“Ses ve görüntü kasetleri üretiminde 16 yıldır Türkiye’nin ilk ve en büyük özel sektör kuruluşu olma özelliğini koruyan RAKS Elektronik, hisselerini halkımızın birikimlerine sunuyor.”
Bir halka arz için bilinçli bir yatırımcının yapması gereken, halka arza katılacaksa o şirketi öncelikle bir incelemesidir. Bu durumda, o dönemde Raks'a ana hatlarıyla baktığımızda, kaset pazarının %70'ine sahip olduğunu görüyoruz. Şirketin üretiminin %40'ını iç pazara sunarken, %60'ını ise dış pazara, yani ihracat yaparak gerçekleştiriyor.
İhracat yaptıkları ülkeler arasında ise ABD ve Avrupa ülkelerine ek olarak Japonya bulunuyor. Bu noktaya kadar yatırımcı için cazip olsa da 1993’te mobil uygulamadan dakikalar içinde halka arzlara katılmak mümkün olmadığı için insanlar direkt olarak İstanbul’a gelip talepte bulunmak zorundaydılar.
Bu da gelecekte hızlı artış ve düşüşlerde satıp alma imkânını zorlaştıran ana etkendi. Çünkü Raks’ın borsadaki serüveni oldukça dalgalı seyirde devam etmişti.
1994 yılında ise bu kez Raks, telekomünikasyon ve ARGE birimlerini kuruyor. 1996’da RaksNet adıyla internet sektörüne de giren şirket, bununda da yetinmeyip internet kafeler bile açıyor.
Bunlara ek olarak 1997’de ise Türk Telekom’un “wireless local loop” ihalesine katılıyor. Attığı bu adımların ana amacı ise telekomünikasyon sektöründe de hizmet verebilmek. Bu hedefi 2000’li yılların başında başarıyor ve ilk telefonlarını çıkarmaya bu dönemde başlıyor.
Tüm bunların dışında Raks’ın ana üretimi kasetti ve yatırımlarının büyük kısmını buraya harcıyordu ve de bunları kısa vadeli borçlar ile yapıyordu.
Raks Holding'in müzik endüstrisine katkıları da çok önemliydi. Özellikle Raks Müzik aracılığıyla, Türkiye'nin Müzik Yapımcıları Birliğinin kurulmasına öncülük etti (MÜYAP).
Şirket, korsan kaset üretimini engellemek için geliştirdiği hologram sistemi ile Türkiye'de korsan müzik üretiminin önemli ölçüde azalmasını sağladı.
O dönemin en çok bilinen müzik yapım şirketlerini de kuran yine Raks oluyor.
Kurduğu bu müzik yapım şirketleriyle; Ebru Gündeş, Emel Sayın, Bülent Ersoy, Sezen Aksu, Ajda Pekkan, Nükhet Duru gibi isimlerle çalışıyor. Hatta kimi kesimlere göre bu isimlerin bazılarının tanınmasında payı olduğu dahi hâlen söylenmektedir.
1997’de dünyanın en büyük müzik yapım şirketi olan ve Philips’in bünyesinde bulunan Polygram, Raks’a ait şirketlerin %25’ini satın alıyor. O dönem kaset üretiminde Philips’in de büyük oyuncu olduğunu belirtelim.
1998’de ise bu kez dünyaca ünlü başka bir şirket olan Universal Müzik, Polygram’ın Avrupa hisselerini satın alıyor. Böylece Raks’ın da ortağı olmuş oluyor; hatta bununla da yetinmeyip, %26’lık hissesini de satın alıp %51 ile Raks Müzik’in en büyük ortağı oluyor.
Böylece Raks, Universal Müzik bünyesindeki şarkıcılar ile de çalışmaya başlıyor. Bu şarkıcıların bazıları ise Kayahan, Şebnem Ferah, Müslüm Gürses ve Teoman gibi dönemin en iyilerinden oluşuyor.
Atılan bu adımlardan sonra Raks, eğlence sektöründe de büyük bir oyuncu hâline geliyor; sonrasında da o dönemin en büyük eğlence ve müzik mağazası "Raksotek" kuruluyor.
Raksotek ile tüketicilerin alışkanlıkları değiştirilmeye çalışılıyor, öyle ki bu dönemde herkesin kasetleri dinleyip iade ettiği bir dönemden bahsediyoruz.
Raksotek ise sloganını, “Al, seyret, sakla.” yapıyor; yani biraz da arşivciliği teşvik eden bir anlayış söz konusu. Raksotek macerasının rolünü yıllar sonra, bir zamanlar ortağı olduğu D&R mağazaları alıyor.
TV sektöründe de işler yapan Raks, Discovery Channel’ın Türkiye temsilciliğine sahipti. Hatta bunlara ek olarak NR1, GençTV, FashionTV gibi kanallar da Raks’ın bünyesindeydi. Yani anlaşılacağı üzere Raks, eğlence sektöründe epey geniş bir alanda hakimiyete sahipti.
1999’da tüm bu başarıların üzerine dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, Raks’ın kurucusu Aslan Önel’e ekonomiye katkılarından ötürü “Devlet Özel Nişanı” verdi.
1997 ortalarından itibaren Asya Finansal Krizi ve Rusya'da yaşanan krizler, tüm şirketleri etkilediği gibi RAKS’ı da önemli ölçüde etkiliyor. 1998 yılı ve sonrasında yaşanan ekonomik buhran, şirketin çöküş sürecini hızlandırıyor.
