Girişimcilik, oldukça zorlu ve fedakarlık gerektiren bir yol. Bir fikri hayat geçirmek ve başarılı olmak için çok emek vermek, pek çok anlamda günlük hayattan feragat etmek ve kesinlikle riskleri göze alabilmek gerekiyor. Üstelik her şey yolunda gidiyor gibi gözükse bile umulmadık konularda karşılaşılan zorluklar, bir anda verdiğiniz onca emeğe rağmen projenizin sonunu getirebiliyor.
Bilemezsin’in batış hikayesi de tam olarak böyle, umulmadık konularda beklenmedik anlarda ortaya çıkan zorluklara dayanıyor. Biz batış hikayesine geçmeden önce kısaca Bilemezsin’den de bahsedelim. Bilemezsin, gündem olan konu başlıkları hakkında tahmine dayalı bir tür oyun ve içerik uygulamasıydı. Uygulamanın kullanıcıları, gündemdeki konu başlıklarına dair tahmin yürüterek BP (Baba Parası) isimli bir oyun içi para birimi kazanıyor, kazandıkları BP’ler ile de uygulama mağazasından çeşitli ürünler ve hediyeler alabiliyordu.
2012 yılında basit bir fikir olarak ortaya çıkan ve sonrasında yoğun çalışmaların ardından Demirören Ventures’tan 1,2 milyon TL’lik bir yatırım almayı başaran Bilemezsin, geldiği son noktada 1,1 milyon kullanıcıya sahipti ve yüksek reklam geliri elde edebilen bir seviyeye ulaşmış durumdaydı.
Bilemezsin Neden Battı?
Girişimcilerin deneyimlerini paylaşmalarına ve kendi hikayelerini anlatmalarına olanak sağlayan egirişim kanalında deneyimlerini paylaşan, Bilemezsin’in kurucu ortağı Berkan Cesur, Bilemezsin’in gelişimini sürekliliğe ve pes etmeden çalışmaya; projeye olan inançlarına bağlıyor. Berkan Cesur’un proje tam da yükselişteyken ve ikinci yatırımını almak üzereyken egirişim kanalına verdiği röportajına aşağıdaki videoyu ziyaret ederek ulaşabilirsiniz.
Sonuç olarak Berkan Cesur ve ekibinin uzun yıllar boyunca herhangi bir gelir getirmemesine rağmen sürekli geliştirmeye devam ettikleri Bilemezsin, bu sıkı çalışmanın karşılığı olarak her girişimcinin hayal ettiği bir yatırımcıdan büyük bir yatırım almayı başardı. Hal böyleyken ve ortada yüksek üye sayısına ulaşmış başarılı bir mobil uygulama varken akıllara ‘İyi de o zaman bu uygulama neden battı?’ sorusu geliyor.
Berkan Cesur’un açıklamalarına göre, Bilemezsin’in uygulama, sunulan hizmet ve gelir getirme noktasında herhangi bir sorunu hiçbir zaman olmamış. İşlerin bu noktaya gelmesindeki sebep ise projenin kurucu ortakları arasındaki iletişim bozukluğu ve anlaşmazlıklar ile bu anlaşmazlıkların yarattığı güvensizlik ortamı olmuş.
Projenin ilk büyük yatırımını aldığı dönemde, işler ivme kazanmaya başladıktan birkaç ay sonra kurucu ortaklardan biri ve aynı zamanda ‘Yönetim Kurulu Başkanı’ olan isim İtalya’ya gitmiş ve geri dönmemiş. Geri dönmeme kararına dair de Berkan Cesur’a göre geçerli bir sebep de göstermemiş. Bu durum da ileride yatırımcıya da yansıyacak bir güvensizlik ortamı oluşturmuş.
Aynı zamanda kurucu ortaklardan birinin iş akışını terk etmesi, ekibin geri kalanı için ekstra bir iş yükü ve sorumluluk demek. Bu da zaten stresli olan süreci daha da zorlaştırmaya başlamış. Sonrasında, Berkan Cesur’un bir dönem kız arkadaşı olan ve projeyi birlikte kurup büyüttükleri diğer kurucu ortak da projeden çekilince, yıldızı parlamakta olan Bilemezsin’in tüm sorumluluğu tek bir kişiye kalmış.
Aslında tabii ki burada bir ekip kurarak sağlıklı bir iş bölümü ile işleri yürütme düşüncesi akıllara geliyor ancak Berkan Cesur bu noktada, bu türden bir projeye sonradan dahil olan kişilerin ne kadar verimli çalışırlarsa çalışsınlar, doğal olarak işi kendi işleri gibi sahiplenemediklerini ve bunun da projenin gelişmesini olumsuz etkilediğini söylüyor. Ayrıca ortaklar arasındaki bu anlaşmazlıklar ve güvensizlik ortamı doğal olarak yatırımcıya da negatif yansıyor.
Sonuç olarak da sonlandırılması gereken bir proje ortaya çıkmış oluyor. Bilemezsin için de durum bu olmuş ve Berkan Cesur, artık Bilemezsin’in psikolojik olarak yıpratıcı bir hal aldığı noktada projeyi finalize etme kararı almış. Ancak Bilemezsin’in kuruluş, büyüme ve batış hikayesi ona ciddi bir deneyim kazandırmış.
Berkan Cesur aynı zamanda sosyal hayat ile iş hayatı arasındaki dengenin kurulamamasının da işe zarar verdiğini belirtiyor. Mesai saati kavramının olmaması ve sürekli olarak çalışma durumu sonucu hem fiziksel olarak hem de psikolojik olarak büyük bir yükün altına giren kişi, belli bir noktadan sonra süreci devam ettirecek gücü kendinde bulamayabiliyor. Berkan Cesur, bunun da kendi adına yaptığı hatalardan biri olduğunu belirtiyor. Bilemezsin’in batış hikayesini bir de Berkan Cesur’dan dinlemek isteyenler için, yine egirişim kanalına verdiği bir diğer röportajını aşağıya bırakıyoruz.
Bilemezsin, başarılı projelerin de batabileceğini gösterdi
Sonuç olarak, röportajında Berkan Cesur’un da belirttiği gibi, yatırım alabilmek bir proje için final niteliğinde değil; aksine işler asıl o noktadan sonra ciddileşiyor ve sorumluluk bilinciyle hareket eden bir ekip olmayı başaramayınca işler ne kadar iyi giderse gitsin proje sonlanabiliyor. Ancak ne olursa olsun, büyük bir yatırım almış ve ciddi bir başarı da yakalamış bir proje için batsa dahi başarısız demek çok da doğru değil.
Nihayetinde edinilen deneyim ve kısa süreli de olsa elde edilen başarı, kişiyi sonrasında daha başarılı olabileceği projelere hazırlıyor. Bu noktada, hayata geçirmek istediği fikirleri olan ve yola çıkmaya cesaret gösterebilen herkesin bir noktada başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Önemli olan yola çıkma cesaretini gösterip risk almayı göze alabilmekte.