Celâl Şengör'ün İddia Ettiği Gibi Madencilik Faaliyetleri Gerçekten Çevreye Zararlı Değil mi?

6
2
1
0
0
Doğayı seviyor ve korumak istiyoruz. Kasıtlı veya kasıtsız gerçekleşen tahribatlar ise bizi bir ebeveyn gibi koruyucu olmaya itiyor. Celâl Şengör'ün çevrecilere 'zır cahil' demesinin ardından maden tahribatı hakkında neler biliyoruz?

Madenler dünyanın ekonomik vazgeçilmezlerinden biri, kullandığımız onlarca eşyanın kaynağı ancak doğaya zararı ne boyutta? Maden kapatıldıktan sonra alana ne oluyor? 

Türkiye ve dünyada madenlerin durumu, maden işletmelerinin denetlenmesi, maden rehabilitasyonları hakkında bilgileri sizler için bir araya getirdik. 

Celâl Şengör ne demişti?

Celâl Şengör, 4 Aralık Dünya Madenciler Günü kapsamıyla katıldığı panelde; madenlerin gerekliliğine vurgu yaparak çevrecilerin hatalı olduğunu ve 'zır cahil' olduklarını belirtmişti. Sosyal medyada tepki çeken Şengör haklı mıydı?

Çevreci olmak yanlış mı, yoksa çevrecilik faaliyetlerinde kullanılan bakış açısında yanlışlık olabilir mi? Konuya hâkim değilseniz alttaki haberimizi okuyabilirsiniz:

Perde aralanıyor: Bu madenler ne yapıyor? 

maden

Madencilik faaliyetlerinin nasıl işlediği, maden alanlarının nasıl seçildiği, işlemlerin ardından alana ne olduğunu araştırdık. Madenler; mineral ve elementleri arama, çıkarma, hazırlama, zenginleştirme, depolama, atıkların ortadan kaldırılması ve çevre ile uyum gibi pek çok aşamayla ilgileniyor.  

Taş Devrinden beri insanın tarihini bölümlere ayırırken doğal kaynakları kullanabilme becerisine göre isimlendiriyoruz. 1950’lerde yaşadığımız Sanayi Devrimi ile madenlere ihtiyacımız büyümüş, birçok kullanım alanına yayılmış sonunda da vazgeçilmez eşyalarımızın kaynağı olmuştur. 

Madencilik hem doğaya hem çalışana riski olabilen, maliyeti yüksek ve uzun vadeli bir süreçtir. Yenilenemez bir kaynak olduğu için işletme sürecinde yapılan bazı yatırımların sona gelindiğinde boşa gitmesi de kaçınılmazdır.  

Madenin yapısına göre alanın yaşayacağı değişim de farklılaşıyor. 

maden

Açık ve kapalı olarak adlandırılan iki yöntemi bulunan madencilikte; madenin bulunduğu nokta, yöntemi değiştiriyor. Yaklaşık olarak, dünyada bulunan madenlerin %70'i açık maden ocağı yöntemiyle işletiliyor. 

Yüzey madenciliğinde bitki ve canlı örtüsünün azalma veya ortadan kalkması, alanın jeolojik yapısının bozulması gibi riskler bulunuyor. Zeminden daha derinde gerçekleşen kapalı madencilikte doğaya tahribatın riski daha az olsa da arazinin bozulmasına yol açılabiliyor. 

Yer altı ve yüzeyde bulunan su kaynaklarının, doğal zincirin, iklimin, toprakta ve alanda yaşayan canlı yaşamın, verimli toprağın, kültürel varlıkların zarar görmesi; toz ve gürültü kirliliğine yol açabilmesi, madenleri çevre için tehlikeli konuma sokuyor.  

Madenlerle işimiz bittiğinde; 

maden

Dünyada, madencilik sonrası doğanın onarımı ve yeniden kazandırılması, faaliyet öncesi ve süreci boyunca değerlendiriliyor. Ülkemizde ise doğanın iyileştirilmesi, genellikle madencilik faaliyetinden sonra zorunlu olarak ele alınan bir konu. 

Madenin işlemesi durduğunda, zarar gören alanların onarım çalışmaları dört aşamada gerçekleştiriliyor. Öncelikle madencilik sonrası alana ne olacağı planlanıyor. Plana göre alanın yapısı düzenleniyor ve ardından da iyileştirme süreci gerçekleşiyor. İyileştirme süreci, alanın izlenmesi ve bakımı ile devam ediyor.  

Türkiye’nin jeolojik ve tektonik yapısı nedeniyle çok çeşitli maden yatakları bulunuyor.  

maden

Dünyada bulunan yaklaşık 90 çeşit madenden 60 kadarı ülkemizde de bulunuyor. 2017 verilerine göre maden üretim değerinde 28’inci, çeşitlilik sıralamasında ise 10’uncu sırada yer alıyoruz. Dünya endüstriyel ham madde rezervlerinin %2,5’i ülkemizde bulunurken, bor minerallerinde %72 ile ilk sıradayız.  

