Çiçek hastalığı aşısı vücudumuzda iz bırakan aşılardan bir tanesi. 1973 ve sonrasında doğduysanız kolunuzdaki iz çiçek aşısı kaynaklı değildir. Çünkü aşılanma sayesinde 1975 ve sonrasında bu hastalık görülmedi. Sadece laboratuvarlarda tutuluyor. Nadiren de olsa birkaç vaka görülebiliyor.
Variola virüsünün oluşturduğu çiçek hastalığına karşı bulunan çiçek aşısı tarihteki ilk aşıdır. Edward Jenner tarafından bulunan aşı, 10 yıla yakın bir süre boyunca insanları hastalıktan korumayı başararak milyonlarca insanın hayatını kurtardı.
20. yüzyılda 300 milyon kişiyi öldüren hastalığın ne kadar korkunç olduğunu Aşık Veysel örneğiyle verelim.
Aşık Veysel'in iki kız kardeşi, yörede yaygınlaşan çiçek hastalığına yakalanarak yaşamlarını yitirdi. Ardından Veysel de yedi yaşında aynı hastalıktan dolayı iki gözünü de kaybetti.
Kendi anlatımına göre: "Çiçeğe yatmadan evvel anam güzel bir entari dikmişti. Onu giyerek beni çok seven Muhsine kadına göstermeye gitmiştim. Beni sevdi. O gün çamurlu bir gündü, eve dönerken ayağım kaydı ve düştüm. Bir daha kalkamadım. Çiçeğe yakalanmıştım... Çiçek zorlu geldi. Sol gözümde çiçek beyi çıktı. Sağ gözüme de, solun zorundan olacak, perde indi. O gün bugündür dünya başıma zindan."
Çiçek aşısı genellikle dirseğin hemen altından kola yapılırdı ve diğer aşılara göre bir miktar daha büyük bir iz bırakırdı.
İz, hastalığın neden olduğu yarayı andırır. Oluşan yara dokusu vücudun bir tepkimesidir. Skar adı verilen yara dokusu büyüyünce de geçmez.
Ayrıca çiçek aşısı izi dünyanın ilk aşı pasaportuydu. 20. yüzyılın başlarında ABD'de yaşayan herkes kamusal alana girmeden önce aşı izini göstermek zorundaydı.
1903 yılında geldiğinde bir kararnameyle aşı izi olmayanların çalışması tamamen yasaklandı. O yıl yasaklar peş peşe geldi. Ancak aşılama karşıtı gösteriler hiçbir zaman dinmedi.
Bu sefer insanlar kezzap olarak bilinen nitrik asitle kollarında yara izi oluşturmaya başladı. Aşı pasaportunun sahtesi her ne kadar acı verici olsa da insanlar yetkilileri bu şekilde kandırmayı başarıyordu.
Çiçek aşısı, günümüzde kullanılan diğer birçok aşıya göre farklı bir şekilde enjekte edilmekteydi.
Örneğin, bir grip aşısı, birkaç deri katmanından geçirilerek kas içine sokulan tek bir iğne ucu ile verilir. Çiçek aşısı ise çatallı (iki uçlu) iğne kullanılarak yapılır.
Çiçek aşısını uygulayan kişi, deride birden fazla delik açardı. Aşı, deri altı doku gibi daha derin cilt katmanlarına nüfuz etmezdi. Enjekte edilen zayıf virüs bu dermal katmana ulaştığında çoğalmaya başlar. Bu, papül olarak bilinen küçük, yuvarlak bir yumru oluşmasına neden olur. Papül daha sonra sıvı dolu bir kabarcık gibi görünen bir hücre kesesine(vezikül) dönüşür. Nihayetinde, bu kabarık alan oluşur. Bu, başarılı bir aşı yapıldığını gösterir.
Aslında pek çok kişi kolundaki aşı izini çiçek aşısından kalma sanıyor fakat genelde tüberküloz(verem) aşısının izidir.
Sol kolun omuza yakın bir bölgesine yapılan bu aşının neden olduğu iz çiçek aşısı izinden küçüktür. Tüberküloz (verem) aşısı izi 1980-1990 neslinde bulunuyor. Genellikle doğumdan iki ay sonra yapılır. Okullarda yapılan ise kızamık, tetanoz, difteri ve kabakulak aşılarıdır.
Tüberküloz aşısı çiçek hastalığı aşısı gibi intradermal yolla verilir. Yani deri içine enjekte edilir. Covid aşısı ise kas dokusu içine enjekte edilir. Bu yüzden iz bırakmaz.
Sol omuzunuzda doku izi bırakmış olan tüberküloz aşısı korona salgınında da hayatınızı kurtarmış olabilir.
Tüberküloz aşısının sadece bu hastalığa karşı değil yarattığı "bağışıklık eğitimi" ile korona dahil başka patojenlere de etkin olduğu düşünülüyor. Johns Hopkins Üniversitesi de tüberküloz aşısı olmayanların Covid’den ~6x daha fazla etkilendiğini açıkladı.
• Anne, kolundaki iz neden oldu?
- Çiçek aşısı izi.
• Bende niye yok?
-Çünkü işe yaradı.
Kaynak: Healthline, The New York Times, History