Corona virüsü neredeyse bütün dünyada etkisini göstermeye devam ediyor. Bilim insanları, benzer virüslerin yayılma şekillerinden yola çıkarak corona virüsünün solunum yolları aracılığıyla ve virüslerin bulunduğu yüzeylere dokunarak bulaştığını söylüyorlar.
Corona virüsü, grip virüsü gibi havada asılı kalmadığı için bulaşması için insanlarla yakın temas gerekiyor. Bu nedenle toplu taşıma gibi insanların kalabalık olarak bulunduğu alanlar fazlasıyla risk oluşturuyor.
Otobüs, metro ve tren gibi toplu taşıma araçları, kalabalık durumlarına göre önemli bir risk alanı oluşturuyorlar. Kalabalık toplu taşıma araçlarında insanlar birbirleri ile yakın temasta bulundukları için enfekte olmuş birinden virüsün bulaşma ihtimali yüksek görünüyor.
Daha önce yapılan araştırmalar metrolar gibi kalabalık toplu taşıma araçlarının grip benzeri solunum yolu hastalıklarına yakalanma ile bağlantısına işaret ediyordu. Ancak doğrudan kanıtlar sunan bir çalışma yok.
Kalabalık toplu taşım araçlarında virüsün bulaşma riski yükselirken, daha az insanın kullandığı toplu taşıma araçlarındaki risk durumunu ise bu araçların havalandırılma durumu ve araçta yolcuların geçirdiği zaman belirliyor. Aynı zamanda araçların temizlenmesi ve dezenfekte edilmesi de virüsün bulaşma riskini azaltabilecek faktörler arasında yer alıyor.
Toplu taşıma araçlarını kullanırken corona virüsü riskini azaltmak için uzmanlar, enfekte olduğu düşünülen insanlarla yakın temasta bulunulmaması ve görece daha az insanın kullandığı saatlerde toplu taşımanın kullanılması konusunda uyarıyor.
Bir diğer tartışma konusu olan toplu taşıma aracı ise uçaklar. İnsanlar uçaklardaki havan “bayat” hava olduğu için virüs bulaştırma riskinin daha yüksek olduğunu düşünüyorlar. Ancak uçaklarda bulunan havalandırma sistemi havayı tren, otobüs ve hatta ofislerden daha temiz tutuyor.
Metrekare başına düşen insan sayısı diğer araçlardan çok daha yüksek olmasına rağmen uçakların havalandırma sistemleri, 2-3 dakikada bir uçağın içinde bulunan havayı tamamen değiştiriyor. Ofislerin havalandırma sistemi ise tüm havayı ancak 10 ile 12 dakika arasında değiştirebiliyor.
Uçaklarda bulunan yüzeylerden virüs bulaşması ihtimali de yüksek değil. 2018’de yapılan bir çalışmada, 10 uluslararası uçağın yüzeyinin durumunun normal bir oturma odası ile benzerlik gösterdiği tespit edilmişti.
Tabii ki bu çalışmaların hiçbiri corona virüsü hakkında değil. Corona virüsünün bulaşma yolları daha farklı sonuçların ortaya çıkmasına neden olabilir. Ancak yine de devam eden virüs salgını sırasında toplu taşımanın önemli bir risk barındırdığına kesin gözü ile bakılabilir. Özellikle Türkiye gibi toplu taşımanın iş giriş ve çıkış saatlerinde çok kalabalık olduğu bir ülkede toplu taşıma konusunda daha dikkatli davranılmalıdır.