Birleşmiş Milletler’in Hükûmetlerarası İklim Değişikliği Paneli, geçtiğimiz çarşamba günü gerçekleşti. Panelde, insan kaynaklı iklim krizinin okyanuslar üzerindeki etkileri hakkında kapsamlı bir rapor yayınlandı. Yayınlanan rapordaki bilgilere artık ne yazık ki alışmış olsak da bu bilgiler ciddi anlamda korkunç detaylar barındırıyor.
Raporda sunulan bazı bilgilere örnek vermek gerekirse okyanuslarımızın daha çok asidik ve daha az oksijenli hâle geldiği, deniz ısısının 1982’den bu yana iki katına çıktığı, böylece denizlerin artık canlılar için giderek daha da yaşanamaz hâle geldiği; bunun sonucu olarak da deniz ürünlerinden milyarlarca insanın yemeğinin ve geçiminin etkilendiği gibi şeyleri söyleyebiliriz.
Yayınlanan rapor için 7.000'den fazla çalışma incelendi:
100’den fazla araştırmacı tarafından hazırlanan ve yaklaşık 7.000 çalışmanın derlendiği rapor, buzulların ve deniz yaşam alanlarının iklim değişikliğine neden olan antropojenik sera gazı emisyonlarının sonucunda ciddi değişiklikler yaşadığını gösteriyor. Buzullar, Antarktika ve yüksek dağlar, birçok insanın düşünmediği şeyler olsa da biz bu kaynaklara bağlıyız ve doğrudan ve dolaylı olarak birçok yönden etkileniyoruz.
Okyanus üzerindeki en yıkıcı tehditlerden biri, iklim değişikliğinden dolayı en hızlı dönüşüme uğrayan olan kriyosferin (yeryüzündeki kar ve buz çökeltilerinin bütünü) daralmasıdır. Yayınlanan rapor; Grönland, Antarktika ve dağ buzullarının erimesinin küresel deniz seviyesinin yükselmesinin arkasındaki en önemli faktör olduğunu da açıkladı.
Denize yakın yerleşim bölgeleri tehlike altında:
Durumun kötülük derecesi ise giderek artıyor. Rapora göre insanlar olarak küresel ısınmayı maksimum 1,5 °C’ye indirebilsek bile 2100’e kadar deniz ve okyanus seviyeleri bir ya da iki metre artış gösterecek ancak bahsettiğimiz sıcaklığı tutturamazsak deniz seviyeleri bu yüz yılın sonunda üç veya daha fazla metre yükselme gösterecek. Böylece deniz kenarlarındaki yerleşim alanları bile bu artıştan çok kötü etkilenecek.
Günümüzde okyanusta artan asitlenme ve oksijen tükenmesi, deniz göçlerini de engellemekte. İnsanlar için önemli bir besin ve gelir kaynağı olan morina, mezgit ve uskumru gibi türler, daha düşük enlemlerde gerçekleşen sıcaklık artışından kaçmak için yüzlerce kilometre yol kat ettiler.
Felaketler katlanarak artacak:
Değişimlerden kaynaklanan gıda ve ekonomik kayıplara ek olarak dünyanın dört bir yanındaki insanlar, ısınan ve yükselen suların neden olduğu aşırı fırtına ve taşkınlarla daha çok mücadele verecek. 1900’lü yıllarda yüzyılda bir gerçekleşeceği tahmin edilen birçok felaket, artık yıllık hâle dönüşecek ve büyük tahriplere yol açacak.
İklimde oluşan feci değişimlerin meydana getirdiği olumsuz etkilerin çoğu, artık kalıcı duruma dönüştüler ancak panelde yayınlanan hedefe ulaşabildiğimiz takdirde daha uç değişiklikler yaşanmasının önüne geçilebilir. Ne kadar kararlı ve erken hareket edersek yaşamımızın sürdürülebilirliğini sağlamak o kadar mümkün olur.
