2001 - 2005 yılları arasında yayınlanan, Takao Aoki tarafından yaratılan aynı isimli 14 ciltlik manga serisinin televizyon uyarlaması olan Beyblade çizgi dizisi, yayınlandığı dönem tüm dünya çocuklarını etkilemiş ve her çocuğun onlarca Beyblade isimli topaç almasını sağlamıştır. Dizinin de ana hikayesini oluşturan bu topaçlar, günümüzde bile hala önemli koleksiyon parçalarından olarak kabul edilmektedir.
Beyblade çizgi dizisi her ne kadar Pokemon hikayesine benzese de aslında daha ayakları yere basan bir hikayeye sahiptir. Dizide, Beyblade isimli topaçların yarıştırıldığı bir dünyada yaşayan gençlerin hikayesini izledik. Elbette, hikaye bu kadar basit değil ve içinde pek çok detay gizli. Beyblade hayranlarının bile gözünden kaçmış olabilecek detayları listeledik ve bu detaylar üzerinden dizinin nasıl bir efsaneye dönüştüğünün hikayesini anlattık.
Beyblade hakkında dikkat çeken detaylar:
Her Beyblade bir avatara sahiptir:
Beyblade çizgi dizisinin böyle bir efsane haline gelmesindeki asıl neden topaç yarıştıran çocukların hikayesi değil, bu topaçların birer ruhu olması. İlk sezonlarda Bit-Beasts olarak isimlendirilen bu ruhlar, sonraki sezonlarda avatar olarak isimlendirilmiştir. Bu avatarlar sayesinde hikaye yalnızca bir çocuk macerası olmaktan çıkmış, işin içine kadim canavarlar da eklenmiştir.
Sezonlar arası ufak bir gönderme var:
Çoğu izleyici ana sezonları bilse de aslında farklı adları olan sezonlar da vardır. Bunlardan biri de Shogun Steel versiyonudur. Bu versiyonda Kaptan Arrow adlı kötü bir karakter vardır. Şüphesiz Kaptan Arrow, Beyblade hikayesinin en dikkat çeken kötü karakteridir. Ancak dikkat ederseniz, hikayenin sevimli kahramanı Takao Kinomiya ya da diğer adıyla Tyson Granger ile birebir benzediğini görürsünüz. Bu benzerlik ile dizinin orijinal karakterlerine gönderme yapılıyor.
Ray, her sezon ilk maçını kaybeder:
Ana Beyblade dizisinin önemli karakterlerinden ve The Bladebreakers takımının en güçlü oyuncularından biri olan Ray Kon, neredeyse girdiği her mücadeleden galip ayrılmayı bilmiştir. Sezonun ilk maçı hariç. Ray Kon karakterini gördüğümüz tüm sezonlarda ilk maçını kaybetmek gibi bir geleneği var. Bilinçli yapılan bir tercih mi bilinmiyor ancak duygusal anlamda çöken karakterin çok daha hızlı yükselmesi için uygulanan planlı bir yöntem olduğu düşünülüyor.
Bazı Beyblade avatarları Çin mitolojisi karakterleridir:
Beyblade çizgi dizisinin yalnızca topaç yarıştıran çocuklardan ibaret olmadığını ve her bir topacın ruhu olduğunu söylemiştik. Bit-Beasts ya da avatar olarak isimlendirilen bu ruhlardan bazıları Çin mitolojisi karakterlerinden oluşuyor. Dragoon bir ejderha, Dranzer bir anka kuşu, Driger bir kaplan ve Draciel bir kaplumbağa olarak Çin mitolojisinde karşımıza çıkıyor. Farklı avatarlarda da Asya mitlerinden örnekler görürüz.
Hilary olmasa ekip dağılırdı:
Dizinin ana hikayesini oluşturan The Bladebreakers takımı, birkaç sezon boyunca yalnızca erkek yarışçılardan oluştu. İlerleyen sezonlarda karşımıza Hilary karakteri çıktı. Hilary ne bir Beyblade yarışçısıydı ne de bir avatarı vardı. Ancak çok daha önemli bir özelliği vardı; takımı derleyip topluyordu. Pek çok hayrana göre eğer Hilary ekipteki tek kadın olarak orada olmasa pek çok noktada ekibin dağılması işten bile değildi.
