Ülkemizin değişmeyen gündem maddelerinden biri depremler. 17 Ağustos 1999’daki büyük depremden sonra ne yazık ki can kayıplarının yaşandığı çok sayıda başka deprem de yaşanan ülkemizde haklı olarak bir deprem korkusu gözlemleniyor.
25 Ekim tarihinde gerçekleşen parçalı güneş tutulması ile ilgili olarak, deprem konusunda en bilgili isimlerden olan Profesör Doktor Naci Görür bir açıklama yaptı. Görür, kendisine sıkça sorulan “Güneş tutulması depremi tetikler mi?” sorusunu Twitter hesabından cevapladı.
İşte Görür’ün açıklamaları:
Prof. Dr. Naci Görür, geçtiğimiz haftalarda Twitter’da yaptığı ufak tweet zincirinde “Kimi takipcilerim soruyor. Bu ay güneş tutulması olacak. 17 Ağustos 1999 depreminden önce de olmuştu. Endişeliyiz hocam ya tekrar olursa diyorlar. Ay, Dünya ile Güneş arasına girdiğinde bu olay gerçekleşir. Bu olay sırasında üç gezegen (gök cismi anlamında) de aynı sırada olduğu için Dünya üzerine daha fazla çekim uygularlar. Bu çekim hem hidrosferde hem de litosferde kabarmalara neden olur. Kimi zaman litosferdeki kabarma 25-30 cm varabilir. Normalde bu çekim kuvveti büyük depremlere neden olmaz. Ancak kimi yerlerdeki faylar aşırı stres biriktirmiş ve deprem üretmeye zaten hazır hale gelmiş ise o faylar üzerinde depreme neden olabilir. Yani bardağı taşıran son damla rolü oynayabilir. Sevgiyle.” ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Naci Görür, açıklamasında güneş tutulmasının tek başına depreme neden olmayacağını söylemiş olsa da "bardağı taşıran son damla rolü oynayabilir" ifadesi, güneş tutulması sonrası deprem olabileceği şeklinde yorumlandı ve doğal olarak sosyal medyada bir panik havası oluştu.
Parçalı Güneş tutulması nedir?
Parçalı Güneş tutulması denilen olay, Ay’ın Güneş ile Dünya arasından geçerken Güneş’i kısmi olarak kapatmasıyla oluşur. Güneş ile Ay’ın dünyadan bakılınca görülen büyüklüğü (açısal boyut) neredeyse aynıdır. Yörüngeler elips şeklinde olduğu için Ay ve Güneş’in boyutları değişiklik gösterebilir. Bu da ortaya üç farklı Güneş tutulması türü çıkarır: Halkalı, Tam ve Parçalı tutulma. Halkalı tutulmada Güneş büyük, Ay küçük olduğu için Ay’ın arkasında Güneş’in haresi bir halka olarak kalır. Tam tutulma ise bazı yerlerin Ay’ın gölgesinde kalmasıdır, bu yerlerin dışında yaşayanlar için tutulma parçalı olur. Neden? Çünkü Güneş de Dünya da Ay’dan daha büyüktür.
Parçalı Güneş tutulması ne sıklıkla gerçekleşir?
Ay ile Dünya aynı yörünge düzleminde dönmez, iki düzlem arasında 5 derecelik bir açı vardır. Basitçe anlatmak gerekirse; Dünya normal yörüngesinde dönerken, Ay onun etrafında hafif sendeleyerek dönüşünü gerçekleştirir. Bu nedenle yılda 2 ila 5 arasında tutulma olur. İki yörünge aynı olsaydı her ay bir defa Güneş tutulması gerçekleşirdi. Bu tutulmalardan da en fazla 2’si tam tutulma olur ve küçük bir bölgeden gözlemlenebilirdi. Kalan bölgeler için tutulma parçalı tutulma olarak gerçekleşir ya da hiç gözlemlenmezdi.
Güneş tutulması, depreme neden olur mu? Bilim bu konuda ne diyor?
Yüzyıllardır Güneş tutulmasının depremlere neden olduğuyla alakalı yaygın bir inanış mevcut. Bilim insanları da bu inanışın bilimsel doğruluğunu tespit etmek için uzun yıllardır bu alanda önemli çalışmalar yapıyor. On yıllar önceki bazı araştırmalar Güneş tutulmalarının depremlere neden olabileceğini belirtmiş olsa da günümüzde daha modern ekipmanlarla yapılan çalışmalara göre bu tutulmalar kesinlikle tek başına depreme neden olamaz.
Heidelberg Ruprecht Karls Üniversitesi’nde Astronom olan Emil Khalisi’nin 2015 yılında yaptığı bir araştırmaya göre Güneş tutulmaları, yarattıkları gelgitler sonucu denizlerde ve karada oluşturdukları kabarcıklar nedeniyle kimi zaman depremlere neden olabiliyor. Tabii ki bu depremlerin gerçekleşmesi için sadece gelgitler yeterli değil. Zamanla stres biriktiren ve bir noktadan sonra patlamaya hazır olan faylar, en ufak bir tektonik hareket ya da kabarma ile biriktirdikleri tüm enerjiyi açığa çıkarmaya meyillidir. Bu noktaya gelen bir fay, Güneş tutulmasında oluşan gelgitlerin etkisiyle kırılabilir ve ortaya yıkıcı depremler çıkarabilir.
Yani yapılan bilimsel araştırmalar ve ortaya çıkan kanıtlar da Prof. Dr. Naci Görür’ün açıklamasını doğrular nitelikte. Ancak tabii ki bu tutulmaların her zaman depreme neden olmayacağını unutmamak gerekli.