Hiç de kış aylarındaymışız gibi hissettirmeyen bu havalara baktığımızda Dünya'nın nereye gittiğini merak edebiliyor ve bu bağlamda 'sürdürülebilirlik' kavramını aklımıza getirebiliyoruz. Bu alanda insanlara, yapılabilecekleri gösteren ve onları motive eden çok sayıda şahıs ve şirket bulunuyor.
Örnek olarak Deniz Sağdıç'a göz atacağız. İster poşet, ister kullanılamayacak halde olan bir devre parçası olsun; atık nesneleri bir araya getirerek onlardan sanat eserleri oluşturan sanatçı, bunu yaparken motivasyonunu da sürekli vurguluyor.
Örneğin burada 'kot' parçalarıyla oluşturulan bir tablo var:
Nikola Tesla tablosu ise atık kablo parçaları ile yapılmış.
Mustafa Kemal Atatürk'ün tablosuna yakından bakıldığında da kot parçaları dikkat çekiyor.
Burada ise atık tekstil parçaları kullanılmış.
Atık devre parçaları göze farklı geliyor olmasına karşın ayrı bir seviyedeymiş gibi görünüyor.
Biraz daha uzaklaşsak normal bir tablodan farklı görünmeycekmiş gibi duran bu eserde ise pet şişe kapakları bulunuyor.
Van Gogh tarzını anımsatan bu tabloda plastik temelli poşetler kullanılmış.
Bu eser ise karton ambalaj atıklarının bir araya getirilmesiyle ortaya çıkmış.
Burada gördükleriniz ise alüminyum içecek kutularının parçaları.
Giysilerdeki deri etiketler bile tabloların arasında kendilerine yer bulmuşlar.
İtiraf edelim; atık nesnelerin arasında ilaçları görmeyi beklemiyorduk.
Bu tablonun fermuarlarla yapıldığına inanmak, yakından bakmadığınız sürece gerçekten zor.
Atık deri etiketleri görmüştük. Buna ek olarak bir de atık deri parçaları eserlerde kullanılıyor.
Steve Jobs'ı bu şekilde görünce sanatçının yeteneği tekrar aklımızda vurgulanıyor
Son eserimizde ise yine atık tekstil malzemeleriyle farklı bir tarz bizleri karşılıyor.
Sizin favoriniz hangisi oldu?