Eşi benzeri olmayan bulaşma gücü ile kısa sürede küresel çapta bir halk sağlığı sorunu haline gelen yeni tip koronavirüs hastalığı COVID-19, ‘bildiğimiz dünyanın’ sonunu getirdi desek yeridir. Eskiden insanların iç içe olduğu caddeler, sokaklar ve meydanlar, derin bir sessizliğe bürünmüş durumda.
Türkiye dahil 200’den fazla ülkede etkisini gösteren COVID-19, bugüne dek 2 milyonun üzerinde insana bulaştı ve 140 bine yakın insanın hayatını kaybetmesine neden oldu. Bilim dünyası, on binlerin ölümüne neden olan bu hastalığa bir çare ararken insanlık, koronavirüs salgınının bir sonucu olarak gelecekte yepyeni bir sorunla daha karşı karşıya kalabilir: Kronik Yorgunluk Sendromu (CFS).
"Koronavirüs gelecekte Kronik Yorgunluk Sendromu'na (CFS) neden olabilir"
Viral enfeksiyonlar daha önce uzun süreli yorgunluk semptomları ile ilgili problemlerle ilişkilendirilmişti. Örneğin, Miyaljik Ensefalomiyelit (ME) olarak da adlandırılan CFS, bazen viral enfeksiyonlardan sonra ortaya çıkan bir rahatsızlık olarak biliniyor. CFS’den muzdarip insanlar, aşırı yorgunluk, kas ağrısı ve ışığa duyarlılık gibi bir dizi semptom gösterse de, geçirdikleri bu rahatsızlığı çoğu zaman anlayamayabiliyor.
Peki yeni tip koronavirüs, benzer yorgunluk sendromlarını tetikleyebilir mi? 2002-2003 yılları arasında etkili olan SARS virüsü, bunun olabileceğine dair ipuçları sunuyor. Yapılan araştırmalar sonucunda Toronto, Kanada'da enfekte olan bazı kişilerin üç yıl sonra yorgunluk, kas güçsüzlüğü ve uyku problemleri yaşadığı tespit edildi.
SARS virüsüne enfekte olan bazı insanlar, 2-3 yıl sonra aşırı yorgunluk ve uyku problemleri ile karşılaştı
SARS salgını sırasında, Toronto'da 273 kişiye enfeksiyon tanısı konuldu ve bu insanlardan 44'ü hayatını kaybetti. Toronto Üniversitesi'nden psikiyatrist ve uyku uzmanı Harvey Moldofsky, salgın sona erdikten sonra, enfekte olup iyileşmelerine rağmen sağlık sorunları yaşayan 22 kişi üzerinde bir çalışma yaptı.
Moldofsky ve ekibi, katılımcıların genellikle vücudunun her yerinde kas ağrısı, uykusuzluk, gündüz yorgunluğu, güçsüzlük ve depresyondan muzdarip olduklarını keşfetti. Moldofsky, söz konusu belirtilerin Kronik Yorgunluk Sendromu’na (CFS) çok benzediğini söylemişti.
COVID-19'u geçiren insanlar, ikinci bir hastalıkla daha karşı karşıya kalabilir
Öte yandan ekip, Toronto'da SARS tanısı konulanların sadece yüzde 8'ini inceledi. Bu yüzden SARS olan diğer insanların da bu semptomları yaşayıp yaşamadığını bilmiyoruz. Ayrıca bu belirtilerin tam olarak ne kadar sürdüğü de bilinmiyor.
Şu an tüm dünyanın mücadele ettiği COVID-19 hastalığı, farklı bir virüsten kaynaklı olsa da, SARS ile aynı koronavirüs ailesinden geliyor. Moldofsky, tam da bu yüzden, enfeksiyonun kısa vadede viral bir yorgunluk sendromuna da neden olabileceğinden endişe ettiğini söylüyor.
İngiltere hasta yardım kuruluşu ME Derneği'nin tıbbi danışmanı Charles Shepherd da bu tehlikeye dikkat çekiyor:
“Bazı insanların daha sonra ME / CFS benzeri bir hastalığa yol açabilecek viral bir yorgunluk sendromu yaşaması oldukça muhtemel. Akut solunum yetmezliğinden sonra insanlara ne olduğu açıkça araştırılması gereken bir şey”
Avustralya’nın Melbourne kentinde bulunan Deakin Üniversitesi'nden Mark Guthridge ise insanların CFS veya ME teşhisi konmadan önce en az altı ay boyunca semptom göstermeleri gerektiğinden, bu kanıya dair kesin bilgilere ulaşmanın uzun zaman alabileceğine dikkat çekiyor.