Davos Zirvesi’nde gerçekleştirdiği konuşma ile dikkatleri üzerine çeken tarihçi ve yazar Yuval Noah Harari, biyoloji ve verinin yakın gelecekte bir araya gelerek daha önce hiç görülmemiş boyutta tehlikelere yol açabileceğini belirtti. Harari, biyolojinin teknoloji ile birleşmesi sonucunda insanlığın hatta tüm yaşamın veri yönetenlerin kontrolüne geçeceğini söyledi.
Homo Sapiens'in son nesli olduğumuzu belirten Harari, ‘’Önümüzdeki dönemde bedenimizi ve zihnimizi yeniden inşa etmenin yollarını bulacağız. Dolayısıyla veri 21. yüzyılın ekonomisinde yeni bir ürüne dönüşecek. Tekstil, otomobiller ya da silahlar değil; bedenler ve zihinler geliştireceğiz.’’ dedi.
Geçmişte en önemli şeyin arazi olduğunu, fakat günümüzde yerini veriye bıraktığını söyleyen Harari, endüstri devriminin makineler sayesinde insan gücüne olan ihtiyacı yok ettiğini ve insanlar arasında sınıf ayrılıklarına neden olduğunu söyledi: ‘‘Günümüzde veri, makinelerin yerini alıyor. Verilerin kontrolü az sayıda insanda olması halinde insanlık sınıflara değil türlere ayrılabilir.’’
Bilimin insanlığı organik sınırlardan inorganik sınırlara taşıyacağını söyleyen Harari, ‘’4 milyar yıllık organik yaşamdan akıllı tasarımın şekillendireceği inorganik yaşama sürükleniyoruz. Verinin kimin elinde bulunduğu bu yüzden her zamankinden daha önemli.’’ dedi. Harari’ye göre bilim, doğal evrim süreçlerini akıllı tasarıma aktarma görevini üstleniyor ve bu tasarım bulutların üzerinde bulunan bir tanrının değil bulut sistemleri kullanan IBM, Microsoft gibi şirketlerin aklını temel alıyor.
Verinin sahipliği konusunda bilim insanlarına, hukukçulara, filozoflara hatta şairlere dahi danışılması gerektiğini belirten Harari, bunun tüm yaşamın geleceğini etkileyen bir sorun olduğunu belirtti: ‘’Bu sorun önümüzdeki birkaç 10 yıl içinde gündemimize gelecek. 200 yıl sonra zaten bugünkü anlamda insanların kalacağını sanmıyorum. Bambaşka bir tür ortaya çıkacaktır.’’
Ülkesi İsrail’in Batı Şeria’da dünyanın hiçbir yerinde görülmemiş bir takip sistemi inşa ettiğini ve insanların her anlamda her adımını kontrol etmeye çalıştığını belirten Harari, Çin, Kuzey Kore ve ABD gibi ülkelerin de benzer çalışmalar içinde olduğunu belirtti: ‘’Yarın bir akıllı bileklik takmaya mecbur kalacağımız yapılarda işler daha da değişecek. Sokakta liderinizin posterini gördüğünüzde ne hissettiğinizi merkeze rapor edecek tarzda sistemlerden söz ediyorum.’’
Harari, en büyük çıkmazların sağlık alanında yaşanacağını belirtirken daha iyi hizmet alabilmek için sağlık kurumlarına beynimizde olup bitenlere erişim hakkı vermemiz gerekecek dedi: ‘’İnsanlar daha iyi sağlık için mahremiyetlerinden vazgeçecek. Hatta bazı ülke ve durumlarda bu mecburi olacak. Daha iyi şartlarda bir sigorta istiyorsanız, bu verileri vermeniz gerekebilecek.’’
Son olarak içinde bulunduğumuz çağın bir dijital diktatörlük yaratabileceğini belirten Harari, yapay zeka ve makine öğreniminin ortaya çıkardığı gücün demokrasinin üstünlüğünü diktatörlüğe geçebileceğini söyledi: ‘’Demokrasi merkezi, veri işlemeyi mümkün kılan yapılara uyum sağlayamazsa insanlar dijital diktatörlüklerin boyunduruğu altına girebilir. Bugün dahi bu teknolojileri kullanan demokratik görünümlü ülkelerin bu tip yapılar kurmak için çalıştığını gözlemliyoruz.’’
