Şehir hayatının betonlarla örülmüş kalabalığında artık sayıları giderek azalsa da birkaç ağaçtan oluşan ufak bir parkta bile bir baykuş görmeniz ya da sesini duymanız hala mümkün. Yüzlerce farklı türde baykuş olduğu bilindiği için bir tanesi de sizin mahallenizin ekosistemine dahil olabilir. Aslında yırtıcı bir kuş türü olsalar da nerede yaşadığına bağlı olarak evcil hayvan gibi beslenebilirler.
Baykuş türlerinin kafalarını tam tur döndürebildiği, ölümcül olabildiği ya da bazı satanik güçlerle birlikte çalıştığı gibi pek çok şehir efsanesi var. Elbette bu efsanelerin büyük bir bölümü gecenin karanlığında görülen bu gizemli canlı hakkındaki bilgisizlikten kaynaklanıyor. Gelin gecelerin gizemli canlısı baykuş hakkında bazı bilgileri yakından inceleyelim ve ansızın sesini duyduğumuzda gerçekten korkmalı mıyız görelim.
Baykuşlar hakkında belgesel tadında bilgiler:
- Her zaman güçlü olan baykuş yavrusu kazanır
- Kafalarını 360 derece döndürdükleri bilgisi yanlıştır
- Bildiğiniz tüm baykuş seslerini unutun
- Gözleri bir dürbün yapısındadır
- Hemen her yerde yaşayabilirler
- Bir baykuş, avını bütün olarak yutar
- Dünyanın en güçlü kulaklarına sahiptir
- Çıt bile çıkarmadan uçabilirler
- Bir çiftçinin en iyi dostu baykuştur
- Hem ölümü hem de zaferi temsil ederler
Her zaman güçlü olan baykuş yavrusu kazanır:
Dişi baykuş tek seferde 2 ile 10 tane arasında yumurta bırakabilir. 30 ile 40 gün arasında değişen bir kuluçka süresinden sonra yavrular yumurtadan çıkar. İlk zamanlar anne baykuş tüm yavrularını eşit olarak beslese de zaman geçtikte durum değişir ve en güçlü olan yavru, en çok beslenmeye başlar. Biraz acımasız gibi görünse de yaşama şansı az olan canlıyı zaten kıt olan besinden uzak tutmak temel bir soy devam ettirme içgüdüsüdür. Yeterince beslenen yavru yuvadan ayrıldıktan sonra yakın bir ağaca yerleşir, ilk kışı atlatırsa hayatta kalacağı kesindir.
Kafalarını 360 derece döndürdükleri bilgisi yanlıştır:
Baykuşların belki de bu kadar korkutucu canlılar olarak görülmelerinin en büyük nedeni kafalarını tam tur yani 360 derece döndürdüklerine inanılmasıdır. Aslında böyle bir şey yok. Baykuşlar kafalarını her yöne 135 derece çevirebilir ve toplamda 270 derecelik bir görüş açısı yakalarlar. Bir insan kafasını bu kadar döndürse damarlar beyne kan vermeyi durdurur. Ancak baykuşların kasılma sistemleri ve kemik yapıları böyle bir durumu önler.
Bildiğiniz tüm baykuş seslerini unutun:
Hepimiz biliyor ki baykuş "owl" benzeri bir ses çıkarır ve canlının İngilizce adı da buradan gelir. Korku filmlerinin klasik başlangıç müziği olan bu ses, duyabileceğiniz en tatlı baykuş sesidir. Bazı baykuşlar türleri, korkunun tanımını yeniden yazacak kadar tüyler ürpertici sesler çıkarabilirler. Islık ve gıcırtı benzeri bu sesi çıkarmalarının amacı, elbette kendilerinden üstün yırtıcıları korkutmaktır.
Gözleri bir dürbün yapısındadır:
Baykuşlarda bildiğimiz anlamda bir göz yuvası yoktur. Bunun yerine gözün, kafatasının çok gerisinde kaldığı bir göz tüpleri vardır. Bildiğimiz dürbün görevi gören bu göz tüpleri sayesinde baykuşlar çok ama çok uzak mesafeleri net bir şekilde görebilirler. Elbette, bu durumun olumsuz bir yanı da var. Baykuşlar gözlerini hareket ettiremezler, bu nedenle bakmak istedikleri noktaya kafalarını çevirirler. Demek ki 270 derece kafa döndürme becerisi boşuna gelişmemiş.
