Kilometrelerce derinliğe sahip olan suların bulunduğu bir gezegende yaşıyoruz. Bilim insanlarına göre bu suların sırrı, bizim için yakın uzaydan daha gizemli. İnsan biyolojisi ve bugüne kadar tanımlanan canlılarının büyük bir bölümü, böylesine derin sulara inmek için elverişli yapıya sahip değil.
Hatta bu konuda örnek gösterilecek gayet açıklayıcı bir cümle de var: Bu sulardaki basınç, baş parmağınıza bir filin oturması gibi. Fakat burada hayat var. Tek hücreli organizmalar, bu organizmalarla beslenen balıklar. Çoğu dünyanın oluşumundan günümüze kadar uzanan bir evrimsel kökene sahip. Hala keşfedilmeyi bekleyen binlerce tür ve onların hayati gizemleri var.
Derin deniz fizyoloğu ve ekolojisti Mackenzie Gerringer, bugüne kadar tespit edilmiş en derin sularda yaşayan canlının, 8 kilometre derinlikte bulunduğunu belirtiyor. Baş parmağımızın bir fil yüküne dayanamayacağı ortadayken, bu balık nasıl oluyor da orada rahatça yüzebiliyor?
Söz konusu balık “kuyrukbalığı” olarak biliniyor.
Gerringer ve meslektaşları, 2014 yılında Pasifik Okyanusu’nun batısındaki Mariana bölgesinde bir araştırma yaptılar. Geçtiğimiz yıl, 28 Kasım'da da “psuedoliparis swirei” adında bir başka tür keşfedildi. Gerringer ve arkadaşları, örnekleri elde edebilmek için epey uğraştılar. Bir kutuya kafes sistemi kurarak onu çelik plakalarla ağır olacak şekilde dizayn ettiler. Materyalin istenilen bölgeye kadar batması 4 saatlerini aldı.
Kuyrukbalıkları, su altında yaşayan küçük kabuklu amfibilerle besleniyor. Böylesine derin noktalarda yaşayan diğer türlere nazaran gövdeleri oldukça yumuşak olan bu balıklar, sert kabukluları tüketecek kadar güçlü çeneye sahipler.
Fakat ne oluyorda yumuşak gövdeleri bir anda yüksek basınç altında pestile dönmüyor?
Gerringer ve arkadaşları, bu balık türünün ilginç biyolojisini araştırmak amacıyla, 3 boyutlu bir robot kuyruklu balık prototipi yaptılar. Araştırmacılar bu robotla cevap aramanın gerçek balıkları yakalamaktan daha kolay olduğunu söylüyorlar.
Robotun gövdesinde bulunan kadifemsi kılıf, gerçek kuyrukbalığının gövdesindeki jelatinimsi dokunun bir taklidi olacak. Ani şekilde daralan ve genişleyen gövde yapısıyla tıpkı gerçek hali olan balıklar gibi yüzebilecek.
Muhtemelen Gerringer ve arkadaşlarının bu girişimi, yakın zamanda derin deniz canlıları hakkında daha fazla veriye sahip olmamızı sağlayacak.