Işık, günümüz biliminin ulaştığı noktada bile hala en büyük gizemleri barındıran olgulardandır. Tarih boyunca çeşit bilim insanları, bu konu hakkında kafa yormuşlardır. Zaman, madde ve yaşam ile olan derinden ilişkisi, insanoğlunun mutlak suretle aydınlatması gereken en önemli şeydir.
Tipik koşullar altında, bir ampul veya güneş ışığı bir yüzeye çarptığında, bir saçılma olayı meydana gelir. Ancak bir elektron, başka bir deyişle maddenin yapı taşları olan atomlarda bulanan negatif yüklü parçacıklar, normalde aynı anda yalnızca bir ışık fotonu saçarlar.
Önceki lazer tabanlı deneylerle, aynı elektrondan birkaç foton saçılabilmesine rağmen, söz konusu lazerin mimarı olan araştırmacılar, aynı anda yaklaşık 1.000 fotonu dağıtmayı başardılar. Lazerin ürettiği ultra yüksek yoğunluklu ışık sayesinde fotonlar ve elektronlar, her zamankinden çok daha farklı davrandılar.Araştırmanın baş yazarı ve astronom Prof. Dr. Umstadter, “Akla hayale sığmayan derecede parlak bir ışığa sahip olduğumuzda, doğal olarak bildiğimiz her şey değişiyor” açıklamasında bulundu. Ekip ayrıca, belirli bir eşiğin üstündeki lazerin parlaklığının, dağınık ışığın açısını şeklini ve dalga boyunu değiştirdiğini ispatladı.
Umstadter, bu yeni röntgen teknolojisinin benzersiz özellikleri sayesinde birden fazla şekilde gerçekleştirilen uygulama alanlarının daha kaliteli sonuçlar vereceği görüşünde. Yüksek ama dar enerji aralığı, olağanüstü kısa süresi ile birlikte nanoskopik ölçekte üç boyutlu görüntüler üretilebilecek. Bu nitelikler, geleneksel X-ışınlarıyla fark edilemeyen tümörler veya mikro-kırılmaları avlamak mümkün olacak. Çalışma ayrıca, teknolojik sınırlamaların fizikçilerin önüne ördüğü duvarları yerle bir etti.
Geleceksel yollarla nanoskopik boyutta görüntülenmiş bir insan saçı kesiti
Umstadter, "Uzun yıllar boyunca, laboratuvarda test edilemeyen birçok kuram vardı, çünkü deney yapmak için yeterli parlaklıkta bir ışık kaynağımız olmadı" diyor.
Maddenin özüne inip onu yeniden tanımlamak, ışığın fiziki yapısını anlamak ve en önemlisi de şu ana kadar doğru kabul edilen bir çok teoriyi deneyebilmek, insanlık için ufuk açıcı gelişmeler demek.