Hemen her yerde yaşayabilirler:
Bugüne kadar tespit edilmiş 200’den fazla baykuş türü bulunuyor. Aklınıza gelen her yerde bir baykuş türü görebilirsiniz, Antartika hariç. Baykuşların bu kadar yaygın olarak görülmesinin nedeni her koşula ayak uydurabilmeleridir. ABD’nin güneybatısında ve Kuzey Meksika’da yaşayan elf baykuşları kaktüslerin içinde hatta elektrik direklerinin içinde yaşayabilirler. Güney ve Kuzey Amerika’da yaşayan oyuk baykuşu ise yabani köpekler tarafından kazılan yeraltı oyuklarını işgal eder.
Bir baykuş, avını bütün olarak yutar:
Bir baykuşun pençesinden daha büyük olduğumuz sürece endişe etmemize gerek yok ancak baykuşların avlanma şekli gerçekten ürpertici. Süper güçlü duyma ve görme becerileri sayesinde ansızın avlarını yakalıyor ve pençeleriyle ezerek öldürüyorlar. Sonra ya bütün halde ya da avı birkaç parçaya yırtarak yutuyorlar. Etler sindirildikten sonra kürk ve kemik gibi parçalar baykuş tarafından kusuluyor. Genel olarak fare ve tavşanlarla beslenen baykuşlar, bazen küçük böcekleri ya da diğer kuşları da yiyebilirler.
Dünyanın en güçlü kulaklarına sahiptir:
Fark ettiyseniz baykuşlarda diğer canlılardakine benzeyen bir kulak uzvu yok. Bunun yerine sesi odaklayan özel tüylerle çevrili bir kulak sistemi var. Bu sistem sayesinde bir baykuş bütün yüzünü bir kulak gibi kullanabiliyor. Öyle ki kar altında ya da yer altında yaşayan bir canlının çıkardığı ses dalgalarındaki küçük farklılıkları bile algılayarak avlanabiliyor. Yaprak hışırtısı, bitki şıkırtısı ve benzeri doğal sesleri de anlık olarak algılayabildiklerini söylemeye gerek yok.
Çıt bile çıkarmadan uçabilirler:
Bildiğiniz tüm kuş türlerini gözünüzün önüne getirdiğiniz zaman görüntü ile birlikte kanat çırpma sesi de duyarsınız. Baykuşların uçma sesi nasıl peki? Sessiz, hem de çok sessiz. Bir baykuş ilk havalanırken ya da uçarken neredeyse hiçbir ses çıkarmaz. Bu sessizliği özel tüylerine borçlu. Kadifemsi yapıdaki bu tüyler sayesinde havada oluşan türbülans küçük akımlar halinde dağılır. Tüylerin yumuşak yapısı da hava sürtünmesi ile oluşan sesleri minimuma indirir. Yani ansızın kafanıza bir baykuş konabilir.
Bir çiftçinin en iyi dostu baykuştur:
İyisiyle kötüsüyle baykuşları anlattık ama en güzelini sona sakladık; baykuşlar, insanlarla çok iyi anlaşırlar. Küçük boy baykuş türlerini rahatlıkla evcil hayvan olarak besleyebilirsiniz. Ancak daha iyisi var ki o da doğal ortamlarda insanlarla birlikte çalışabiliyor olmaları. Sincaplar, tavşanlar ya da diğer böceklerle derdi olan bir çiftçi, tek bir baykuş ailesi sayesinde 4 ayda yaklaşık 3 bin kemirgenden kurtulacaktır. Özellikle Amerikalı çiftçiler baykuşları çok severler.
Hem ölümü hem de zaferi temsil ederler:
Antik Yunan’da savaş ve bilgelik tanrısı olarak kabul edilen Athena’nın yanında her zaman küçük bir baykuş olurdu. Bu nedenle bilgeliği temsil etmesi ile birlikte zaferi de temsil ediyordu. Savaş sırasında uçak bir baykuş gören Yunan askerleri savaşı kazanacaklarından emin olurlardı. Savaş ve bilgeliğin yanı sıra pek çok kültürde baykuşlar ölümü temsil ediyor. Öyle ki bir baykuşun Julius Caesar'ın ölümünü tahmin ettiği söylenir. Ancak baykuşların neden ölümü temsil ettiğine dair net bir bilgi yok.
Gecelerin gizemli canlısı baykuş hakkında şaşıracağınız ama bu canlıya olan sempatinizin de artacağı bazı bilgiler paylaştık. Doğada bulunan hiçbir canlı salt iyi ya da kötü değildir. Geceleri bile ışıl ışıl aydınlattığımız şehirlerde artık baykuş görmek zor olsa bile kırsal alanlarda hala yaşam mücadelelerini sürdürüyorlar.