Ancak buradaki asıl vurucu olan son etken ise Büyük Marmara Depremi oluyor. 1999 yılında yaşanan bu deprem, tüm ülkeyi etkilediği gibi RAKS'ın çöküşünde âdeta son vuruşu yapıyor. Bu dönemde bankalar faizleri artırıyor ve birçok şirket dar boğaza giriyor.
RAKS, bankalara ve işçilerine olan 150 milyon dolarlık borcunu ödeyemeyince 1999’da üretimini durdurmuştu. Bir dönem 2700 kişiyi istihdam eden şirket, 2000'li yılların başında çalışan sayısını 400'e düşürmek zorunda kalıyor ve bu dönemde, şirket mali zorluklarla karşı karşıya kalmış ve borçlu olduğu bankalarla anlaşmaya varmış olsa da bu adımlar mali sıkıntıyı aşmak için yeterli olmamıştır.
2000’li yıllara doğru tüm dünya kasetten uzaklaşırken Raks, kaset sektörüne yatırım yapmayı sürdürüyordu. Öyle ki bu yatırımlarının büyük kaynağı ise kısa dönemli borçlar ile yapıyordu.
Bunun da çöküşte büyük rol oynadığı biliniyor. Raks yönetimi dönemin şartlarını iyi tartamamış, gelecek konusunda tabiri caizse "inatçı" davranıp yatırım konusunda yanlış kararlar almışlardı.
O dönemin arşivlerinde Raks için şunlar söylenmiş:
O dönemde Raks'ın genel müdürü olan Nedim Aysan, “1998’de Rusya’yı da etkileyen ekonomik krizle birlikte biz de dar boğaza girdik. Bankalardan kredi aldık, kredilerin faizleri yüzde 200’den jet hızıyla yüzde 320’ye çıktı. Yılda 150 milyon dolarlık ihracat yapan şirket, teminatlarına rağmen haciz işlemleriyle karşı karşıya kaldı. Hisse satışlarımız dibe vurdu.” demişti.
1997 ikinci çeyreğinde başlayan Asya Krizi ve sonrasında Rusya Krizi'ne rağmen yatırımcılar RAKS'a olan güvenini kaybetmemişlerdi. Öyle ki 2000 yılında yazılan bir gazete arşivinde şu cümleler kullanılmış: "1998 yılının yaz aylarına bakıldığında, şirketin hisse senedinin büyük bir hızla yükseldiği göze çarpıyor. 4 Ağustos 1998'de zirveye ulaşan şirketin o günkü hisse değeri 7.380 liraydı. Üstelik bu dönem, küresel krizin en derin olduğu zamana denk geliyor. Bu seviyeden gerilemeye başlayan hisse senedi, iflas haberleri ile 28 Eylül 1999 tarihinde 660 liraya kadar düştü."
2007'de resmî olarak iflas kararı verilen Raks Elektronik ve Raks Ev Aletleri'nin hisseleri, sürekli olarak İstanbul Kıymetler Borsası'ndan (İMKB) çıkarıldı.
Yapılan açıklamada, ayrıca Sermaye Piyasası Kurulu'nun 19 Temmuz 2002 tarihli düzenlemeleri gereğince, Raks Elektronik ve Raks Ev Aletleri'nin hisse senetlerinin aracı kurumlar vasıtasıyla borsa dışında da işlem görmesinin mümkün olmadığı belirtildi.
Raks, 2007 yılında resmi olarak iflas etse de 2000'li yılların başından itibaren hissesi dalgalı bir seyir izliyordu. Bu dönemlerde hisselerin kâğıt sistemi mantığında işlediğini ve tek tıkla telefon üzerinden satılamadığını unutmamak gerekiyor.
2007'de netleşen iflas sonrasında, Raks'ın borsadaki hisseleri âdeta sıfırlanarak tarihe karıştı ve arkasında binlerce mağdur yatırımcı bıraktı.
2007 yılından sonra isim hakkı Asan Dağıtım ve RK Teknoloji firmaları tarafından kullanılarak marka piyasaya tekrar geri dönüş yaptı. Ayrıca günümüzde marka sahibi olmayı sürdüren RK Teknoloji'nin, Raks'ı kuran Önel ailesi ile bağı olduğu da biliniyor.
Günümüzdeki Raks'ın geçmişteki gibi müzik, telefon, kaset veya CD işleriyle uğraşmadığını da belirtelim. Şimdilik ev aletleri, soğutma sistemleri üzerinde hizmet veriyorlar.
Bonus: 2009 yılının sonunda yapılan bir açık artırmaya çıkarılan RAKS'ın Manisa'daki fabrikasına alıcı dâhi çıkmadı.
İçeriğimizin başında bahsettiğimiz, dünyaya ihracat yapan o ürünleri üreten fabrika, şirket batınca icralı olduğu bir banka tarafından 22,7 milyon lira ile satışa çıkarılmasına rağmen hiçbir alıcı çıkmıyor. Ayrıca açık artırmaya dahi hiçbir şirket katılmıyor.
Bu noktada açık artırmaya girebilmek için bu tutarın en az %60'ına tekabül eden kısmı teklif edilmesi gerekiyor. Bunun büyük nedeni, 2010'lu yılların şartlarında teknolojide geri kalmış ekipman ve araçlarla dolu âtıl bir fabrikanın hiçbir firma için cazip gelmemesi olabilir.
Geçmişte "Halka Arz" Olup Yıllar Sonra Borsada İnsanların Parasını Sıfırlayan Batık Şirketler - Bölüm 3'te görüşmek üzere.