Dünya çapındaki fizikçiler bugün, Dünya’da bulunan teleskoplar ve gözlem evleri üzerinden yapılan ve uzayda ‘kilonova’ olarak adlandırılan olgunun keşfini kutladılar. 130 milyon ışık yılı uzaklığında bulunan iki nötron yıldızı çarpışarak, çekim dalgaları, x ışınları, gamma ışınları, radyo dalgaları ve ışık dalgaları yaydılar. Bu olaylar aynı zamanda yeni bir araç olarak da hizmet edebilecek. Evrenle ilgili en temel sorulardan birine cevap verebilir: Evren ne hızla genişliyor?
Ne kadar uzağa bakarsak, galaksiler o denli hızlı şekilde bizden uzaklaşıyor gibi görünüyorlar. Bu özellik, evrenin yapısı üzerine işlenen bir sayı beraberinde geliyor: Hubble katsayısı. Fakat sorun şu ki Hubble katsayısı, yaptığımız ölçüye göre değişkenlik gösterebiliyor. Bilim insanları nötron yıldızı kaynaşmasını kullanarak bu katsayının tam olarak ne olması gerektiğini keşfedebilirler.
Florida Üniversitesi’nde doçent olan Imre Bartos “Tüm detayları anlayamıyoruz çünkü, baş etmekte zorlandığımız çok sayıda sistematik belirsizlik var. Çekimsel dalgalar bu noktada önemli rol oynayabilirler” diyor.
Hubble sabitesini ölçmek için bilim insanlarının kullandıkları bir yöntem, görebildikleri en uzak ışığı gözlemlemek şeklinde gerçekleşiyor. Söz konusu ışık, Big Bang (büyük patlama)’den birkaç yüz bin yıl sonra açığa çıkmıştı. Bilim insanları bu ışığa ‘Kozmik Mikrodalga Arka Planı’ adını veriyorlar. Avrupa Uzay Ajansı’nın ‘Planck Uydusu’ bu ışığı kullanarak yaptığı ölçümde, söz konusu katsayıyı 68km/(s*Mpc) olarak ölçmüştü. Yani, gözlemlediği mesafenin her ek megaparsec alanı için, ya da 3 milyon ışık yılı için, ışık kaynakları 68 km/saniye daha hızlı hareket ediyorlardı. Fakat çok sayıda galaksinin gözlemlenmesinden oluşan kombinasyona dayalı olarak yapılan diğer testler, bu değerin 73 km/(s*Mpc) olduğunu gösteriyordu. Her iki ölçüm de, bir diğerinin yanlış olduğunu göstermeye yetiyor. Aynı zamanda da evrenin, bilim insanlarının daha önce düşündüklerinden çok daha esrarengiz olduğunu da ortaya koyuyor.
Her iki ölçümün de kendine göre negatif yönleri var. Birinci yöntem güçlü tahminler gerektiriyorken, ikincisi ise hata yapmayı kolaylaştıracak çok sayıda potansiyel kaynağı barındırıyor bünyesinde. Fakat bilim insanları yeni nötron yıldızı birleşmesinden elde edilen sonuçları kullanarak, Hubble sabitesinin gerçek değerini farklı gözlemlerden meydana gelen değer kaybına uğramaksızın tespit edebilirler. Nötron yıldızlarının bulunduğu bölgede ‘GW170817’ çekimsel dalga olayına dayalı olarak veriler toplayan bilim insanları, ışığı analiz ederek, NGC 4993 olarak adlandırılan ana galaksinin hızını tespit ettiler.
Bildirdikleri rakam 70 km/(s*Mpc) ± 10. Fakat bu aralık, daha önce yapılan ölçümlerin hangisinin doğru olduğunu tam olarak tespit etmek için fazlaca geniş olduğu için, kesin bir tespit şu an için yapılamıyor.
“Bu rakam şimdilik fazla bir şey söylemese de, geleceğe dair bir bakış açısı kazandırabilir. Gayet güzel bir şekilde çalışıyor sistem. Bu olayların sayısını tespit ettiğimizde, söz konusu aralığı daha aşağıya çekebiliriz. Organize astronomi çağının ışığı göründü. Ve çekimsel dalgaları içeren astronomi, nihayet gerçekleşti” diyor Slosar adlı bir astronom.
Bilim insanları şu anda hem LIGO makinelerinin, hem de Virgo’nun da olduğu mevcut çekimsel dalga dedektörlerini güçlendiriyorlar. Tüm bu makineler gelecek yıl içerisinde tekrar kullanıma girdiklerinde, araştırmacılar her ay en az bir nötron yıldızı kaynaşması olayının yaşanacağı beklentisi içerisindeler. Böylece ölçümler, daha sağlıklı olarak gerçekleştirilebilecek.
Bartos konuyla ilgili olarak şöyle diyor: “Çekimsel dalgalardan elde ettiğimiz şey, Hubble katsayısının ölçümü noktasında çok fazla bir şey sağlamadı. Evrenin nasıl genişlediğine dair anlayışımız değişmedi. Ama, bu olay, çok yakında neler yapabileceğimizi gösterdi.”