Sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle hepimiz yoğun bir şekilde selfie çekmeye başladık. Öyle ki yetişkinlerden çocuklara kadar herkes her gün kendilerinin en güzel fotoğraflarını çekiyor ve bu fotoğrafları sosyal medyada paylaşmak için saatlerini harcıyor. Oysa yıllar önce icat edilen bir cihazla bu selfie deneyimini yaşayanlar vardı.
İşte mucit fotoğrafçı Fikret Kaftanoğlu’nun ve "Görçek" ismini verdiği fotoğraf düzeneğinin ilginç hikayesi.
Geçtiğimiz senelerde TDK, selfie'nin Türkçeleştirilmiş karşılığına “özçekim” demişti fakat tarihteki ilk selfie tanımlaması çok daha önce yapılmıştı.
Aslında bir fotoğraf düzeneği olan Görçek'in ismi "özçekim" kelimesi gibi kendini "Gör" ve fotoğrafını "Çek" anlamına geliyor.
1944 yılında icat edildi ve o yıllarda büyük bir ilgiyle karşılandı.
Görçek’in önünde Aziz Nesin’den Mahir Çayan’a, Mümtaz Soysal’dan Ataol Behramoğlu’na, Ahmed Arif’ten Esin Afşar gibi ünlü isimler de olmak üzere binlerce insan poz verdi.
Görçek, temel olarak bir kabin ve özel bir fotoğraf makinesinden oluşuyor.
Kabine giren kişi; günümüzde telefonlarımıza bakarak poz verdiğimiz gibi karşısında yer alan aynaya bakarak poz veriyor, daha sonra da elindeki kablonun ucunda bulunan düğmeye basarak kendi fotoğrafını çekiyor. Bu sayede fotoğraflarda istenmeyen poz hataları en aza iniyor.
Düzenekte görüntüyü alan objektif, aynanın tam ortasında bulunuyor. Mekanizmanın hareketi ise elektriksel olarak uyarılan elektromıknatıslar aracılığıyla sağlanıyor. Bir düğmeye basıldığı zaman makine kuruluyor, film ilerliyor ve makine ikinci komut için hazır hale geliyor. Başka bir düğmeye basıldığında ise deklanşör yine elektromanyetik bir sistem ile açılıp görüntü filme işleniyor ve film başka bir bölmeye aktarılıyor.
Peki bu icadın mucidi Fikret Kaftanoğlu kim?
Erzurum doğumlu olan mucidimiz, maddi imkânsızlıklar yüzünden ilkokuldan sonra okuyamadı. Kendisi okuyamasa da eğitime ve bilime inandığı için çocuklarının çok iyi eğitim görmesini sağladı.
Öyle ki Kaftanoğlu; ODTÜ Makine Mühendisliği Bölümü'nün ilk mezunu ve birincisi olan, ODTÜ’de yıllarca hocalık yapmış ve idari görevlerde bulunmuş Prof. Dr. Bilgin Kaftanoğlu’nun babasıdır. Ayrıca kendisi Türkiye Mucitler Derneği'nin de kurucuları arasındadır.
14 yaşındayken Ruslardan kalma makine parçalarını bir araya getirerek elle çevirmeli bir film makinesi yaparak memleketi Oltu'da ilk film gösterisini yaptı. O dönemde film olmadığı için kendisi cam negatifler üretti ve çevresindekilerin fotoğraflarını çekti. Bir süre sonra da memleketi Oltu’da bir atölye açtı.
Daha sonraları Ankara’da Fotospor ve Fotoüstün stüdyolarını açtı, aynı zamanda önemli buluşlarından olan Görçek sistemini de burada üretti. Zaman içerisinde Görçek, Türkiye’nin dört bir yanında fotoğraf stüdyolarına isim olmaya başladı.
Kendisinin toplam altı patenti bulunuyor.
Bunlardan bazıları; deprem uyarı cihazı, matbaa tel zımba makinesi, yangın uyarı ve söndürme cihazı ve bant film şarjörleridir.
1950'lerde daha iyi tanıtılması için Görçek'i İstanbul’a gönderdi ve kullanım patentini de devretti.
Kaftanoğlu; kendisi gibi mucit olan, otomatik paraşüt ve dikey kalkış yapabilen uçakları icat eden Emrullah Ali Yıldız’a devretti.
1967 yılında “Türkiye’de 11 yıldan beri fotoğraf makinesi yapılıyor.” başlığıyla haber oldu.
Haberde Fikret Kaftanoğlu, “İşimi genişletmek ve Türkiye’de ilk fotoğraf makinesi fabrikasını kurmak istiyorum.” diyor. Ayrıca haftada üç fotoğraf makinesi yapabildiğini ve o tarihe kadar toplam iki yüz fotoğraf makinesi yapıp sattığını söylüyor.
Görçek'in teknik özellikleri ise şu şekilde: