İngiltere’nin ilk ruh ve sinir hastalıkları hastanesi Bedlam; günümüzde varlığını, geçmişindeki kan dondurucu olaylarının kötü şöhretini üzerinden atmış bir şekilde sürdürüyor.
Batıl inançların, bilimden uzak deneylerin ve korku filmini aratmayan gizemlerin bir zamanlar sembolü olan Bedlam Akıl Hastanesi'nin o karanlık iç yüzünde neler olduğunu öğrenmeye hazırsanız başlayalım.
“Bedlam” sözcüğünün anlamı bile bize bir şeyler anlatıyor.
“Bethlehem” sözcüğünden gelen Bedlam, Hz. İsa’nın doğum yeri olan Beytüllahim kasabasının İngilizce karşılığı. “Karışık, gürültülü, kargaşalı yer” anlamlarına gelen bu sözcük zamanla tüm akıl hastaneleri için kullanılmaya başlıyor ve hatta sözlüğe “akıl hastanesi, tımarhane” anlamlarında yerleşiyor.
İlk başta bakıma muhtaç insanlar için bir sığınak olarak tanımlanan bu yer bir süre sonra sokakta istenmeyen herkesin atıldığı bir hastaneye dönüştürülüyor ve böylece içerideki herkes “deli” olarak etiketlenmeye mahkûm oluyor.
“Deliler Sarayı”nda kapalı kapılar ardında insanlara neler yapılıyordu?
Bedlam’da yaşayan hastaların saman yataklarda uyumaya ve tuvaletlerini kaplara yapmaya zorlanmasının yanı sıra “deney” adı altında çok daha korkunç şeyler yapılıyordu.
Tavana asılı bir sandalyeye bağlanan kişiler, kusana kadar dakikada en az 100 kere döndürülme; çırılçıplak soyularak duvarlara zincirlenme; saatlerce buzlu suyun içinde bağlı tutulma gibi çeşitli işkencelere maruz bırakılıyordu.
Bu “deneylerle” akıl hastalıklarının tedavi edileceği düşünülüyordu ve ölen insanların bedenleri kadavra ticareti ile satılıyordu.
Hastaları garip hareketler yapmaya zorlayarak gelen ziyaretçiler eğlendiriliyordu.
1600’lü yıllarda ihtişamlı bir saraya dönüştürülen Bedlam, para karşılığı ziyaretçi almaya başlıyor ve yılda yaklaşık olarak 96 bin kişinin uğradığı bir yer hâline geliyor. Hastaları adeta bir maskot gibi ilginç hareketler yapmaya zorlayarak ziyaretçiler eğlendiriliyordu.
Bir süre sonra ziyarete kapatılıyor ve böylece içerideki kan dondurucu muamelelerin tamamen gizli kapılar ardında yapılması sağlanıyor. Nihayet, 1940’lı yıllarda başka bir yere taşınan hastane modern tedavi yöntemlerini uygulamaya başlıyor ve zamanla normal bir hastaneye dönüşüyor.
2013 yılında yapılan kazılarda ise yaklaşık 20 bin bedenin bulunduğu toplu mezarlara ulaşıldı. Burada yapılan incelemeye göre, 1m³’lük bir alana 6 ölü düşüyordu.
Son olarak; şu anda halka açık bir şekilde hastane arazisinde sergilenen, günümüzdeki hastaların yaptığı resimlere göz atalım:
- Kaynaklar: History Hit, Britannica, The Secret City, Arş. Gör. Abdullah Yıldız, Bethlem Museum of the Mind