Bazı sahneler sansürlenmiştir:
Manga okuyucuları ve anime izleyicileri bilirler ki bu Asya yapımı çizgi romanlar ve çizgi diziler biraz sert olabiliyor. ABD yetkilileri de bu konuda aynı düşünüyor olacaklar ki dizi ABD’de yayınlanacağı zaman bazı bölümlerdeki bazı sahneler sansürlenmiş ve bölümden çıkarılmıştır. Söz konusu sahnelerin silinme gerekçesi ise müstehcenlik. Amerika Birleşik Devletleri televizyon yayıncılarının kan ve şiddet konusunda ne kadar gevşek, müstehcenlik konusunda ise ne kadar katı oldukları konusunda bilinen gerçeği bir kez daha görmüş olduk.
Beyblade geleneği yalnızca bir kez kırıldı:
Beyblade hayranlarının bile gözünden kaçmış olabilecek bir gelenek ile dizinin tüm versiyonlarında karşılaşıyoruz. Bu geleneğe göre ana kahraman her zaman attacker yani saldırgan tipte bir Beyblade kullanır. Ancak bu gelenek Beyblade Burst Turbo dizisinde Aiger tarafından kırıldı. Aiger bir maçta balance yani dengeli bir Beyblade kullanarak bu geleneği alt üst etti.
Dizinin pek çok alternatif evreni var:
Manga ve animelerde paralel evrenlerle karşılaşma durumu oldukça sık yaşanır. Klasik Beyblade ekibinin farklı versiyonlarını gördüğümüz bu paralel evrenlerden birinin kız çocukları için özel hazırlandığı düşünülüyor. Beyblade Battle Saint Lolita isimli mangada, bildiğimiz tüm karakterlerin kadın versiyonunu görüyoruz. Üstelik bu evrende avatarlar yarışçılarla konuşabiliyor. Pokemon dünyasına benzer bir evren oluşturmuşlar diyebiliriz.
Doğu ve batı kültürleri için farklı şekillerde dublajlanmıştı:
The Bladebreakers takımında tek bir Amerikalı üye vardır ve o da Max Tate karakteridir. Aslında Max'in Amerikalı olduğunu ise sarı saçlarından anlıyorduk. Max, bir Asya yemeği olan noodle yani erişteye bayılıyordu. Ancak erişte yerken üzerine herkesi şaşırtan bir sos döküyordu. Dizinin batı ülkelerindeki dublajında bu sos hardal, Japon dublajında ise bu sos mayonez olarak geçiyordu. Görünen o ki dizinin yaratıcıları batıyı mayonez ile eşleştirirken, batılılar ise doğuyu hardal ile eşleştirmişlerdir.
Biz Türkiye'de pek şahit olamadık ama Beyblade efsanesi, aslında sonraki yıllarda da devam etti:
Efsane Beyblade dizisinin 2001 - 2005 yıllarında ortalığı kasıp kavurduğunu söylemiştik. Ancak dizi o yıl bitmedi. 2011 yılında Metal Fusion: Beyblade isimli, aynı evrende geçen ama farklı bir hikaye anlatan yeni bir dizi yayınlanmaya başladı ve birkaç sezon devam etti. Şu anda bile devam etmekte olan, Beyblade evreninde geçen bazı hikayeler var. Ancak hiçbiri orjinali kadar dünya çapında büyük bir ün yakalayamadı.
Y kuşağının unutulmaz çizgi dizilerinden olan Beyblade hakkında az bilinen detaylar üzerinden bir efsaneye dönüşme hikayesini anlattık. Beyblade sonrası hiçbir animenin onun yerini tutmadığını kabul etmek gerekiyor. Dizi ile ilgili hatırladığınız detayları yorumlarda paylaşabilirsiniz.