Bilimsel bir makalenin ortaya koyduğu savın resmileşmesi için hakem heyetinin kontrolünden geçmesi gerekir. Bu heyetler, önlerine gelen makalelerdeki çalışmaları bilimsel teoriler ışığında değerlendirirler. Böylece bir kişinin subjektif düşüncelerinden çıkan çalışmalar, objektif bir bakış açısıyla yazılmak zorundadır ki bilim yapılabilsin.
Film senaryoları elbette bilimsel makaleler kadar “bilimsel” olmak zorunda değilller. Eğer öyle olsaydı sanat değil belgesel izliyor olurduk. Yine de sinema tarihinin en pahalı ve gişe rekorlarına doymayan filmi Avengers: Infinity War yüzünden bunu merak etmiyor değiliz. Çünkü film, sıradan bir kötüyü sıradan bir amaçla karşımıza sunmadı. Hayal ürünü olan bir düşsel evrenin kapılarını araladı.
İşte bir bilimsel hakem heyeti tarafından Avengers Infinity War için yapılmış yorumlar:
- Thanos, Malthus Nüfus Teorisi'ni göz ardı eden bir karakterdir. Bu nedenle evrenin yarısını yok edip, kaynakların daha adil bir şekilde dağılmasını ister, bu iddia derinden kusurludur.
İngiliz nüfus bilimci Thomas Robert Malthus, 18. yy sonlarına doğru yapılmış gözlemleri dikkate alarak, nüfusun her 25 yılda bir kez artacağını ileri sürdü. Nüfus artışının “1. 2. 4. 8, 16, 32, 64, 128 ve 256” dizisinde olduğu gibi geometrik bir dizide ilerlediğini ileri sürdü. Buna karşılık kaynaklardaki artış izleyerek çoğalmasına karşılık, tarım ürünleri üretim artışının en iyimser tahminlerle “1, 2. 3. 4, 5, 6, 7, 8 ve 9” gibi aritmetik bir dizideydi.
Nüfus-kaynak arasındaki farkın gittikçe açılacağını söyleyen Malthus, 200 yıl sonda nüfusun 4096. evresinde kaynakların 9. evreye ulaşacağını öngördü. Bu artış, beraberinde kaynaklara ulaşamayan insanların ölümünü beraberinde getirecekti. Yani Thanos elinde eldiveniyle parmağını şıklatmasaydı, bir süre sonra zaten doğal denge sağlanmış olacaktı.
- Sonsuzluk Taşları, parmakların şıklatılmasıyla yaşamın yarısını yok etme gücünü verdiyse, neden Thanos bu gücü yaşamı yok etmek yerine kaynakları genişletmek için kullanmadı?
- Maddenin enerji yaratılmadan ortadan kalkması, termodinamik yasalarıyla tutarlı değildir.
- Kimin yaşadığına ya da öldüğüne yönelik seçim sürecinde hiçbir algoritma yoktur. Thanos entellektüel olarak tembellik ettiği için motivasyonunun iyi bir tarafının olduğunu söyleyemeyiz. Sınırlı bilginin yarattığı egoyla hareket ediyor. Peki ya parmak şıklattıktan sonra kurduğu dengeye sahip dünyalar ve ekosistemler ne olacak? Bunlar Thanos’un devam eden planına uyacaklar mı? Nesli tükenmekte olan bazı türlerin sonlarını getirmek merhamet midir? Ya bu rastgele ölümler Bob Dylan hayranlarının ölümüne yol açar ve bizi Justin Bieber hayranlarıyla baş başa bırakırsa?
- Bruce Benner’ın sinirlendiği anda ortaya çıkan Hulk karakterinin çıkmamayı tercih etmesi, hikayenin köklerine aykırıdır. Hulk, Benner’ın içinde yaşayan ayrı bir varlık değil, Banner’ın mutasyona uğramış DNA’sıyla ortaya çıkan stresin dışavurumudur. Sinirlendiğinizde kaşınmak gibi… Öfke, Hulk’ın ortaya çıkmasından başka bir seçenek sunmamalıdır.
- Avengers, Thanos'u öldürmek için çok sayıda fırsata sahipti. Onları bu kadar çok aptalca hata yaparken izlemek rahatsız edicidiydi. Birincisi ekip, Sonsuzluk Eldiveni’ni Thanos'un elinden çıkarmak üzereyken, Star-Lord öfkesini kontrol edemedi. İkincisi, Thanos'un elinden o elvideni çıkartmak böylesine güçse, o zaman neden Avengers onun kolunu kesmedi? Neden Thor daha etkili olduğunu bilecek bir bilgi kapasitesine sahipken, Thanos’un da dediği gibi onu göğsü yerine başından vurmadı?
- Yazarlar Hawkeye ve Valkyre gibi karakterlerin varlığını bütünüyle unutmuş gibi görünüyorlar.
- Thanos'un evrenin yarısını öldürmeye yönelik planıyla neye ulaşmak istediğine daha çok vakit tanımalılardı. Örneğin, Eitri'nin Thor'un baltasını yapmak için boş yere filmde yer kaplamasını önleyebilirlerdi.
- Sonsuzluk Eldiveni’nin kökeni ve Thanos’un onu nasıl ele geçirdiğine ilişkin veriler yetersizdir.