Çevre kavramı 1982 Anayasası ile gündeme gelmiş, 1983 yılında da 2872 sayılı 'Çevre Kanunu' yürürlüğe girmiştir. Madenler, Anayasanın 168. maddesi kapsamında değerlendirilmiş, 3213 sayılı Maden Kanunu 1985 yılında çıkmıştır. 

Kısaltılmış adını çokça duyduğumuz Çevresel Etki Değerlendirmesi nedir?

çevresel etki değerlendirmesi

ÇED; planlanan projelerin çevreye olumlu ve olumsuz etkilerinin tespit edilmesi, olumsuz etkilerin önlenmesi, çevreye zarar vermeyecek ölçüde en aza indirilmesi için alınacak önlemleri, yer ve teknoloji alternatiflerinin değerlendirilmesi, projenin uygulama aşamasında izlenmesi ve kontrolünü kapsıyor. 

Çevresel etki değerlendirmesi süreci; başvuru, inşaat ve öncesi, işletme ve sonrası çalışmalarını içeriyor. Halkın katılımı toplantısı ile proje hakkında bilgi verilerek görüş ve öneriler toplanıyor. Toplantıların yeri ve tarihi en az 10 gün önce gazetelerde ilan ediliyor. 

Komisyon tarafından halkın görüşü incelenerek ÇED raporuna son şekli veriliyor. Bakanlık ve/veya valilik tarafından askıda ilan ve internet aracılığıyla proje tekrar görüşlere açılıyor. Proje, tüm görüş ve değerlendirmelerin ardından olumlu veya olumsuz olarak sonuçlandırılıyor. ÇED kararına uyulmayan projelere Çevre Kanunu kapsamında işlemler başlatılıyor. 

Madencilik faaliyetlerinde kaynağın yeri belirli.  

maden

Madencilik aşamalarının her birinde doğaya farklı zararlar gerçekleşebiliyor. Maden çıkarma, zenginleştirme ve metal tasfiyelerinde kirletici etkenler ortaya çıkabiliyor. Madenin büyüklüğü, fiziksel ve kimyasal yapısı ve işlemin süresi de bozulmaya etki edebiliyor. Tarım, orman ve canlı yaşam alanlarında bozma, az veya çok zarar vermeyle karşılaşılıyor. 

Estetik olarak da kirliliğe yol açan maden işletmeleri, yalnızca minerali çıkardıkları alanı bozmakla kalmayabilir. Element ve minerallerin depolandıkları, yığıldıkları alanlar da çevre dengesini bozmada rol oynayabilir.   

Çevre odaklı sivil toplum kuruluşları, tüm dünyada madencilik faaliyetlerine karşı çıkıyor. 

Sivil toplum kuruluşları, madencilik faaliyetlerinin başlamasının engellenmesi amacıyla çeşitli girişimlerde bulunur. Madencilik faaliyetinin karşı çıkılmasına rağmen başlaması ile STK girişimlerinde azalmalar görülüyor ve genellikle de madenlerin işleme başlamasının ardından durdurulma çok nadir oluyor. 

Toplumu etkilemek adına, maden alanı için olumlu ve olumsuz tarafların çevre dışında elemanları da konuya dahil ettiği görülebiliyor. Yöre halkının direnişini azaltmak veya çoğaltmak adına yapılan bu çalışmalar ise çevre koruma temelinden konunun uzaklaşmasına yol açabiliyor. 

Yarınlar için alternatifler gelişene kadar...

Madencilik sektörü ile ilgili politikalar; özel şirketlerin, STK’lerin ve maden alanı yakınında yaşayan insanların bakış açılarını, dolayısıyla da eylemlerini değiştirebilir. STK’lerin önleyici, aydınlatıcı ve durdurucu faaliyetlerinin madencilik sonrasında da canlı tutulması; ÇED raporu ile madenlerin rehabilitasyon süreci boyunca da takip edilmesi önem taşıyor. 

Alanların geri kazandırılmasında en kısa yol, ağaçlandırma. Bilinçlenmenin artmasıyla rehabilitasyonu yapılan bölgeye ekolojik faydanın eskisinden de iyi olacağı tasarımlar gerçekleştirilebilir.

Unutulmamalıyız ki orman toprağı, yalnızca üzerindeki ağaçların kesilmesiyle özelliğini yitirmez. Toprağın korunmasıyla çok kısa sürede yeniden ormana ulaşabiliriz. Denetlemelerin 'denetlemeleri' bize düşüyor, madenlerin kapatılmasından sonrasına her sürecin takipçisi olmalıyız.

Ekonomik kalkınmanın ve kullandığımız pek çok eşyanın kaynağı olan 'vazgeçemediğimiz' madenlerin doğurduğu tahribat önemsiz midir? Düşüncelerinizi bekliyoruz. 

İlginizi çekebileceğini düşündüğümüz içeriklerimiz:

6
2
1
0
0
Emoji İle Tepki Ver
6
2
1
0
0