Magellan Bulutları için Samanyolu Galaksisi'nin en büyük iki uydu galaksisi tanımını yapabiliriz. Cambridge Üniversitesi'nden araştırmacılar tarafından oluşturulan gökbilim ekibine göre Magellan Bulutları, 43.000 ışık yılı uzaktaki bir köprü ile bağlılar. Bulgu, Royal Astronomical Society'nin (MNRAS) Aylık Bildirileri dergisinde yayınlandı ve Gaia'nın Avrupa Uzay Gözlemevi tarafından yürütülen Galaktik yıldız sayımına dayandırıldı.
Bilim insanları son 15 yıldır Gaia'nın verilerini hevesle bekliyordu. Uydudan alınan bilgilerin ilk bölümü üç ay önce yayınlandı ve dileyen herkese erişim hakkkı sağlandı. Eşi benzeri görülmemiş kalitedeki bu veri, Samanyolu Galaksisi ve çevresindeki bir milyar yıldızın konum ve parlaklıklarının bir kataloğu durumunda.
Gaia'nın Dünya'ya gönderdiği görseller benzersiz. Uydunun açısal çözünürlüğü Hubble Uzay Teleskobu'nun açısal çözünürlüğüne benziyor ancak daha geniş görüş alanına sahip. Aslında Gaia, gökyüzünün dijital görüntülerini saptayabilmek için daha çok piksel kullanıyor. Gözlemevi sadece basit bir uydu teleskop değil ve iki metre genişliğinde odak düzleme sahip.
Tipik teleskopların aksine, Gaia gözcisiminin fotoğrafını çekmekle yetinmiyor ve sürekli olarak onun ekseni etrafında dönerek gökyüzünü bir aydan daha kısa bir sürede kelimenin tam anlamıyla süpürüyor. Bu nedenle, yalnızca yıldızların anlık özelliklerini ölçmekle yetinmiyor ve zaman içindeki değişimlerini de izliyor.
Cambridge ekibi Magellan Bulutları çevresinde yoğunlaştı ve Gaia verilerini belirli bir türden titreşen yıldızları seçmek için kullandı: Çok yaşlı ve kimyasal olarak gelişmemiş olan RR Lyrae Sistemi. Bulutların varlığının ilk günlerinden beri bulutlar bu yıldızların eksenlerinde dolaştıklarında, önemsenmesi gereken bulguları ele veriyordu. Büyük ve Küçük Magellan Bulutlarının (LMC ve SMC) incelenmesi, çok geniş alan nedeniyle her zaman zor olmuştur. Ancak Gaia'nın becerileri sayesinde her şey kolay oldu.
Öncelikle Gaia tarafından tespit edilen RR Lyrae yıldız kümesi, Büyük Magellan Bulutunun boyutunu izlemek için kullanıldı. LMC'nin merkezinde 20 dereceye kadar uzanan bulanık düşük parlaklık düzeyine sahip bir 'halo' bulunduğu tespit edildi. Belki de tüm Samanyolu kütlesinin onda birine tekabül eden yıldızları bu kadar geniş mesafelerde inceleyebilmemize olanak tanındı.
Bulutların galaksiye varışının doğru zamanlanması yörüngelerinin bilgisi olmaksızın imkansızdır. Ne yazık ki, uydu yörüngeleri ölçmek zordur: Nesnenin gökyüzündeki hareketi o kadar uzundur ki, kısa insan ömrü boyunca gözlemlenemez. Bir yörüngenin yokluğunda Dr Vasily Belokurov ve meslektaşları sonraki en iyi şey keşfetti: Yıldız Akışı.
Yıldızlardan meydana gelen akışlar (cüce yıldızlar ve uydu yıldızlar) gelgit kuvveti hissedilmeye başladığında oluşur. Gelgitler uyduyu iki yönde uzatır: Ev sahibine doğru git ve ev sahibinden uzaklaş. Sonuç olarak, uydunun çevresi üzerinde iki açıklık oluşur ve uydu yerçekiminin dengelendiği küçük bölgeler meydana gelir. Bu tür bölgelere giren uydu yıldızlar, uyduyu tamamen terk etmeyi ve ev sahibi yörüngede hareket etmeye başlamayı kolay bulur. Yıldızın uyduyu yavaşca terk etmesinden sonra parlak bir iz kalır ve böylece uydu yörüngesi açığa çıkar.
Küçük ve Büyük Magellan Bulutu'yla önceki karşılaşmasında hem yıldızlar hem de gaz, küçük buluttan sökülerek bir gelgit akışı oluşturdu. Başlangıçta gaz ve yıldızlar, aynı hızda hareket ediyordu. Bununla birlikte "Bulutlar" galaksimize yaklaştıkça, Samanyolu ikisine de bir sürükleme kuvveti uyguladı. Nispeten küçük ve yoğun olan yıldızlar, hızlarında hiçbir değişiklik olmadan Samanyolu Halesi boyunca hareket etti. Bununla birlikte, haledeki hafif hidrojen gazı yoğunluğu önemli biçimde azaldı.